İftira, yiğidin etini sıkılaştırır…
Son günlerde bizim muhalifler acayip heyecanlı.
Müstehcen bir aldatma kaseti ile getirdikleri Genel başkanlarından umutlarını kesmiş olmalılar ki, ‘’evimi erkek polisler aradı, namuslu adamım, yakarım, yıkarım’’ diyen bir youtuber mafya babası şu an tek umutları.
Sezar’ın hakkını Sedat’a vermek lazım. Videolar gerçekten akıcı ve zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsun.
Devletimin ağacına, kuşuna ölürüm ama bakanına da ‘’Süslü Sülü’’ diye hitap ederim gibi bariz çekim hataları var ancak yine de iyi performans.
Video serisi ne kadar sürer bilmem, hikaye bir mafya babasının yurt dışında kaçakken evinde yapılan aramalarda, eşinin ve çocuklarının incitilmesi ile başlıyor…
Senaryonun inandırıcı olması önemli zira ona göre izleyici kitlesi artıyor…
İddia ediyorum ki yeni bölümleri paralı bir kanal üzerinden yayınlansa, kanalın Türkiye’de abone sayısı iki katına çıkabilirdi.
Zira gezide isyana, 15 Temmuzda ihanete doymayanlar ellerini açmış "medet ya Sedat" diye dua etmekteler.
Soylu Bakanımız geçen akşam TRT haber kanalında iftira senaryosunu o duvardan o duvara vurdu.
Bu sürecin özeti olan ‘’bu millet çok iftiraya uğradı’’ cümleleri döküldü ağzından. Anlayan için belki de daha fazla cümleye gerek yoktu.
Bu kadar hizmet edip bu kadar sistematik iftiraya uğrayan başka bir hükümet olmamıştır muhtemelen.
Sedat Peker’in söylemini üzerine bina ettiği ana temeller, ailesine zulüm edildiği ve bunun kanına dokunduğuydu.
‘’Olmazzz arkadaş olmazzz" derken ne kadar da hissederek söylüyordu.
Evinde yapılan aramada tek bir kadın polis olmadığını söylüyor, eşine ait özel eşyaların erkek polisler tarafından arandığını belirtiyordu.
Arama süresince de çocuklarına silah doğrultulduğu ve evde narkotik köpeği ile uyuşturucu arandığı diğer iddiaları arasındaydı.
Videolar serisinin başlangıcı bu temel üzerine inşa ediliyor, ‘’benim gibi bir adama bu yapılır mı?" diyordu.
Rahmetli Kemal Sunal’ın Zehir Hafiye filminde mafya babası Kara Şehmus karakteri vardı. Kızı kaçırılmış, o da ‘’Allah’ım sana ne günah işledim de, benim gibi dini bütün bir adamın başına bu belayı getirdin! Tövbe tövbe’’ diyordu.
Lafını esirgemeyen kız kardeşi ‘’Tövbe, tövbeymiş! Daha ne günah işleyeceksin! Ortalığı haraca kesin, bütün kanunsuz işleri yapın, sonra tövbe tövbe deyin!’’ diyordu.
İlk videoda Peker’in isyanı bana nedense filmin bu kısmını hatırlattı. Gören de işinde gücünde sade bir vatandaşın evi basılmış da veryansın ediyor sanır.
Bir anlık dediklerini doğru kabul edip, mafya babası da olsa o da neticede baba(!), dolayısıyla yaralı bir aslan gibi bir serzeniş içinde diyebilirdik.
Amma velakin İçişleri Bakanımızın katıldığı programda yayınladığı videoda gördük ki, evine yapılan baskında kadın polis olmadığı yalan, eşinin özel eşyalarının erkek polisler tarafından arandığı yalan, arama müddetince çocuklarına silah tutulduğu yalan, narkotik köpeği ile uyuşturucu arandığı yalan.
Hikâyenin üstüne kurulduğu ve mağduriyet algısının oluşturulduğu bu baskında yaşanıldığı iddia edilenler yalansa eğer, varın yaşanan mizanseni siz düşünün.
Şunu unutmayın! Bu ülkede en çok neyle mücadele eder ve en çok hangi uğurda emek verirseniz, ordan vurulur ve onunla iftiraya uğrarsınız…
Lakin unutulmasın! İftira, yiğidin etini sıkılaştırır, imanını da güçlendirir!
