Dolar (USD)
32.23
Euro (EUR)
34.71
Gram Altın
2455.11
BIST 100
10218.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

16 Ekim 2019

İçimizdeki hainler, içimizdeki gavurlar!

Bir ülkeyi yıkmak, bölmek ya da parçalamak istiyorsanız dışarıdaki düşmanla birlikte hareket edecek ve dışarıdan gelecek tehlikelere, tehditlere kapı açıp içeri buyur edecek hainlere ihtiyacınız olacak.

Dışarıda planı belli olan ve emellerinden zerre kadar şüphe duymadığımız cemaziyel evveli belli, tescilli gavurdan korkmaya gerek yok. Esas korkulacak ve şerrinden emin olunmayacak kesim içerideki gavur tabakasıdır. Bunlar ne zaman ses verirler? Bunlar, Türkiye askeri, siyasi, kültürel ya da ekonomik bakımdan kritik bir eşiğe geldiğinde ses verirler. Mesela ekonomik kriz olur bunlar hemencecik faturayı içeriye keserler, ülke bir askeri operasyon yapar, bu operasyonun karşısında hangi şer güçler duruyorsa onlarla ağız birliği yaparlar, aynı dilden konuşurlar. Anadolu’nun sesi biraz yüksek çıkmaya başladığında hemencecik bu sesi boğmaya kalkarlar. Dini bir meselede vatandaşın hayrına bir adım atılsa, laiklik elden gidiyor diye kızılca kıyamet koparırlar. Bu topraklarda doğarlar, bu topraklarda büyürler, bu toprakların imkanlarıyla bir yerlere gelirler ama bu toprakların hassasiyetleriyle daima kavgalıdırlar. Fiziken varlıkları buralarda olsa da beyinleri, kalpleri Paris’te, Londra’da, Roma’da, New York’tadır.

Çeşitli kisveler altında gizlenebilirler. HDP’li, CHP’li, İyi Parti’li, Komünist, Sağcı, Liberal, Mason, Sabetayist, hatta muhafazakar veya AK Partili… Hangi çatı altına gizlenirlerse gizlensinler bir süre sonra muhakkak kendilerini açık ederler. Çünkü ülkenin en kritik dönemeçlerinde bu toprakların diliyle konuşmaz, bu toprakların hissiyatına ortak olmazlar. Bunlar bazen gazeteci, bazen vekil, bezen bir doktor, bazen modacı, bazen bir aktivist, bazen bir işadamı olarak karşınıza çıkabilirler. Ama hemen hemen hepsinin ya ipi, ya kuyruğu, ya da tasması dışarıda, emperyalistlerin elindedir. Bakmayın öyle kimilerinin solculuk, sosyalistlik filan tasladıklarına! En sıkı Amerikancılar bu zümrenin arasından çıkar. Çünkü bu mahfiller gizlenmek için en müsait yerlerdir. Mesela Cumhuriyet’te, CHP’de, Sözcü’de veya Odatv’de saklanmak bir liberalin saklandığı herhangi bir mahfilden daha korunaklıdır. Peki bunların maskeleri ne zaman düşer?

Askeri hareketlilik, ekonomik kriz, seçim ve sair zamanlarda çok kalmaz maskeleri düşer. Mesela en son Barış Pınarı harekatında bunların maskesi bir bir düşmedi mi? Meclis kürsüsünden vekil sıfatıyla Türkiye’yi gaddar, savaşsever, zalim ilan eden peşmergeleri görmedik mi? Köşe yazdıkları gazetelerden Mehmetçiğe kan kusan, terör belasının önüne geçmek için gecesini gündüzüne katan devlet adamlarına ağız dolusu hakaretler yağdıran gazeteci kılıklı yosmaları görmedik mi? Almanın, Fransızın, Amerikalının ağzıyla kendi ülkesine ağza alınmayacak laflar eden siyasetçi parçalarını görmedik mi? İşte bunlar içerdeki hainler ve gavurlardır. Dışarıdan düşman aramaya, düşman devşirmeye gerek var mı? İçimizdeki satılık hainler ve yerli gavurlar bu ülkeye ayak bağı olmaya yetiyor da artıyor bile.

Bu utanmazlar bu topraklarda para kazanıyorlar, bu topraklarda kariyer, itibar ve servet sahibi oluyorlar. Ancak bu ülkeye ihanet etmekten de asla geri durmuyorlar. Peki bu numuneler bu hareketleri herhangi bir “gelişmiş batı demokrasisinde” yapsalar başlarına ne gelirdi? Ne geleceği gayet açık, konuşamazlar, anında susturulurlardı. Ancak bizim içimizde hiç utanmadan, edepsizce bu ülkenin değerlerine söven bu azgın azınlık hakkında ne yazık ki gereken işlem yapılmıyor! Neden? Çünkü arkalarında tasmalarını tutan batılı efendileri var! Bu batılı efendiler zamanında bu uşaklarını, bu yalı zencilerini, bu tasmalı köpeklerini öylesine sinsice, öylesine profesyonelce içimize yerleştirmişler ki, bugün içeriden havladıkları için yeteri kadar seslerini kısamıyoruz! Seslerini kısamıyoruz çünkü bu namussuzlar en küçük bir çıkışta hemen sırtlarını kanunla korunan tarihi şahsiyetlerin arkasına geçip oradan çemkiriyorlar! Yani yasayla korunma altındalar! Fikir babalarına dokunamıyorsunuz, artık kemikleri çürüdüğü halde yasayla korunuyor! Bankalarına dokunamıyorsunuz, bankaları yasayla korunma altında! Gazetelerine dokunamıyorsunuz basın özgürlüğü var!

Ancaaak! Bu düzen elbet bir gün değişecek, bunun için Anadolu’nun asil evlatlarının bir an evvel uyanması, uyandırılması gerekiyor. Yoksa bunlar bu gidişle daha çok havlamaya devam edecekler! Ama az kaldı, sabredin derim!