Dolar (USD)
32.52
Euro (EUR)
34.86
Gram Altın
2437.86
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Temmuz 2019

Huylunun Huyu, Hakimin Başörtüsü

“Huy” denen kavramın doğuştan geldiği belli. İnsanın huyu ölene kadar değişmiyor ve kişiyle birlikte mezara giriyor, orada huzura eriyor. Huylanmak, huysuz gibi kullanımların yanında Anadolu’nun birçok şehrinde artık illallah edilen durumlar karşısında “Huyun batsın!” diye bir bedduanın olduğuna da şahit oluyoruz. Huy kötüyse tamam batsın da ne olursa olsun batmıyor işte. Kendine küçük bir açık kapı bulunca hemen çıkıyor ortaya. Huyunu yerine getiriyor.
Aslında İstanbul seçimlerinden sonra bir şey yazmayım diye düşünmüştüm. Her şey olacağına varır diye geçirmiştim içimden. Bir şeylerin yanlış gittiği aşikâr. Özellikle zafer sarhoşluğuna kapılanların herkesi kucaklama teşebbüslerinin bir yerden patlak vereceğini de biliyordum.

Zafer sarhoşluğu yavaş yavaş geçmeye başladı gibi ama diğer sarhoşluk bazılarında müzmin bir hal aldığı için geçeceğe benzemiyor. Huylu mevzusuna gelelim. Chp Milletvekili Barış Yarkadaş bu kucaklama işinin ruhsal ve bedensel olarak kendilerine uymadığının farkında. En net çıkışı yapanlardan oldu ve bir televizyon programında şu ifadeleri kullandı: “Bir hakimin türbanlı olması doğru değil. Dünyanın hiçbir yerinde bu olmaz.” Şaşırdık mı hayır. Çünkü olması gereken bu zaten. Huylu huyundan vazgeçmez. Hani derler ya; bunlar dahi iyi günlerimiz diye. Daha neler neler çıkacak ortaya. Huylunun huyunu biliyoruz. Hazırlıklıyız her türlü ayak oyununa. Bilmeyenler ya da unutanlar şaşırmaya ve kucaklama edebiyatına bir süre daha inanmaya devam edebilirler.

Bana Öğretmenini Söyle

Hüseyin Akın’ın yeni bir kitabı çıktığı zaman içimizde oluşan mutluluğun tarifi yok. Onun kurduğu cümlelerin her birinin özenle hayatın içinden devşirildiğini hepimiz biliriz. Samimiyeti gibidir onun cümleleri de. İçten ve kuşatıcı.

Şimdi de Şule Yayınları arasından çıkan kitabı “Bana Öğretmenini Söyle” ile karşımızda. Eğitim camiamızın içinde yer alan her bireyin sesi olan bir kitap bu. Sahnenin dışından konuşan bir yazar değil Akın. Olay yerinden bildiriyor ne söylüyorsa. Yılların deneyimi olarak eğitimci kimliğinin yanına şair ve yazarlığı da koyunca ortaya böyle eşsiz bir eser çıkmış.
Seminer döneminde İstanbul’un birçok yerinde Hüseyin Akın’ın Bana Öğretmenini Söyle kitabının konu edildiğine şahit olduk. Yeter mi, elbette yetmez. İstanbul’un tümü değil memleketin her köşesinde mutlaka okunması gereken bir kitap sunmuş bizlere Hüseyin Akın. Buradan yetkililere sesleniyorum. Eylül seminer döneminde Türkiye genelinde her öğretmen Hüseyin Akın’ın Bana Öğretmenini Söyle kitabını mutlaka okumalı.

Gelelim kitaba. Üç bölümden oluşuyor kitap. Öğretemediklerimiz, Eğitemediklerimiz, Bir türlü anlatamadıklarımız. İsimlerden de anlaşılacağı üzere çuvaldız elinde Akın’ın. Ahkâm kesme derdinde değil. Sorun çözme odaklı bir bakış açısı hakim yazılarda. Yaklaşım, metod, gönüllere girmek olarak adlandırabiliriz birçok yazının konusunu. Camide çocuklara dayak ile Kuran öğreten bir zamanlarının hocalarının karşısında Hüseyin Akın, Mahmud Hoca’nın yanında yerini alıyor. Yani tavrı belli.

Herkesin bol kazançlı mesleklerin listesini sıraladığı bir zamanda onun listesi şu şekilde; “Asıl olan toplumsal karşılığına aldırış etmeksizin kişinin yaptığı işten haz alması, mutlu olması ve bu yolda kişiliğini kurup kendini gerçekleştirmesidir. Geleceğin mesleği şu mudur mu dur diye bir sürü şey sıralayanlar şunu bilsinler ki geleceğin en geçerli mesleği mutluluk, huzur ve hayal bereketi olacaktır. Gerisi gereksiz telaştır!”

Sözünü sakınmayan, bol ironili ve göndermeli yazılarda haklılık payını her zaman üst seviyede tutuyor Akın. Sözü söyleyip kenara çekilenlerden değil. Dert varsa teşhis sonunda tedavi yöntemlerini de sıralıyor. Üst perdeden değil gönülden. Özellikle kitapta yer alan İmam Hatipler üzerine yazıların; önyargısız, kaprissiz bir şekilde okunup derman olarak görülmesinde fayda var.

Kelimelerle oynamayı seven bir yazar ve şair var karşımızda. Onları evirip çevirip bir ruh haline getiriyor ve yüzde bir tebessüm ile söyleyeceğini söylüyor. Her şeyi hazırlıklı olun mesajı açık. “Liseler huzursuz iseler, Öğretmeni tahtaya kaldırmak, Eğitimde ‘sen sus’ değil konsensüs, Karma eğitimden tecrid-i tedrisata…”

Yolu bahtı açık olsun hem Hüseyin Akın’ın hem de kitabının. Son söz yine kitaptan: “Öğretmen mi? O şimdilerde bir talebe. Daha açık bir ifadeyle: Öğrencilerinin öğrenmesini talep eden -isteyen- kişi.

Bana Öğretmenini Söyle, Hüseyin Akın, Şule Yayınları- Mayıs 2019