Dolar (USD)
32.37
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2441.71
BIST 100
10082.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

17 Ağustos 2015

Hesabınızı kitabınızı millete göre yapın!

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun yuvarlak hesapla yüzde 60'lık blok (MHP-HDP-CHP) ilk tercihimizdir, her zaman ilk tercihimizdir diyeli iki ay kadar oluyor. MHP'nin buna cevabı "Biz PKK kuryesi ile aynı blokta olmayız" şeklinde olmuştu. Bu sefer Kılıçdaroğlu; madem öyle "sen başbakan ol" dediğinde ise Bahçeli; bırak Allah'ını seversen "Bu işler oyuncak mı?" diyerek kendini zor tuttuydu. Sırrı Süreyya Önder araya girerek "barışı MHP ile bile yürütürüz" demişti de onun da aldığı karşılık bir hayli sert olmuştu. Kimse MHP ile HDP'yi yan yana zikretmesin denilmişti. Bu sert atışmalar seçimlerin hemen ardından.. Lakin bir de bunun evveliyatı var tabii. 7 Haziran seçimleri öncesi üç muhalefet partisi büyük bir heyecanla başlamışlardı yarışa. Neredeyse omuz omuza, dirsek dirseğe müthiş bir temasla dayanışma örneği sergilediler. Çünkü 7 Haziran seçimlerinden sonra onların da beraber yürüyecekleri bir yolu olacaktı! Demirtaş; "seni başkan yaptırtmayacağız", Kılıçdaroğlu; "diktatör bozuntusu", Bahçeli ise "17 ve 25 Aralık'ın faili hırsız Erdoğan'a bu millet oy vermeyecektir "diyerek yeri göğü inletmişlerdi.

Çünkü üç liderin ortak hedefinde Erdoğan vardı. Erdoğan nefretinde bir araya gelerek birbirlerine yardımcı oldular. Allah var, dersini iyi ezber etmiş talebeler gibi görevlerini layıkıyla yaptılar. Parti programlarında paralel esinlenmeler gördüğümüz muhalefete elbette paralel yapı, Aydın Doğan medyası, güçlü, nüfuzlu, zengin Türkler ve Kürtler de destek verdi. Sadece içeride değil dış basın da muhalefetin yanında saf tuttu. Üst Akıl'ın hesabı birbirlerinden farklı olarak görülen gerçekte zihniyet ortaklığı bulunan bu partilere koalisyon hükümeti kurdurup ülkenin canını okumaktı. Evet, hesap tam olarak buydu.

Bu hesap tutmadı. Yazımın başında ifade ettiğim gibi bilhassa MHP'nin tabanı bu tür bir ortaklığa şiddetle karşı çıktı. Ve Bahçeli çok sert bir tavır ortaya koydu. Parti liderlerine kalsa ben bu üçlü koalisyonun çoktan hayata geçeceğine inananlardanım. İkinci bir AK Parti'yi bitirme planı olarak bu seferde koalisyon formülleri devreye girdi. Netice itibariyle 7 Haziran seçimleri yeni Türkiye karşıtları için bir zaferdi ve bu zaferin nihayete ermesi elzemdi. Çünkü böyle bir fırsat bundan sonra ya gelir ya gelmez(!) Bu çerçevede ilk akla gelen seçenek MHP oldu. Bir kesim (bu düşünce hala hakim) sırf tabanlarının yakınlığı itibariyle MHP AK Parti koalisyonunun kurulmasının en doğru seçenek olduğu yönünde görüş beyan ettiler. Bu girişimler Bahçeli'nin katı tutumuyla olumsuz sonuçlandı. Bir kısım romantikler ise asıl koalisyonun HDP ile yapılmasının en makul formül olacağı yönündeki iyi niyet temennilerini dile getirdiler. Etyen Mahçupyan başta olmak üzere bir kısım eski ve yeni AK Parti yöneticileri ise CHP ve AK Parti ortaklığının siyaseten en doğru seçenek olacağını ifade ettiler. Bunun da temel gerekçesi malum kutuplaşma meselesi. Epeydir sürekli kutuplaşan ve gergin bir Türkiye görüntüsünün verilmek istendiği aşikar. Türkiye tek kutuplu ulus devletçi, milliyetçi, Kemalist eski Türkiye rejiminde kimse kutuplaşmadan bahsetmezdi. Ne zaman dindarlar yönetimde biz de varız dedi o vakit kutuplaşan bir Türkiye'den bahseder olduk. Bunun bir algı operasyonu olduğunu "Bir algı operasyonu olarak kutuplaşma" başlıklı yazımda detaylı olarak işlemiştim. Netice itibariyle sırf gerginliği azaltmak için öne sürülen CHP AK Parti koalisyon formülü de açıkçası asılsız bir temele dayanmaktaydı çünkü gerçekte bu bir tuzaktı. Çünkü nihai olarak hedef Erdoğan'dı..

AK Parti seçimlerin hemen ardından oluşan tabloyu en net okuyan partidir. Daha ilk günden tüm partilere açık kapı bıraktı. Dolayısıyla ilk hamleyi boşa çıkartarak müthiş bir satranç oynamaya başladı. MHP başta olmak üzere, Doğan medyasının, paralel yapının, İstanbul sermayesinin ve AK Partili bir kısım yazar ve siyasetçilerin, ısrarlarına rağmen AK Parti tüm maskeleri indirerek yerinde hamlelerle Üst Akıl'ın tezgahını boşa çıkardı. Siz CHP ile yapılan görüşmelerde tıkanma noktasının sırf eğitim olduğunu mu düşünüyorsunuz? CHP'nin bu alanda yapacağı ilk işin paralel yapının dershanelerini açtırmak olduğunu bilmiyor muyuz? Üç partinin nihai hedefinde ülkeyi Üst Akıl'ın kontrolünden çıkarmak için büyük gayret sarf eden, ülkeyi hem bölgede hem de dünyada etkili, güçlü, aktör bir ülke yapmak için siyaset üreten Erdoğan vardı. Arzu ettikleri koalisyon çıkmadığında öfkeye kapılmaları bu yüzdendir. Erdoğan müdahale ettiği için erken seçim kararı alındı demeleri ve hatta darbeyle, bedel ödetmekle, orijinal eylemlerle tehdit etmeleri de bu yüzdendir. İyi de üç parti bir araya gelip hükümet kurdu da buna Erdoğan mı mani oldu? Tekrar millete müracaat etmek neden sizi rahatsız ediyor? Çünkü siz millet için hesap yapmıyorsunuz.

Halkı kontrol edilebilir, itaatkar, basiretsiz bir halk yığını olarak görmekten bir türlü vaz geçemiyorlar. Oysa ne eski Türkiye var ortada ne de eski halk. Bu yüzdendir ki yeni Türkiye'nin önünde ayak bağı olanlar, ülkeyi başkaları namına engellemek için türlü entrikalar çeviren yabancı unsurlar artık bu vakitten sonra başarı elde edemeyeceklerdir. Zaten birçoğu da kaçmaya başladı. Önümüzdeki seçim sonuçları ne olursa olsun artık kimsenin gücü yeni Türkiye'ye yetmeyecektir. Bundan böyle hesabınızı Üst Akıl'a göre değil halka göre yapın..

@sivildemokrat

[email protected]