Hıyanetin Amerika Çıkmazı

Malum 'jöleli' diye dalga geçtikleri Yiğit Bulut, adına yakışır yiğitlikde, cesarette, demokratlıkda, azamet ve kararlılıkda bunların 'dumanını attırınca' kıçları tavana vurdu da alttan gördüğümüz tablo 'hiç içaçıcı manzara' değildi.

Sonradan sonradan çıktıki, Yiğit Bulut boşa demiyor 'iki silahım yüzlerce mermim var' diye!

Biri çıkıp alışılagelmiş çakallıkla '%52 ile seçilen Cumhubaşkanı'na idam' manşeti çekip ardından 'şark kurnazlığına' yatıyor. Hızını alamayan 'ip gösterip, kazığa oturtmakla tehdit ediyor' ve en nihayet belki en makulu 'orduya sızmış olan Fethullahçı çete mensuplarının' bir askeri darbeyi rahatlıkla yapabileceğini söylüyor.

Bunu da yine malum olduğu üzre, zalim darbeci Sisi üzerinden, müslüman kimliğinin öneminin olmadığı hatırlatmasıyla yapıyor. Zira Sisi, meşru Cumhurbaşkanı Mursi'nin arkasında namaz kılan ve hatta pazartesi, perşembe oruçlarını dahi ihmal etmeyen bir itikada sahip müslüman kisvesinde!

Atsınlar bakalım. Hepitopu kaldı şurda üç günlük atımları.

Kimileri yavaş yavaş neticeyi gördü de ufaktan ufaktan geri basmaya başladı bile! Kimi belki hidayete erdi, ancak herifçi oğlu gururundan da vaz geçemediğinden 'yav tamam işin aslı dediğiniz gibi, tüm yaşananların uzantısı dış mihraklar ancak onlara baş kaldırmak da kolay değil' daha doğrusu 'başaramazsınız' kimse Amerika'ya, Avrupa'ya kafa tutamaz demek istiyor.

Erdoğan'ın, tırnak içinde 'hatası' buymuş! Tırnak dışında ise aynen ifade 'İnanmayınız küresel hegomanyanın "demokrasi", "özgürlük" palavralarına, ihtiyaç duyulduğu takdirde Batı darbe yapar da yaptırır da'u2026

Bu gerçekliğe dayanarak 'cemaatin küresel hegomanyanın emrinde olduğu' ve içerde herkim bu cemaat için adım atıyorsa dolaylı ve doğrudan bu güce bu üst akla hizmet etmiş olacağını ortaya koyuyorlar ve Erdoğan'ı bir nevi uyarıp, bunlara karşı koymanın kolay olmadığını ilave ediyorlar.

Biz demiştik deyip böbürlenmek, 'üstten üstten' konuşmak yerine, bize yakışan şekliyle, elbette 'dürüstlüğün bir nebze namusu kurtulmuştur' tercihinde bulunacağız.

Lakin ne olursa olsun, sonun kaçınılmaz olduğunu söylerken, hala bazı fikri saplantıların altında ezildikleri de aşikar. Sizi temin ederim bu düşünceden de Pazartesi yani 8 Haziran günü dönecek ve hakikati Kabul etmek zorunda kalacaklardır.

Elbet, tarih boyu birçok acı tecrübeleri dış mihrakların etkisiyle yaşamış milletimiz son zamanlarda gösterdiği azim ve kararlılıkla bu geçmişten ders çıkardığını kanaatimce göstemiş bulunmaktadır.

Birileri ima da etse, ikaz da etse, açıktan istese de, gizli gizli hesap da yapsa, tüm dünyayı bu işe davet de etse 'artık darbe falan' olmaz.

Ancak tavsiyem, 8 Haziran'a 'jölelerinizi' hazırlayın hanımlar, beyler. Pek bi ihtiyacınız olacak!u2026



@yusufserce twitter.com/yusufserce