Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

24 Kasım 2020

İki öğün ve Birlik

İnsanların da içinde yaşadığımız kâinatın da bir ilkeler manzumesi vardır. Tabiatın da ilkeleri var. İş yapma usulünüzü de dostunuzu da düşmanınızı da belirleyen bu ilkeler. Hatta bildirilenlere göre “çalıştığınızdan başkası yok ve dostlarınızın kim olduğuna bağlı olarak öteki âlemde sizin için iyi ya da kötü bir yere” sahip oluyorsunuz.

Yaptığınız işle dostlarınızla ya da düşmanlarınızla önemlisiniz ya da değilsiniz. Dostlarınız ya da düşmanlarınızla bir yere gelebiliyor ya da gelemiyorsunuz. Yaptığınız işle ulaşabildiğiniz yeri, yetenekleriniz, kabiliyetleriniz, başarılarınız kadar dostlarınız ya da düşmanlarınızın size verdiği veya vermediği destekler belirliyor.

Tarihte gelmiş geçmiş nice kişiler, toplumlar ve ülkeler var. Zenginlikte, güçte döneminin en önde olanlarıdır bunlar. Ancak yine de tarihin mezarlığına girmekten kurtulamamışlardır. Çünkü yaratılmış her şey için kâinatın temel kuralı, “ölümlülüktür.”

Hür iradeniz ile dostlarınızı ya da düşmanlarınızı seçersiniz. Bunlarla yapacağınız iş neyse onu yaparsınız. İşinizi yaparken ilkelere uymazsanız büyük ihtimalle yem olursunuz. Yem olursanız seçiminizin sonucuna etki eden ana ilke de tabiatta şöyle yer alır: “Kaplanın dostluğu sadece iki öğün arasıdır.”

Doğusuyla Batısıyla Roma, Firavunlar, Persler, vesaire birçok devletler nice galibiyetler nice mağlubiyetler yaşayarak dönemlerine hâkim olmuşturlar. Büyük birlikler kurarak büyük devlet olmuşlardır. En neticede tarih olmuşlardır. Dünyanın en muhteşem birliğini kuran, adalet ve imar dağıtan Osmanlı Devleti bile çöküşüne engel olamayıp tarih olmuştur.

Hepsi tıpkı insanlar gibi doğmuş, büyüyüp gelişmiş ve neticede bir vakitte ölmüşlerdir. İnsan ömrü elli, yüz yıl iken devletlerin ömrü de yüz, bin yıl gibi sürelerde geçip giderek çökmüşlerdir. Çöküşün sebebi, kâinatın, tabiatın ilkelerini, Birlik İlkelerini uygulamamış olmalarıdır. Yanlış iş, yanlış dost, yanlış düşman seçmeleridir.

Yaptığınız iş, edindiğiniz dost kâinatın ilkelerine, tabiatın ilkelerine hürmet ediyorsa kuracağınız ya da kurduğunuz birliğe katkı sağlayacaktır. Kâinatın ilkelerine de tabiatın ilkelerine de hürmeti yoksa ne size ne sizi sevenlere ne sizin sevdiklerinize ne de ülkenize hiçbir katkı sunmayacaklardır. Düşmanınız zaten her halükârda size katkı sunmamayı önceleyecektir.

Oysa siz Birlik ilkelerini ne kadar yoğun derecede uygularsanız o derecede iyi bir ülke kurar ve yüzyıllar boyu yaşatırsınız. Sadece siz değil komşu ülkeleriniz, dostlarınız da pâyidar olacaktır. Hatta düşmanlarınız dahi iyilik görüp kötülük yapmaktan kaçınarak kazanacaktır. Ayrıca hayırlı işin kıyamete kadar mutlaka hatırlayanı olur. Dolayısıyla hayırlı olan her iş ölümsüzdür.

Birlik ilkelerini bozuyorsanız bozduğunuz ilk günden itibaren çöküşünüzü bekleyin. Kendinizi ve geleceğinizi garanti altına almanın yolu birlik ilkelerini daima zirvede tutmanızdır.

Birliğin ilkeleri mi vardır? Vardır.

Ülkesine göre, siyasi sistemlerine göre, toplumun din ve kültür yapısına göre değişebilen kıymetlerdir.

Her şehrimizde en az bir, pek çok şehrimizde birkaç üniversite var. Hemen her üniversitede sosyal bilimlerle ilgili bölümler var.

Üniversitenin insandan başka bir amacı mı var ki ülkenin ve ülkede yaşayan insanların ihtiyaçlarını karşılamasın?

Üniversitenin ülkenin kalkınmasından, fikir üretmekten başka bir niyeti mi var ki nasıl birlikler kurulur, hangi sorun hangi birliklerle çözülür sorularına çare aramasın?