Dolar (USD)
32.27
Euro (EUR)
34.72
Gram Altın
2414.07
BIST 100
10267.09
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

02 Ağustos 2023

​İmtihan

Âşıklara gurbet, bülbüle firkat

Derdimi sorarsan dürülü kat kat

Ey gönül derdinden etme şikâyet

Yüce dağlar gurur duyar karından

Âşık Veysel

Dünyaya geliş ve buradan ayrılış hikâyesi mihnetli bir yolculuktur. Mihnet çekilmeden de huzura kavuşmak zor. Dünya; durmadan inişli çıkışlı bir yolda ömrünün sonuna giden insanın kendi hikâyesini yazabilmesi için girdiği hem imtihan hem de imtihan yeri. Böylece başlıyor mihnet, böylece çekiliyor eziyet ve adına da imtihan deniliyor.

Dünya imtihanı. Hayatımıza giren ve bizi her zaman endişeye sokan bir kelime imtihan. Sınav da diyoruz ama sınamak, denemek anlamında kullanıldığı için anlam daraltılmış oluyor. İmtihan kelimesinde ise anlam çok geniş. Arapça “maḥn-miḥnet” kelimesinden türemiştir imtihan. Mihnet deyince, “Her mihnet kabûlüm, yeter ki/Gün eksilmesin penceremden.” diyen Câhit S. Tarancı’yı hatırlamadan geçmeyelim. Günün eksilmemesini dileyen şairin çektiği elemi veya girdiği imtihanı düşününce bu dizelerin bir dua olduğunu anlıyoruz.

Mihnete razı olmak. Yani her daim imtihanda olmak. Dünya böyle bir yer. Dünyanın böyle bir yer olduğunu biliyoruz ama yine de unutuyoruz imtihanda olduğumuzu. Biz unutsak da unutturulmuyor bazen. Anlık değişiyor dünya. İnsan ve imtihan. İnsan ve dünya. Bazen gülüyor, bazen ağlıyoruz. İki hâli de yaşıyoruz. Çok gülmek veya çok ağlamak, hangisi daha çetin imtihandır? Yaşamadan bilmek, konuşmak doğru değildir. Ama insan hep gülmeye, mutlu olmaya, başarılı olmaya meyilli. Dualarımızda her zaman mutluluğu diliyoruz. Ancak birden tam tersi bir durumla karşılaştığımızda bocalıyor, şaşıyor, ne yapacağımızı bilemiyoruz. İmtihan zorlaşıyor. İçinde çırpınıp döndüğümüz bir deniz oluyor dünya. Değerli dost Hüseyn Kaya, Eşik Yayınları arasında çıkan ve deneme türündeki eserinin ismine “Çırpınıp İçinde Döndüğüm Deniz” demişti. Burada durup eserden bir bölümü paylaşmak istiyorum: “Günler çırpınarak uzaklaşıyor yanımızdan; dakikalar, saatler çırpınarak dönüyor aynı dairenin içinde. Çırpınarak geçiyoruz dünyadan, ağa takılmış balık, uçmayı unutmuş kuş gibi. Ne kadar sessiz yürürsek yürüyelim yazgımızın üzerinde; düşüncelerimiz, nefes alış verişlerimiz bile bir çırpınış aslında. Ruhumuz, düştüğü andan beri yeryüzüne, ten evinde çırpınıyor ve çırpınarak atıyor kalbimiz de. Çırpındıkça geride kalıyor çocukluğumuz, gençliğimiz. Çırpına çırpına havalanıyor, uçuyor avuçlarımızdan ömrümüz. Denizler başka, sular başka başka olsa da hep aynı çırpınışın ağırlığı kollarımızı, ruhumuzu yoruyor ve bir denizde değil, her denizde çırpınmanın adı yaşamak oluyor.”

İmtihan demek ki çırpınmak. Dönüp dönüp çırpınmak. Dünya mihnet yeri. Mihnet içindeki insanın çırpındığı yerde, dünyada mutlak huzur bulmak mümkün mü? Burası, içinde cenneti yaşatan bir mihnet yani imtihan. Peki, bu imtihanı nasıl geçeceğiz? Sabır ve samimiyetle. Evet, sabır ve samimiyete tutuna tutuna çırpınıp içinde döndüğümüz bu denizden sâhil-i selâmete çıkabiliriz. Can simidimiz, sabır ve samimiyettir.

İstesek de istemesek de imtihandayız yani mihnet içindeyiz. Dünyanın hangi yüzüyle karşılaşırsak karşılaşalım sonsuz değil. Bizi yine bir mihnet bulacaktır. En güzeli Niyâzî-i Mısrî’yi dinlemek: “Derd-i Hakk’a tâlib ol / Dermâna erem dersen / Mihnetlere râğıb ol / Âsâna erem dersen”

Burası dünya. Her hâlimizin bir imtihan olduğunu bilerek sürdürmemiz gereken bir yolculuktur dünya. Her hâlin bir inceliği, muhakkak bir hikmeti olduğunu unutmadan devam etmemiz gereken bir yolculuk. Bize âyan olmayan nice hâlin içinde bir imtihandır dünya. Bazen de farklı bir şekilde âyan olur her sır ve ateş bile güle döner. Hersekli Ârif Hikmet ne güzel söylemişti: “Ayân etmek için âsâr-ı aşkı/ Halîl’e âteşi gülzâr edersin” Bize düşen güzeli ve iyiliği dilemek. Bir bahçıvan olmak şu mihnet yerinde. Ve gülistan eylemek niyetiyle toprağa su vermek…