İkiyüzlülük çift taraflı keskin bıçaktır!
Biz tarafız. İyiliğin, iyinin ve ahlakın tarafındayız. Bu nedenle barıştan ve kardeşlikten yana tavır alıyoruz. Bize karşı olanlar her yerde bizi çıkarlarına engel görüyor.
“Düşmanın
en büyük hilesi dostluğudur.” Dostlukları sunidir. Müttefikimiz dediğimiz ABD ve Batı tehdit edip ambargo
uyguluyor. Asıl tehdit bizi içerden yıkmaya çalışanlardır. Öyle ki terör vurdukça
sevinip, Türkiye başardıkça üzülenler var.
Bu hafta Meclis’te Süleyman Soylu’nun
PKK’ya yönelik düzenlenen başarılı operasyonları anlattığı anlarda HDP’li
vekiller adeta çılgına döndü. CHP’nin de pasif kalarak HDP’li vekillere destek
vermesi düşündürücüdür. Bu, dostça konuşup düşmanla iş tutmaktır. Birbirlerinden
uzak gibi duruyorlar ancak birbirlerinden besleniyorlar...
HDP’nin barış ve kardeşlik söylemi,
birlikte yaşama isteği pek inandırıcı bulunmuyor. Vatan sevgisini; ihtiras,
siyasi menfaat ve ikbalden önemli tutmamak bir şaşkınlık hali değilse,
samimiyetsizliktir. Kendilerine güçlü sandıkları zamanlarda kuzu postundan nasıl
vahşi canavar gibi çıktıkları defalarca görüldü.
Birlik nimettir, düşmanı durdurur.
Birlik ve kardeş olmak zorundayız. Eğer biz birlik olursak kirli her türlü
oyunu bozarız. Şükür, uzun bir aradan sonra büyük Türkiye rüyamız gerçek
oluyor. Başaracağız...
Hatırlayın, Biden’ın, “Erdoğan’ı
devirmek için Türkiye’de muhalefetten dostlarımızı destekleyeceğiz” demecinden
sonra iktidar hayalinin kurulması onur kırıcı olduğu kadar boş bir beklentidir.
Emperyalistler kullanıp atar.
Cengiz Aytmatov, zihni bulandırılmış,
aklı karışık, bütün benliği ile Batı’ya bağımlı, kendi inanç ve değerlerine
karşı nankör ve kullanılan insanlar için “Mankurt” der. DEAŞ, FETÖ ve PKK terör
örgütü bu roldedir. HDP büsbütün, CHP içinde bazı marjinal guruplar da yasal
kılıfla Mankurt rolü oynuyor.
Aldıkları bir başka rol; kısır
tartışmalarla toplumun kafasını karıştırmak, ayrıştırmak, kin, öfke ve nefreti
yaymaktır. Bu nedenle iktidar olamıyorlar. Gittikçe ruh halleri kötüleşiyor.
Sürekli yalan ve iftiradan medet ummaları bu yüzden...
Hamurumuzda
var. Bu topraklar barışın ve hoşgörünün topraklarıdır. Farklı inanç, ırk, renk
ve farklı siyasi görüşleri hoşgörü ile karşılıyoruz. Hiç kimsenin aynı kalıpta
ve aynı düşünsün diye yaratılmadığını da biliyoruz. Milletimiz de farklılıklarımızı
zenginlik kabul etmiştir. Fitnenin katilden beter olduğunu biliyoruz.
Haklı
olmak haklıyı haksız yapmadığı gibi başarısızı da başarılı yapmıyor.
Başarısızlar inatçıdır, rakipleri de başarısız olsun diye her şeyi yaparlar.
CHP’deki gerginlik ve iktidarsızlığın sebebi budur. Diğer bir nedeni ise
siyasi günahlarının fazlalığıdır. Kolay kolay kötülüğün izleri silinemiyor. ‘Denize düşen yılana sarılır’ misali
iktidar olma uğruna hala düşmandan medet umuluyor.
Garip değil mi?
HDP ve CHP’de, deliller ve mağdurların şikâyetleri
ortada taciz olayları iken inkâr ediliyor. Bir söz var, bir şeyleri hararetle
inkâr etmek suçluluğu çağrıştırır.
Şener Şen’in sözüdür: “En namuslu sözler, en namussuzların
dilinde..!” Eğer, ahlakı
kaybederseniz bir daha asla bulamazsınız…
Tacizleri sağırlar duydu bir bunlar
duymadı! Gezi kadınları, LGBT, Feministler, onca kadın örgütleri taciz
olaylarında hala suskun?
Yeri gelmişken Miguel De Cervantes’in şu
sözünü hatırlatalım: “İkiyüzlülük çift
taraflı keskin bir kılıca benzer. Bir tarafı aldattığı insanı keserken, diğer
tarafı sahibini keser."
Ahlaksızlık birilerinin değeri olabilir,
asla iyilerin değeri değil...