Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

11 Ocak 2024

​İmar yasasına takılanlar yasa bekliyor

İmar Yasasına Takılanlar Derneği (İYT Derneği) üyeleri geçenlerde İzmir Konak’ta bir araya gelerek seslerini duyurmaya çalıştı. Biliyorsunuz bu mağduriyet için daha evvel bir yazı kaleme almıştım.

Nereden baksanız üzücü bir durumla karşı karşıyayız. Düşünebiliyor musunuz bu insanlar kendi tapulu arazilerine yaptıkları geneli 1-2 katlı evler yüzünden hapis cezasına çarptırılıyorlar ve evlerine yıkım kararı alınıyor.

İsterseniz bu sorunu bir kez daha hatırlatalım.

İYT Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Hacıoğlu’na göre; “2018 yılında kentsel dönüşüme kadar geçerli olmak üzere 31.12.2017 öncesi ruhsatsız yapılar ile ruhsat eklerine aykırı yapılara, ücretinin ödenmesi kaydı ile yapı kayıt belgesi veriliyor.

Bu süreç 2019 yılı sonuna kadar da uzatılıyor ancak kamuoyunda imar barışı olarak lanse edilen uygulama iki kez uzatılınca bu sefer de vatandaş 31.12.2017 sonrası yapılar içinde geçerli olduğunu zannedip yanılgı yaşıyor ve sonuçta trajik mağduriyetler oluşuyor.

Diğer taraftan kanunda açıkça belirtilmediği için 2017 Yılı sonrasındaki yapıları içinde yapı kayıt belgesi alan vatandaşlarımızın aboneliklerini yaptırıp o yapılarda yaşamaya başladığını ancak 3-4 yıl sonra uydudan kontrol edildiğinde anlıyorlar!

Neticede yapı gözükmediği için de belgesini iptal ediyorlar.

Sonra milyonlarca vatandaşımız, yıkım kararları, ağır para cezaları ve hatta hapis ile yargılandı ve bu durum hala devam ediyor.

Anlayacağınız müteahhittin yapı kayıt belgesi ve kat mülkiyeti ile sattığı daireyi alan vatandaşımız, belgenin iptali ve yıkım kararı ile karşılaştı.

Yapı kayıt belgesi iptal edilen evlerin, yıkım işlemleri devam ediyor. Şimdi bu insanlar toplumun üst gelir seviyesine sahip elit insanlar değil.

Çoğunu tanıyorum. Bu insanlar emin olun dişinden, tırnağından arttırarak kendi tapulu arazisi üzerine ev yapan insanlar.

Sırf böyle bir kesim oldukları için mi cezalandırılıyor bu insanlar? Bu ülkede hangi sahil boylarına ne şekilde imar verildiğini biliyoruz. Ne yani bu insanlar sahipsiz diye mi kimse aldırış etmiyor.

Siyasetçiler suskun, medya suskun, yazarlarının, gazetecilerinin umurunda değil. Kimse neden bu insanların evlerini yıkıyorsunuz diye sormuyor.

Tam da şöyle bir zamanda ekonomik krizin tam ortasında, artan kira, ev fiyatlarının arttığı bir ortamda vatandaşın ruhsatsız diye köyündeki bir katlı sağlam evini yıkmak demek onu şehrin pahalı evlerine mahkum etmek değil midir?

İnsanların evlerini yıkıp, üstüne para cezası kesmek yerine bu sorunu hukuki anlamda çözüme kavuşturmayı denemek çok mu zor?

Demem o ki sırf ruhsatsız diye tüm evleri yıkmak çözüm değildir. Özel mülk üzerindeki bu evleri şayet sağlamsa “bina kimlik belgesi” ile kayıt altına almak zor bir iş değildir.

Bu yapıların varlığı şehirlerdeki nüfus yoğunluğunu azaltacağı gibi ev sahibi kiracı ihtilaflarının hat safhaya vardığı o vahim sorunların çözümüne de katkı sunacaktır. Kısacası toplumsal huzurun sağlanmasına bir imkân sunacaktır.

Şimdi bu vatandaşlarımızın taleplerini bir kez daha hatırlatmayı bir sorumluluk olarak görüyor ve buradan yetkilerin takdirine sunuyorum.

Yıkımlar yeni bir düzenlemeye kadar acilen durdurulmalı. Kırsal alanlardaki büyükşehir yasası nedeniyle, imar kanunu aykırı yapıların, bu yasada düzenleme yaparak düzenleme öncesine dönülmelidir.

Ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapılara, afet riski incelmesi ile yeniden yapı kayıt belgesi verilmelidir. Ve elbette verilen hapis, para ve yıkım cezaları iptal edilmelidir.

3194 sayılı imar kanunda yapılacak düzenleme ile plansız alanlarda 1-2 katlı, 200 metrekareyi geçmeyen barınma amaçlı ev yapılması önündeki engeller kaldırılmalıdır.

Ülkemizde yaklaşık 3 milyon yapının kontrol edilmesi ile hazineye de önemli katkı sağlanacağı unutulmamalıdır.