Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2454.33
BIST 100
10218.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Aralık 2015

İhtimaller

Herkes yazdı. Yazmak farz gibi bişey.
Yok 'hendekler' olmasın demiş de, yok 'burada çatışma, operasyon istemiyoruz' demişmiş de, hem de bilmem ne!
İnsanlık tarihinin başından beri bu kadar kan döküldü, kimsenin bunu 'barış istemiyoruz, savaş istiyoruz, kan dökmek istiyoruz' diye söylediğini görmedik ki! Hep 'barış' istiyorlar. Teröristi de barış istiyor, karısını döven de, çocukları öldüren de. Say sayabildiğine. Barış istemeyen mi var ayol?
Ben hemen atlamak istemedim. Hele bekliyeyim, millet eteğindekini döksün. Hatta bir ara hiç de yazmak gelmedi içimden. Çünkü herkes kendi 'engin, bilge, uzman' görüşüne göre aynı şeyleri yazınca sana gerek de kalmıyor. Lakin teröristleri aklayıp PKK'yı meşru, devleti ise haksız göstermenin ötesine geçip bir de Tahir Elçi'yi, tıpkı Ankara ve Suruç olaylarında olduğu gibi planlı bir şekilde devletin öldürttüğünü iddia etmeye başlayınca artık yazmak şart oldu arkadaş.
Düşmanlıktan başka hiçbir ortak özelliği olmayanlar, hatta kendi inanç ve düşüncelerindeki zıtlıklarda gözünü kırpmadan birbirini boğazlayacaklar mesele Erdoğan düşmanlığı olunca en canciğer ahbap oluverdiler yine yeni yeniden!
Ne memleket yanmış umurlarında, ne canlar gitmiş vicdanlarında. Memleket batsın Erdoğan gitsinu2026 Rusya gelsin Ankara'yı bombalasın Erdoğan gitsinu2026 İçsavaş çıksın Erdoğan gitsinu2026 Bunağın biri "Bunlar Analarını bile satar" demişti de mebus yapılmıştı bu memlekette, sen ne diyorsun!
Devleti terörist ilan eden Ahmet Şık gibi alçaklar, gizli bilgileri işfa edip 'kahraman' olmaya çalışan Can Dündar gibi şerefsizlere bir yenisi Tahir Elçi güzellemeleri eklendi!
Başta belirttiğim gibi, aslında pek yazmak istemediğim halde yazmak zorunda hissetmemin daha net nedeni, bir adım ötede Tahir Elçi'yi bildiğin 'barış güvercini' ilan etmeleridir. Bu nasıl bir propaganda, bu nasıl bir baskı ise 'bizim cenah gazeteci/yazar takımında bile bir 'acaba' mı sorusu oluşturdular! Kiminde ise 'aman ortamı germiyelim' korku ve endişesiyle bu teraneye teşne olanlar çıktı.
Ama adı sanı anılmayan gariban ve hakiki kahraman destansı hayatlarını gözünü kırpmadan ortaya koyan şehit polislerimizin(Ahmet Çiftaslan ve Cengiz Erdur) kanlarında boğuldukları yetmeyecek ve inanmasalar bile her iki cihanda bunun hesabını verecek bu cibiliyetsizler ve de güvendikleri hiçbir devlet, hiçbir kimse de kurtaramayacak!
Bu konuda en can alıcı yorum bence ilk anda güvenlik uzmanı Mete Yarar'dan geldi. Daha sonra Başbakan Davutoğlu daha net ortaya koydu.
Mete Yarar "Kimse o doçka gibi ağır silahların oraya, şehrin ortasına nasıl getirildiğini ve kullanıldığını sormuyor?" diye isyan etti haklı olarak. Keşfe giden savcı bile PKK'nın saldırısı yüzünden olay yerine giremiyor ama utanmaz, insanlıktan nasip almamış 'yaratıklar' hala PKK 'cici çocuk' diyebiliyor! Hele Başbakan'ın dediği gibi o şehit olan 2 polisimiz? Biri de maalesef Elçi'nin koruması! Yani PKK itina ile polisleri kendi şehit ediyor ama Elçi'yi polisler! Yahut polisler dahil hepsini Devlet vuruyor! Ve yahut maksat Elçi ama hesap ve hedefler birazcık şaşıyor ve tüm bu hadise sadece 30 saniyede cereyan ediyor!
Alçaksınız, şerefsizsiniz, hainsiniz, teröristsiniz ve de Yüce adalet, siyasi irade, milletin ferasetiyle BİTECEKSİNİZ!