Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

11 Nisan 2023

​İlmihâlimiz olmalı

Fıkıh ilminin halka bakan yönünü yansıtan ilmihal kitapları dinin pratikte yaşanmasında önemli rol üstlenmiştir. Konularını kısa ve sade bir şekilde Müslümanlara arz eden ilmihaller Cumhuriyet döneminin en revaç bulan yayını olup, Ömer Nasuhi Bilmen’in Büyük İslam İlmihali de birincidir. Yayınlandığı dönemden itibaren onlarca baskı yapmış, ilim ehlinden sade vatandaşlara kadar birçok Müslümanın başucu eseri olmuştur. Hatta İslâmî ilimler alanında çalışan çoğu kimsenin bu ilmihalden beslendiğini ifade edersek yanlışlık yapmayız. Rahmetli babamdan intikal eden kitaplığımın başucu kitabıdır. Yayınlanmış bir çok fıkıh kitabının hülasası, fıkıh ilminin hapı olarak düşündüğüm Büyük İslam İlmihali kitabının Hanefi fıkhına tabi olan her Müslüman’ın elinin altında bulunması gerektiğine inanıyorum.

Kendisini İslâmî bilgilerle yetiştiren kardeşlerimizin diğer dinî yayınlarla müşerref olmaları elbette güzeldir. Başta Kur’an-ı Kerim Tefsir kitapları olmak üzere, sahih kaynaklara dayalı hadis külliyatlarından da haberdar olanlarımızın aliyü’l âlâ iş yaptıklarını belirtelim. Ancak normal bilgilerle mücehhez bir mü’mine lazım olabilecek bilgileri ihtiva eden ilmihal kitaplarının her evde bulundurulması önemlidir. Adı üstünde içinde yaşadığı hâlin ilmi. Yapılması gerekenleri sıraladığı gibi, yapılmaması gerekenleri de uyarıp istikametimize yön veren yayınlardır.

Gençlik yıllarımızda Hacı Bayram Camii civarındaki kitapçılarda günümüzü geçirirken fıkıh kitaplarına merak saranımız çoğalmıştı. O günleri yaşayanlarımız hatırlayacaktır. İbn-i Abidin Tercümesi 16 ciltlik eser en çok satılan yayın olarak gözdeydi. Hatırımda kaldığı kadarıyla 3. Cilde kadar suların temizliği veya abdestle ilgili bilgilerden sonra diğer ciltlerde namaz ve diğer mevzuların yer aldığı hacimli bir eserdi. Tavsiye edildi aldık ama okuyamadık. Gazete köşesinde fıkhî suallere cevap verirken kaynak olarak gösteren hocaya eseri aldığımı söylediğimde “Senin almana gerek yok, sana ilmihal yeterli” deyince elimdeki bu ve benzer ne kadar yayın varsa hepsini yeni açılan bir ilahiyat fakültesinin kütüphanesine bağışlamıştım. Düşünüyorum hoca haklıydı. Tercüme eserlerle âlim olacak halimiz yok. Konu uzmanlarının orijinal metinlerden okuyup izahları bizler için yeterlidir.

İstanbul Ahmed Said Matbaasında 1958 yılında basılmış kırmızı bez ciltli Büyük İslam İlmihali’nin Ön sözünde “Müslüman için her hususta bilgi sahibi olmak bir vazifedir. Din hususunda bilgi ise (İlmihal) adını alarak en birinci vazifeyi teşkil eder” diye söze başlayan Ömer Nasuhi Bilmen hocamızın eserini diğer ilmihallerden ayrı tutarım.

Yazımızı Erzurumlu Naim Hoca’nın Ömer Nasuhi Bilmen Hoca ile hatırasıyla noktalayalım ve her ikisini de rahmetle yâd edelim; Zamanın Diyanet İşleri Başkanı Ömer Nasuhi Bilmen Erzurum'a gelmişken okuduğu medreseyi de ziyaret etmek ister ve Şeyhler medresesine gider. Naim Hoca hem Şeyhler Camiinde müezzinlik yapmakta hem de yanındaki medresede talebe okutmaktadır. Uzun ağızlığına cıgarasını takmış, bir ayağını uzatmış, Bilmen Hocanın verdiği selamı "elesine" almıştır. Gelen başında biraz bekleyince:

-Gurban adın bağışla, der Naim Hoca.

Başında bekleyen:

-Ömer Nasuhi

Naim Hoca'da jeton düşer gibi olur.

-Bülmeni de var mi?

-Evet.

Naim Hoca yerinden fırlar ve Ömer Nasuhi Hocanın eline uzanırken:

-Buyurun ceneze namazına, der.