Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


İdeal Erdemli Şehir/Devlet -el-Medînetü’l-Fâzıla-

İnsanlık tarihi, devletlerin tarihiyle beraber yazılmıştır. İnsan, toplum ve devlet birbirlerinin varlığını gerektiren üç olgudur. Bunlar, medeniyetleri inşa eden temel unsurlardır.

Uygarlıkları kuran Âdemoğlu, en iyi yönetim ve en yüksek mutluluğu sağlayan/gerçekleştiren şehir ve devlet modelinin arayışında olmuştur. İdeal şehir/devlet nasıl bir ülkedir? Ve bu devlet nasıl kurulur? Özellikleri nelerdir?

Şehir ve devlet, birbirleri yerine kullanılan kavramlardır. Antik Yunan’daki ‘polis’e (site, devlet) karşılık gelmektedir. İslâm kültür ve medeniyetinde ‘medîne’ kelimesinin kullanıldığı görülmektedir.

Doğuda ve Batıda birçok düşünür ve filozof, bu ideal devleti gerçekleştirmek için ‘ütopya’ları tasvir ve hayal etmişlerdir. Platon’un Devlet ve Kanunlar’ı, Aristo’nun Politika’sı, Moore’un Utopya’sı, Campenalla’nın Güneş Ülkesi, Bacon’ın Yeni Atlantis gibi devlet teorilerini içeren siyaset felsefe ve düşüncesi eserlerini görmek mümkündür.

Medeniyetimizin kurucu öğesi ve ocağı, medînedir, yani şehir. İslam siyaset düşüncesinin sistematik anlamda ilk inşacısı kabul edilen Fârâbî, ‘medenî siyaset’ adını verdiği teorisinde, önemli eserler vermiştir. Ona göre, tek bir millet veya tek bir şehir için, ortak olan en faydalı ve en güzel şeyi keşfeden fikri erdem, siyasî fikri erdemdir.

Muallim-i Sâni Fârâbî, erdemli şehir/ideal şehir olarak çevrilebilecek olan el-Medînetü’l-Fâzıla’nın yanında, es-Siyasetü’l-Medenî, Fusûlu’l-Medenî, Tahsîlu’s-Saade gibi kitapları da kaleme almıştır.

Fârâbî, el-Medînetü’l-Fâzıla ismini verirken, muhtemelen Hz. Peygamber’in (s) eski adı Yesrip olan şehre hicretle birlikte koyduğu Medîne ismini alarak, o dönemi idealleştirmiştir. Erdemli şehir, en yüksek mutluluğun yaşandığı devlettir.

Son Peygamber (s) döneminin Asr-ı Saadet (Mutluluk Çağı) olarak isimlendirilmesi de, tesadüfü olmasa gerektir. Filozofumuzun Tahsîlu’s-Saade (Mutluluğun Kazanılması) eserinde, Asr-ı Saadete bir takım işaretler bulunduğunu söylemek mümkündür.

Zira Fârâbî, ideal devlet başkanında hikmet (filozofluk) ve nübüvveti (peygamberlik) kendisinde toplayan er-Reisü’l-Evvel’den (İlk Başkan) bahsetmektedir. Dolayısıyla onun siyaset düşüncesi, bir takım Batılı oryantalistlerin iddia ettiği gibi, Platon’un Devlet’inin benzeri olduğu fikri temellerden yoksundur.

Zira Fârâbî, Platon gibi site devletini amaçlamaz ve mülk edinme hakkını savunur. Aile ve çocukları devletin ortak malı yapmaz. O, büyüklükleri bakımından, büyük ölçekli evrensel dünya devleti, orta ölçekli millet/ümmet devleti ve küçük ölçekli bir kabilenin/aşiretin oluşturduğu şehirden/devletten bahseder. Ancak onun devleti, aslında evrensel erdemli devlettir.

Filozofumuz, insan, şehir ve âlem arasında bir bağ kurmaktadır. O, evrendeki nizam ve sistemin işleyişinin, denge ve intizam içinde olduğunu söylerken, insan vücudundaki yönetici organı kalp, şehrin yöneticisinin de ise İlk Başkan (er-Reisü’l-Evvel) olduğunu ifade etmektedir. Ona göre, âlemdeki Bir İlke’den nasıl bütün ilkeler çıkıyorsa, İlk Önder’den onu takip eden bütün önder ve liderler/şehirliler çıkar.

Şu halde Fârâbî, medîne’yi iki olgudan hareketle inşa eder. Bunlar ihtiyaç ve yardımlaşmadır. Zira mesleklerin çokluğu, ömürlerin sınırlı olması, ihtiyaçlar için farklı işlerde çalışan insanların olmasını gerektirmektedir. Öğretmen, hekim, mühendis, mimar, fırıncı, kasap, marangoz, terzi gibi çok sayıdaki meslek sahipleri, insanların ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar. Aynı zamanda bu meslek erbabı, birbiriyle de yardımlaşmak durumundadır.

Fârâbî, devletleri mükemmel ve eksik (cahil) şeklinde iki kısma ayırmaktadır. Mükemmel devlet, en yüksek mutluluğun elde edildiği (es-saadetü’l-kusva/ukba) el-medinütü’l-fâzıladır. Onun yanında en yüksek iyilik ve mutluluk şehirlerde gerçekleşir. Eksik ve kusurlu şehir ise; köy, mahalle, sokak ve menzildir (ev).

Hâsılı, ideal devlet el-medînetü’l-fâzıla, erdemli şehirdir. Bu şehir, zulüm ve haksızlığın olmadığı, halkı mutluluğun zirvesini yaşayan adalet devletidir.