Dolar (USD)
32.37
Euro (EUR)
34.70
Gram Altın
2438.19
BIST 100
10082.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

07 Mart 2015

İbadet tiki

Farklı bir bakış açısı ile özeleştiriye açık bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum.İnanmak ve inandığını yaşamak elbette temel insan haklarından. Ancak inandığınız gibi yaşamıyorsak yaşadığımız gibi bir inancımız olur gerçeğide yabana atılmamalı.

Müslümanlar olarak elbette dinimizin emirleri ,bizler için vazgeçilmez uyulması ve uygulanması farz olan ibadetlerdir. Dinimizin direği namaz ibadetlerimize dünü ve bugünü ile bir göz atmaya ne dersiniz?

Günde beş kere eda ettiğimiz bu ibadetten aldığımız tadı ve bize yaşattığı hazzı göz önüne alalım. Cemaatle yada cemaatsiz kıldığımız namazlarımız kişilik ve kimliğimize ne kadar tesir ediyor acaba? Elbette iğneyi kendime batırarak bu soruyu herkese soruyorum.

Yolgeçen hanına çevirdiğimiz umre ibadetlerimize de aynı gözle bakmaya ne dersiniz? Seyahat firmaları rekabette o kadar ileri gidiyorlar ki, muhteşem umre reklamı ile insanlarımız akın akın kabenin yolunu tutuyor. İbadette muhteşemlik olurmu hiç? Elbette bunlar ilk bakışta hoşumuza giden durumlar olsada madalyonun öbür tarafından bakıldığında bize, kalitemize, adamlığımıza kattıkları ile ilgili muhteşemliklere daha az rastlıyoruz.

Korkarım ki, ibadetlerimiz giderek sanki birer tik halini alıyor.Tad ve koku duyusu kaybolmuş bir insanın yediklerinden ve içtiklerinden tad almamasına rağmen yaşamak için yemesi gibi.İbadetlerimizde yerine getirdiğimiz halde bizim hal ve gidişimize tesir etmez oluyor.

Konunun uzmanı bir hekim olarak tik dediğimiz hastalığı kısaca şöyle tanımlayabilirim. Aynı tür hareketlerin tekrarlanması ve amaçsız olarak yerine getirilmesi. Yapılan bu hareketlerle geçici olarak rahatlama ve gevşeme. Belli hareketleri yerine getirmeyi erteleme ise kişide huzursuzluk sıkıntı gibi hoş olmayan duyular oluşturur.Oluşan bu huzursuzluk nedeni ile kişi tik dediğimiz durumu tekrarlayarak yeniden rahatlar.Kıldığımız namazlar ve yaptığımız umreler ve verdiğimiz sadaka ve zekatlarımız birer tik halini almasın değerli dostlar.

Yüce peygamberimiz kişinin ibadetleri sizi aldatmasın derken sakın bizlerden bahsediyor olmasın.Mangalda kül bırakmayan sureti ve zahiri ile bizi zehirleyen insanlara bu gözle bakmaya ne dersiniz?Bir iş adamımız ticari faaliyetlerinde en büyük darbeyi Müslüman kisvelilerden yiyorum dediğinde aklıma böyle bir makale yazmak gelmişti.

Şair Mirza Ali Ekber Sabir bir şiirinde nerde bir müslüman görsem korkirem derken içinde bulunduğu psikolojiyi tahlil etmemiz gerekiyor. Günlük koşuşturma içerisinde eda etmeye çalıştığımız dini vecibelerimiz bizi adam etmiyorsa vay halimize. Akif merhum boşuna dememiş.Onların dini bizim yaşamımız ,onların yaşamı bizim dinimiz gibi diye.

Rabbimizin rahmeti ve bağışlayıcılığı elbette geniş ve sonsuzdur.Bizi ibadetlerimizin karşılığı olarak cennetine almayacak.Ama onun kulu ve sevgilisinin ümmeti olarak da aynaya bakarak kılık kıyafetlerimizi düzeltmemiz gerekir. Peygamberimiz Müslüman yalan söylemez derken mübarek seslerinin tonunu yükseltiyor.Sağ eli ile verdiğini sol eli bilmemeli derken samimiyeti ,tevazuyu, gösterişten uzak olmayı öğütlüyor.

Herkes kendi öz eleştirisini yapabilse,başkalarının yanlışları hataları yerine kendisi ile yüzleşmeye çalışsa bir kısım sorunlarımız kendiliğinden çözülebilir.Müslüman olgunluğu, feraseti, örnekliği çoktan düşmanların eline geçmiş.Onların kalleşliği iki yüzlülüğü münafıklığı ise bizim üzerimize kara bir leke olarak nakşetmiş. Yüzümüze kapatılsada tek çıkış kapısı var.Yeniden iman etmek yeniden Müslüman olmak.Rabbimiz kutsak kitabında ey iman edenler iman ediniz tekrarını bizim için yapıyor.

Yeniden Müslüman olmaya ne dersiniz.İbadetlerimizin tadına varalım. Vicdanlarımızın mengenesi arasında sıkışıp kalmayalım.Adam gibi ademler olalım.Birbirimizi eli ile dili ile beli ile üzmeyelim.İnsanı kamiller olarak insanlığa örnekliği en yakınlarımızdan başlatarak yayalım diyorum.Sağlık ve mutluluk dileklerimle.