Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.67
Gram Altın
2431.74
BIST 100
10052.37
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

29 Temmuz 2021

İman Etmek Kimin Elinde?

“...Eğer Allah bizi doğru yola sevk etmeseydi biz doğru yolu bulamazdık..” (A’raf,43)

Cahil, zalim, aceleci, unutkan ve dünyayı seven olarak yaratılan bir insan neden ölüm ötesi bilgileri merak edip araştırsın ki? Neden yaradılış gayesini düşünsün ki?... Kötülüğü emreden bir nefis ve damarlarında kan gibi dolaşan bir şeytana ve milyonlarca şeytanın askerlerine rağmen neden islam dinini araştırsın ki? Dünyanın zevkleri dururken!

Ben hep şu iddiada olmuştum: “Kalbe ilahi bir müdahale olmazsa kimse kendi iradesi ile islama giremez! Girmek istemez.” Çünkü islam o kişinin özel zevklerine engel olur. Hobilerini azaltır.

Nefisle mücadele etmek için kalbe ilahi bir müdahalenin yapılması lazım. Aksi halde kimse iman edemez ve etmezde...

Bu iddiamız kur’an’da şöyle karşılık bulur:

“...Eğer Allah bizi doğru yola sevk etmeseydi biz doğru yolu bulamazdık...” (A’raf,43)

Düşünüyorum... Acaba insan gayba dair bilgileri somut bir şekilde görseydi iman eder miydi?

Bu sorumun da karşılığını/cevabını Kur’an’da bulabiliyoruz:

“Eğer biz onlara, Melekleri indirseydik, ölüler kendileriyle ko­nuşsaydı ve her şeyi karşılarında toplasaydık, Allah dilemedikçe yine de iman edecek değillerdi, fakat onların çoğu, bu hususta cehalet içindedirler.” (En’am,111)

Gerçekten de insan cahil olarak yaratılmış... Düşünsenize kendilerini görmediğimiz halde varlıklarına iman ettiğimiz melekleri görecekler yine de iman etmeyecekler... Ölüler kendileri ile konuşmaya başlayacak yine iman etmeyecekler...

Bu insana başka ne anlatılabilir ki?...

Evet...

“... Allah dilemedikçe yine de iman edecek değillerdi...”

Demek ki bir insanın iman edip etmemesi kendi inisiyatifine verilmiş değildir. Çünkü ölü bir kalbi insanın ne kendisi ne de başkası diriltemez... İman etmek demek kalpte imanın yaratılması demektir... İş, yaratma işine girdiği için her işte olduğu gibi bu hidayet işinde de Allah’ın dilemesi geçerlidir... Bizzat Allah’ın kendisi dilerse o kalp hidayet bulur. Aksi halde kimse kalbine hidayeti veremez...

Bu ayetimizi İmam Taberi şöyle tefsir eder:

Şayet biz o müşriklere, gözleriyle görecekleri melekleri indirseydik ve ölüleri diriltip de onlar da senin Peygamberliğinin doğruluğunu ispat için kendi­leriyle konuşmuş olsalardı ve her şeyi onların karşısına toplayacak olsaydık yine de Allah dilemedikçe iman edecek değillerdi. Fakat onların çoğu, her şeyin, Allah’ın elinde olduğu hususunda cehalet içindedirler. İmanın, kendi ellerinde ol­duğunu zannederler. Diledikleri zaman iman edeceklerini, dilediklerinde de imandan çıkabilme hürriyetine sahip olduklarını sanırlar. Hâlbuki durum böyle değildir. Allah dilemedikçe onlar imana erişemezler.