Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


​İnfodemi şimdi de aşı haberleriyle gündemde…

Facebook, olası fiziksel zararı önlemek için COVID-19 aşıları hakkındaki yanlış iddiaları kaldırmaya başlayacağını söyledi.

Şirket, Birleşik Krallık'ta kullanım için onaylanan ilk aşının duyurulmasının ardından Facebook ve Instagram platformlarında yanıltıcı ve yanlış bilgileri yasaklama planlarını hızlandırdığını söylüyor. Hâlihazırda çürütülmüş, izin verilmeyecek iddialar arasında aşı içerikleri, güvenlik, etkinlik ve yan etkiler hakkındaki yanlışlar var. Ayrıca, koronavirüs aşılarının hastaları kontrol etmek veya izlemek için bir mikroçip içereceğine dair uzun süredir devam eden komplo teorisi de yasaklanacak. Facebook, sahte haberlere ve yanlış iddialara yönelik düzensiz bir yaklaşım olarak görülen içerikler yüzünden ateş altında kaldı ve salgınla ilgili yanıltıcı içerik, platformlarında hala yaygın olarak mevcut. Facebook, Ekim ayında, insanları aşı yapmaktan caydıran reklamları yasakladı. Facebook'un duyurusu büyük ölçüde memnuniyetle karşılanırken, şirketin verdiği sözleri yerine getiremeyeceğine dair endişeler de mevcut..

Cezai yaptırımlar uygulanabilir mi?

Dijital Nefretle Mücadele Merkezi'nin CEO'su İmran Ahmed yaptığı sosyal paylaşım ağlarının politika değiştirmesi gerektiğini belirtti. Ahmed, hükümetleri zararlı çevrimiçi içeriği düzenleme planlarını hızlandırmaya çağırdı ve "Bu politikaların uygulanmasını sağlamak için, hayatları riske atan zararlı materyalleri ortadan kaldırma görevlerini ihlal edenlere cezai yaptırımlar da dahil olmak üzere, mümkün olan en kısa sürede katı düzenlemeler getirilmelidir” dedi.

Birleşik Krallık hükümeti, tam da bu amaçla bir Çevrimiçi Zarar Yasası tasarısı planlıyordu, ancak bu yasa ciddi eleştirilere sahne oldu. Sosyal medya, koronavirüs aşıları hakkındaki komplo teorileriyle çalkalanıyor ve haberler çıktığında yeniden gündeme geliyor. Bu komplolar, meşru endişelerden uzak dünyalar olup, mikroçipleme, soykırım ve DNA değişimine dair yanlış iddiaları da kapsayabiliyor. Koronavirüs aşısı hakkındaki komplo anlatıları o kadar yaygın hale geldi ki, genellikle aşılama karşıtı ve sahte bilim çevrelerinde bu durum açıkça görülüyor.

COVID-19 kriziyle yüzleşmek, tüm dünyada izole edici bir deneyim oldu. Ancak, acımızdan, kendi başına ölümcül olan başka bir salgın türü geliyor: Yanlış bilginin viral bir şekilde yayılması.

İnfodemiyle mücadele etmemiz şart!

İlk olarak Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Adhanom tarafından Şubat ortalarında icat edilen infodemi kavramı, COVID-19 hakkındaki yanlış bilgilerin yayılmasını ve dezenformasyonu içerir.

Keio Üniversitesi Medya ve Yönetişim Enstitüsü'nde profesör olan Dr. Rajib Shaw, "sahte haberler genellikle toplumda gerginlik, güvensizlik yaratır ve yetkililerin müdahale çabalarını engeller" diyor. Sahte haberlerin tehlikeleri, özellikle 2016 ABD başkanlık seçimleri ve 'Brexit' referandumunun ardından geniş çapta kabul edilmiş, bu haberler COVID-19 ile birlikte zirve yapmıştır.

Kamu ve özel sektörün infodemiyle mücadele çabaları, krizin kendisi kadar emsalsiz olsa da, akademisyenler, hala önümüzde duran birçok engeli hızlı bir şekilde gösterdiler.

Münster Üniversitesi'nde 'Sayısallaştırılmış Bir Dünyada Güven ve İletişim' üzerine çalışan bir akademisyen olan Isabelle Freiling, Nisan ayında yayınladığı Bilim ve Teknoloji Sorunları isimli makalesinde, politikacıların, gazetecilerin, bilim adamlarının ve diğer iletişimcilerin üstesinden gelmesi gereken önemli iletişim zorluklarını vurguluyor. Çalışmada sürekli gelişen bir durumda, doğruluk ve gerçeklere odaklanarak yanlış bilgilere karşı koyma çabalarının önemi vurgulanıyor.