Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


İmam Hatip Liseleri Meslek Dersi Öğretmenlerine…

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş, birçok alanda değişiklikler ve farklılıkları beraberinde getirmiştir. Özellikle harf devrimiyle birlikte Latin alfabesine geçiş, medreselerin kapatılması ve nihayetinde yükseköğretim kurumunda din eğitimi veren alanlarında eğitimin sona erdirilmesi, ‘yeni düzen’in önde gelen inkılapları arasında yer bulmuştur.

Ancak on altı (1933-1949) yıllık bir aradan sonra İmam Hatip Okullarının ve yüksek din öğretimi (Ankara Ün.) İlahiyat Fakültesi’nin açılması, on yıl sonra da Yüksek İslâm Enstitüleri’nin açılması, yeni bir evreye geçişisin habercisi olmuştur.

Şu halde İmam Hatip Liseleri, yaklaşık yetmiş yıldır ülkesine ve milletine hizmet etmek amacıyla erdemli, başarılı, milli ve yerli öğrenciler/nesiller yetiştirmektedir. Gelinen aşama, İmam Hatip Lisesi mezunu bir Devlet Başkanı’nın yönetiminde bir Türkiye’dir.

Bu zorlu, meşakkatli ve bir o kadar da sevindirici süreç, İmam Hatip Liseleri üzerindeki spekülasyonları da sürekli gündemde tutmakla devam etmiştir. Bu makaleyi kaleme alanın da, mensubu olmakla şeref duyduğu İmam Hatip Liseleri, sayıları istenilen seviyelere gelse de, öğrencilerinin aleyhine gerçekleşen adaletsiz uygulamalar, şu anki hükümetimizce kaldırılsa da, bir takım sıkıntı ve sorunlarla karşı karşıyadır.

Nicelik bakımından sayısal olarak artan İmam Hatip Liseleri’nin genelinde, kalite ve nitelik açısından bir takım yapılması gerekenler bulunmaktadır. Yaşanan ve tecrübe edilen olgulardan hareketle, genelde eğitimin özelde de bu liselerin program, ders kitapları ve meslek derslerine giren öğretmen kadrolarının yetiştirilmesi gibi konularda yenilenme ve ‘güncelleme’ ihtiyacı gözükmektedir.

Yıllarca ülkemize ve milletimize, hizmet verip katma değer kazandıran bu güzide okullar, daha iyiyi, hatta ‘en iyi’yi hak etmektedirler. Belirli/sınırlı yerlerdeki verdiği nitelikli ve donanımlı mezun öğrencileriyle İmam Hatip Liseleri, geçmişte olduğu gibi, günümüzde de milletimizin kalbinde yer etmiş, göz bebeği olmuşlardır. Bununla birlikte kalite ve niteliğin daha genele yayılması için çabaların arttırılması gerekmektedir.

Bazı sorunlarıyla beraber İmam Hatip Liseleri’ndeki meslek dersleri öğretmenlerinden daha duyarlılık/hassasiyet beklentisi, biz velilerde ayrı bir yer tutmaktadır. Gerek veli toplantılarında gözlemlediğimiz bir takım sıkıntılar ve gerekse öğrencilerin ifade ettikleri meslek derslerindeki bir takım ‘garip’ uygulamalar, gönül kırıklıklarına sebebiyet vermektedir.

Meslek dersleri öğretmenlerinin kendi sorunlarıyla birlikte, öğrencilerle özel olarak ilgilenmeleri belki mümkün değildir. Ancak, hiç olmazsa onlara karşı daha sevecen, daha muhabbetli olamazlar mı? Onlara sevgiyi, sevgiyle öğretemezler mi? Not ve diğer unsurları, sınıftaki otoriteyi sağlamak için bir tehdit unsuru olarak kullanmasalar daha iyi olmaz mı? Onlara mesafeli değil de, sevgiyle yaklaşmaları mümkün değil mi?

Belki bu sorular, maksadını aşan ve tuhaf sorular olabilir. Ancak İmam Hatip Liseleri’nde öğrencileri olan aileler, bu konularda olumlu yönde mesafe alınmadığında, çocuklarından İmam Hatip Liseleri’nden soğuduklarını müşahede etmektedirler. Orta kısımlarında okuyan başarılı çocukların bir kısmı, lisede İmam Hatiplere gitmeyeceklerini söyleyebilmektedirler.

Diğer derslerde yüksek not alan öğrencilerin, meslek dersleri (Kur’ân, Arapça, siyer, dini bilgiler) derslerinde düşük notlar almaları, o taze zihinlerde travmalar yaratıyor ve bu durumu anlamlandıramıyorlar. Veliler de bu konuda çaresiz bir şekilde, okul idarecilerinden yardım istiyorlar; çocuklarının İmam Hatip Liseleri’nden soğumamaları için çırpınıyorlar. Biliyorlar ki, bu okul ve liseler, çağdaş bilgiyi ve erdemi beraberinde veren nadide eğitim kurumlarıdır.

Hâsılı, İmam Hatip Liseleri’nin değerli meslek dersleri öğretmenleri, -Celaleddin Ökten ve Hacıveyizâde gibi,- eğitimlerinin başındaki öğrencilerimize fedakârlıkla idealistçe biraz daha sevgiyle sevecen ve muhabbetle yaklaşabilseniz, büyük bir ‘aziz’lik gösterirsiniz. Zira onlar, -böyle olmasa da- sizleri din ve kutsalla özdeşleştiriyorlar. Onlara, sevginizi ve kalbinizi açarsanız iki cihanın ‘aziz’leri olursunuz.