Dolar (USD)
32.52
Euro (EUR)
34.87
Gram Altın
2432.25
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

03 Mart 2020

İdlip ve Suriye’de hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak!



Bütün çabalarımıza rağmen Suriye iç savaşı tehlikeli bir döneme girdi.33 Şehit verdiğimiz mefhum saldırıdan sonra RUS tarafından aklımızla alay edercesine bir açıklama geldi. Sanki REJİM'e cesaret verip saldırtan MOSKOF değilmiş gibi, Rusya Savunma Bakanlığı: “27 Şubat’ta Suriye birliklerinin ateşi altında kalan Türk ordusu militanlarla birlikte ilerliyordu. Ankara’nın bize verdiği bilgiye göre Behun yerleşimi alanında Türk birimi yoktu ve olmamalıydı.”


Rusya’nın daha sonraki açıklaması ise "Türk askerine yönelik hava saldırısı yapılmadı" yönünde. Halbuki 33 askerin şehit olduğu, 32 askerin de yaralandığı olayda hava saldırısı ile birlikte onlarca topçu saldırısı gerçekleştiği bildirilmişti.


Aslında bu açıklama ile Moskof, "biz yapmadık-TSK askerleri olmamaları gereken gereken yerde gözlem noktalarının dışında idi.Ayrıca biz değil rejim vurdu." diyerek rejimin arkasına saklandı.

Tabi bizde inandık(!)...


REJİM'İN ARKASINA SIĞINAN REJİM VE PİRANLARI (MOSKOF-İRAN) "SOBE" ETMEK BOYNUMUZUN BORCU OLSUN!


Aslında Rus-Rejim ittifakının ezelden beri tavrı bu. Bunu iyice anlamamız gerekiyor. SURİYE iç savaşı başladıktan bu yana tam 17 zirve gerçekleşti.BM merkezli 7 Cenevre görüşmesi, Türkiye, İran, Rusya'nın öncülüğünde ve garantörlüğünde 8 Astana ve yine üç garantör ülkenin yürüttüğü 2 Soçi Zirvesi. Türkiye bu zirvelerde hep barış, huzur ve güvenliğin tarafında aktif dış siyaset izledi. Fakat buna rağmen İDLİP'te gelinen nokta SURİYE meselesinde hedefin aslında TÜRKİYE olduğunun ispatı mahiyetindedir.


Haçlı-Siyonist İttifakın “TERÖR KORİDORU PLANI” ilk başta sahaya sürdüğü DEAŞ, YPG/PKK vekalet savaşçıları ile yürütüldü. Türkiye’nin gerçekleştirdiği üç harekatla terör örgütlerinin işi bitirilince plan suya düştü. Bu sefer plan Rejim-PİRANLAR ittifakına ihale edildiğini değerlendiri-YORUM. Aksi halde durum bu haddeye gelmezdi. Soçi ve Astana masası devrilmezdi..


REJİM VE PİRANLAR (MOSKOF-İRAN), DER’A ve KUNEYTRA’DA KONTROLÜ TAMAMEN ELE GEÇİRİNCE TIPKI DİĞER ÇATIŞMASIZLIK BÖLGELERİNDE OLDUĞU GİBİ İDLİB'İ DE KONTROL ALTINA ALMAK İÇİİN "ŞİMDİ HEDEF İDLİP" DİYEREK HAREKETE GEÇTİLER.LAKİN SOÇİ VE ASTANA MUTABAKATLARINI VE TÜRKİYE'NİN VARLIĞI VE KARARLILIĞINI GÖZ ARDI ETTİLER,YADA SINAMAK İSTEDİLER!..

Bilindiği gibi ;Suriye iç savaşı başladığından bu yana gerçekleştirilen zirvelerden ilki Kofi Annan'ın 6 maddeden oluşan Barış Planı'dır. Bu görüşmede esirler, rejimin elindeki cesetler, geçiş hükümetinin kurulması, basın özgürlüğü, Siyasi çözüm, görüşmelerin BM nezaretinde yürütülmesi, sivillerin korunması ve insani yardımların ulaştırılması gibi ana başlıkların yanında ateşkes sağlanması ile Rejim-Rus İttifakının ağır silahları kent merkezlerinden çıkarması gibi konuları içermekteydi. Fakat başarısızlığa uğradı. BM Genel Sekreteri Kofi ANNAN istifa etmek zorunda kaldı...

DAHA SONRA GERÇEKLEŞTİRİLEN 7 ASTANA, 8 CENEVRE,2 SOÇİ ZİRVESİNDE TÜRKİYE VE MUHALİFLERİN GÜNDEME GETİRDİĞİ ANA BAŞLIK DAİMA VE DEFAATEN REJİM VE PİRANLARIN ATEŞKES İHLALLERİ OLMUŞTUR...

SURİYE iç savaşında 20 ARALIK 2016 tarihi de çok önemlidir. Bu tarihte bir araya gelen Türkiye, Rusya ve İran, Suriye’de ateşkes yapılması hususunda mutabakata vardı. Moskova’da bir araya gelen Mevlüt Çavuşoğlu, Sergey Lavrov ve Cevad Zarif’in gerçekleştirdiği görüşmenin ardından Putin; "Suriye hükümeti ve muhalifler arasında anlaşma, üç ülke arasında garantörlük ve taraflar arasında barış görüşmelerine yeniden başlama anlaşması olmak üzere 3 anlaşma üzerinde mutabakata varıldığı” nı açıklamıştı.

Dolayısıyla;20 ARALIK 2016 tarihinden bu yana kimse bize Suriye'de ne işiniz var diyemez. Yine de tekrar etmek gerekirse.

Türkiye, iki sebepten ötürü Suriye'de...

Bunlardan birincisi Suriye savaşı sadece Suriye'de kalmıyor. Tepelerine bombalar yağdırılan, soykırıma uğrayan insanlar evlerinden, yurtlarından kaçarak ülkemize sığınıyor.

İkincisi ve en önemlisi yakıp yıkılan ve anarşi ekilen bu topraklarda devletimizin bekası, milletimizin bütünlüğüne tehdit teşkil eden yapılar ile bu yapılara inşa ettirilen terör devletleri kurulmak istenmektedir. Bunlar ve daha fazlasından ötürü Suriye'de olmak zorundayız.

Diğer önemli bir tarih ise 6’ncı ASTANA GÖRÜŞME'sinin yapıldığı 14 Eylül 2017 tarihidir. Bu görüşmede İdlip çatışmasızlık bölgesinin sınırları çizildi. Buna bağlı olarak 2018 yılında Türkiye ile Rusya arasında İdlib sorununa kalıcı bir çözüm bulmak amacıyla Soçi Mutabakatı imzalandı. ASTANA'da varılan mutabakatla Türkiye, İran, Rusya'nın 12 adet gözlem noktası oluşturmasına karar verildi. Muhalifleri Türkiye, Rejim ve destekçilerini Rusya bastıracak idi. Eşgüdüm ise üç garantör ülkenin oluşturacağı Müşterek Koordinasyon Merkezi tarafından sağlanacaktı. Fakat Rejim-Piranlar bu anlaşmaya da sadık kalmadılar.33 Mehmet’imiz şehit edildikten sonra Rus tarafının “bize bilgi verilmedi” yalanına karşılık MSB Hulusi AKAR'ın "birliklerimizin yerini RUS'lara bildirdik" derken bu koordinasyon merkezinden bahsedildi.

Buna rağmen rejimin fütursuzca saldırısı gerçekleşti şehitlerimiz yüreğimizi dağladı. Fakat bilinmelidir ki biz bin yıldır bu topraklar için ölüyoruz. Biz bu hususta şerbetliyiz. Asıl Şerbetsizler düşünsün.

İDLİP, BİZİM İÇİN BİR ÖLÜM KALIM MESELESİDİR ARTIK. GEVŞEK DAVRANDIĞIMIZ TAKDİRDE ZEYTİNDALI, BARIŞ PINARI VE FIRAT KALKANI HAREKAT BÖLGELERİNDE DE TUTUNAMAYIZ...

Bundan sonra REJİM bizim için DEAŞ, YPG/PKK’dan bir farkı yoktur. Dolayısıyla sabır tükenmiştir. Rejim ve destekçileri için hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Karşılarında yıllardır kendi içlerinde savaşıp bir türlü birlik oluşturamayan İDLİP'in çapulcu muhalifleri yok. Herkes bilsin TSK ve TSK'nın yetiştirdiği SMO'su var!

“Kılıç kınından çıktı. Gök girsin kızıl çıksın!..”