Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.84
Gram Altın
2384.83
BIST 100
10252.2
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

13 Kasım 2023

İngiltere ile dış ticareti arttırma fırsatı

Son günlerde Ticaret Bakanımız Sayın Ömer BOLAT ihracatı artırmak için yoğun çalışıyor, projeler üretiyor, engelleri kaldırmak için uğraşıyor, üretimi artırmak için gayret gösteriyor. Bunların yanında ülkeler bazında önümüze getirilen fırsatları da iyi değerlendirerek katma değeri artırıcı girişimler desteklenirse faydalı olacaktır.

İngiltere hükümeti İngiltere ile 29/12/2020’de imzalanıp 01/01/2021’de yürürlüğe giren bu serbest ticaret andlaşmasını yenilemek ve geliştirmek istiyor. Buna yönelik bir çağrıda bulundu. Zira bu andlaşma temelde sadece sanayi ürünlerindeki “mal” ticaretini içeriyor. Diğer alanları kapsamıyor. İki ülke arasındaki ticaretin daha etkin ve verimli olmasını sağlayacak fırsatları geliştirmek için İngiliz hükümetinin yaptığı çağrıda bütün paydaşlar görüş vermeye davet edildi. Bu davete aşağıdaki linkten görüş verilebilecektir;

https://www.gov.uk/government/consultations/trade-with-turkey-call-for-input

Bu linkte, iki ülke arasındaki ticaretin durumunu anlatan bir de broşür hazırlanmış durumda.

Bu girişime katkı verip ihracatı artırmak ve iki ülke arasında fiyatlar genel seviyesini aşağıya çekerek tüketici refahını artırmak için kapıları sonuna kadar açmak lazım. Özellikle, MÜSİAD, ASKON, TÜMSİAD, TÜSİAD, TOBB, İTO, İKO, İDMİB, TİM gibi kurumların üyelerine de bilgi vermesi ve gelen görüşler doğrultusunda kurumsal görüşler vermesi çok önemlidir. Bu diyalog sürecinin etkin yürütülmesini sağlayacak çalışmaları Ticaret Bakanlığının yürütmesi ve desteklemesi, hatta koordine etmesi çok faydalı olacaktır.

Anılan Andlaşmanın kapsamının sadece sanayi ürünlerindeki mal ticareti olması nedeniyle kapsamının genişletilmesi gereken çok alanlar var. Bunların başında; hizmet sektörü, yatırımlar, dijital ticaret ve Telekom, işgücünde serbest dolaşım, rüşvetle mücadele, çevre, inovasyon, iki ülkede kadınların ticarete eşit katılımı, idarenin iyi uygulamaları ve KOBİ destek politikaları gibi alanlar andlaşma kapsamının dışında. Buna ilave olarak da, tarım ve hayvancılık, süt ve süt ürünleri dahil olmak üzere çok önemli bazı hala kotaya veya sınırlamaya tabi, bunun da müzakereler kapsamında serbest ticarete konu edilmesinde fayda var. Müzakerelerde iki tarafın birbiri ile tek bir pazarda hareket eder gibi kişilerin, malların ve hizmetlerin serbest dolaşımını sağlamasına hizmet eden bir rejime ihtiyaç var.

Bu bağlamda BREXIT sonrası Ankara Andlaşması da İngiltere ile yürürlükten kalkınca uygulamada fiilen kullanılmaya başlanılan self-sponsorship konusunun da kurumsal ve daha esnek bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Bu kapsamda şirket kuran Türkiye vatandaşlarının da Türkiye’den personel getirerek çalıştırmasının kolaylaştırılması lazım, özellikle üretimde çalışacak ve/veya Türkiye ile ilişkileri yürütme işini yapacak kişiler için İngilizce bilme şartı konusunda esneklik getirilmesi ve/veya çalışırken dil öğrenmesine imkan verecek esnek bir rejim kurulması dış ticareti geliştirici olacaktır. Aynı modelleme İngilizler için de Türkiye’de kurulmalıdır.

TSE ile İngiliz UKCA arasında iki ülkeden herhangi birinde o ülkenin standartlarını taşıyan TSE veya UCKS belgelerinin karşılıklı tanınması yapılarak malların gümrüklerde standartlara takılması önlenmeli. Bu yolla oluşturulmuş bulunan tarife dışı engel de otomatik olarak aşılmalıdır. İki ülkede de ihracatçı kendi ülkesinden standartlara ilişkin belge aldığında diğerine ihracat yapabilmelidir.

Her ne kadar İngiltere en ziyade müsadeye mazhar millet (MFN: Most Favored Nation) hükmünü uygulayarak Türkiye’yi tercihli ticaret partneri ülke durumunda tutuyorsa da bunu bir adım daha öteye götürüp gümrük vergilerini kaldırılıp serbest ticaret rejimi oluşturularak, iki ülkeden hangisinde üretimde maliyet avantajı olan noktalar varsa üretimin orada yapılmasını sağlayarak, tüketici refahının artırılmasının sağlanmasını teşvik etmek her iki ülkenin de lehindedir.

İki ülke arasında ucuz ve hızlı nakliye imkanları oluşturacak lojistik mekanizması geliştirilmesi iki ülke arasındaki ticareti artıracak, Çin karşısında Türkiye’yi daha güçlü kılacaktır.

Buna eş zamanlı olarak hükümetler ve Türkiye tarafında TİM, TOBB gibi kurumlar yurtdışında lojistik depolar, cash&carry, yapı market vs gibi konu veya sektör odaklı satış noktaları kurarak veya kurulmasını teşvik ederek Türkiye’de üretilen malların fiilen İngiltere’ye girmesini kolaylaştırmalı, bu yolla ihracata destek vermelidir. Buna yapı market ile organik bağı olan bir işletme daha kurarak, İngiltere’deki eski konutları satın alıp yenileyip satma projesi ile Türkiye’de üretilen yapı marketi ürünlerini İngilizlerin evine sokma ve mimar, mühendis, teknik danışman vs kişilerin malzeme listesine girme stratejisini de eklemek gerekiyor.

2022 yılı itibarıyla İngiltere’nin Türkiye’ye hizmet sektörü ihracatı 2.1 milyar sterlin, Türkiye’den ithalatı 2.4 milyar sterlin, mallarda 6.4 milyar sterlin ihracatı ve 12.6 milyar sterlin ithalatı var. Toplamda 8.5 milyar sterlin ihracatı var ve 15 milyar sterlin bizden ithalatı var. Yani İngiltere dış ticarette fazla verdiğimiz bir ülke. Buna rağmen, Türkiye İngiliz dış ticaretinde 18.sırada yer alıyor ve dış ticaretinin sadece %1.4’ünü bizimle yapıyor (Kaynak: World Bank: World Development Indicators, Erişim Ağustos 2023; Information Note for the call for input on a new prospective Free Trade Agreement between the United Kingdom and Turkey, Department for Business & Trade UK).

Fiilen İngiltere ve Türkiye’de yaşayan biri olarak görüyorum ki; iki ülke arasındaki potansiyel gerçekten çok fazla, %1.4 hiç denilecek kadar düşük bir rakam, eğer biraz ilgi gösterilip kanallar tam açılsa her iki ülkenin de çok faydasına olacak bir dış ticaret hacmine ulaşılması hiç de zor olmayacak. Ancak bunu stratejik bir derinlik içinde yürütecek bir ekip lazım, kurumlar kendi varlıklarını sürdürmek için çalışınca sonuç alınamıyor, varoluş amacına odaklı çalışmak lazım.