Dolar (USD)
32.28
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2393.59
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

16 Eylül 2019

Her Okula 10 Dergi

Okumak dendiğinde herkesin bir çaba içine girdiğine şahit oluyoruz. Kimse çıkıp “Okuyup da ne olacak?” deme hakkına ve cüretine sahip değil. Her yerde okumak gerek. Bütün sınırları aşarak bunu yapmanın yollarını bulmaya geldi sıra. Okula, sınıfa, kütüphaneye sığmayacak kadar derin bir mevzu okumak.

Okumak üzerine düşünürken aklıma dergiler geldi. Rengarenk, çeşit çeşit, içinde bize yeni dünyaların kapısını açan dergiler. Edebiyat, sanat, tarih, çocuk, meslek, bilim dergileri.

“Her okula 10 dergi”. Bu söz takılıp kaldı dilime. Okullarımızda yavaş yavaş oluşmaya başlayan “Süreli Yayınlar Bölümü” güncel dergilerle donatılsa, okul kütüphanelerine ayda en az 10 dergi girse fena mı olur?

İl halk kütüphanelerinde süreli yayınlar bölümü zaten var. Pek kimse uğramasa da oraya yüzlerce dergi geliyor. “Dergi alacağım da bu kadar dergiyi okumaya para mı yeter?” bahanesine de gerek kalmadı.

Şimdi sırada dergilerin okullara girmesinde. Her işin başı okumak diyorsak buna dergileri de ortak etmemiz şart.

Tiryaki arkadaşlar bu hesaptan hoşlanmasalar da ben hesabı sıkı tutacağım yine. Günlük bir paket sigara içen bir zat-ı muhteremin havaya savurduğu duman ile bir dergi fazlasıyla alınıyor. Yani bir paket havaya giderken bir paket sigara parası ile de dergi alınması muhtemel bir hesap.

Okullarda ödenek yok, para yok bahanesini bir kenara bırakalım. En küçük okulda bile üç lira beş lira toplanarak okul dergilerle tanıştırılabilir. Çocuklarımız, gençlerimiz bilimi, sanatı, edebiyatı dergilerden öğrensinler, bilginin canlılığı ile tanışsınlar.

Dergilerin okullarına ücretsiz gelmesini bekleyen okullar şunu unutmasın. Her yıl ekonomik nedenlerden dolayı kapanan onlarca dergi oluyor. Okullara dergi alarak bir yandan da dergilerin yaşamasına vesile olacak okullarımız.

Başka bir hesaba geçelim. Her sınıf ayda sadece öğrenci başına elli kuruş toplasa bir dergiyi rahatlıkla alır. Bu da şu demek oluyor; bir okula sınıf sayısı kadar dergi girecek, okul kütüphanesinde çocuklar kitapların yanında dergileri de görecek.

Kütüphanelerimiz artık zenginleştirilmiş kütüphane diyoruz. Bu zenginliği sadece renklerle, döşemelerle, yapmak yetmiyor ne yazık ki. Dergiler de bu kütüphanelerin baş konuğu olsun ki zenginlik görsün gözümüz gönlümüz.

Dergi demek yenilik demektir, ufuk demektir. Düşüncenin en çeşitli haliyle kendine zemin bulduğu yayın organıdır dergiler. Gazete günlüktür ve ertesi gün eskiyecektir. Dergi öyle değil. Biz Tanzimat Dönemi’ne ya da Milli Edebiyat Dönemi’ne ait bir dergiyi hâlâ aynı tazeliğiyle okuruz. Necip Fazıl’ın Büyükdoğu’sunu ya da Varlık dergisinin ilk sayısını kütüphanesinde büyük bir övünçle sergiler derginin kıymetini bilenler.

Şairlerin, yazarların yeni ürünlerine biz dergilerden ulaşırız. Dünyanın gidişatına dair bir düşünce adamının cümleleri bir dergide karşılar bizi. Kalem sahiplerinin nefes alıp verdiği bir huzur ülkesidir dergiler.

Son zamanların en moda faaliyetlerinden olan edebiyat atölyelerinde eğer dergiler konuşulmuyorsa, dergiler takip edilmiyor, dergiler bu atölyelerin baş konularından değilse o atölyenin çok da faydalı işler yaptığına inanmıyorum ben. Dergi bir mekteptir. Bunu eli kalem tutmak isteyenlere anlatmazsak kuracağımız cümlelerin çok da anlamı olmaz.

Her okula 10 dergi diyerek başlansın bir kere. Dergilerin kuşatıcı iklimi okulun, sınıfın, kütüphanenin, öğretmenler odasının havasına sinsin; işte o zaman okumanın nasıl bir keyif hali olduğunu anlayacak herkes.

“Günümüz edebiyat dergilerinde hoşa gidecek hiçbir şey yok.” diyen bir arkadaşa kaç dergi takip ettiğini sordum. “Hiç” dedi. Kibirle, kulaktan dolma sözlerle, öteleyerek hiçbir yere varamayız. Hiçlik makamına ermek için önce kibri bir kenara bırakmak gerek.

“Her okula 10 dergi” bu yılki ana temamız olsun. On dergi yirmi olur, otuz olur. O da okulun engin gönlüne kalmış bir güzellik. Biz bir yerden başlayalım, gerisi zaten gelecektir.