Dolar (USD)
32.40
Euro (EUR)
34.77
Gram Altın
2399.09
BIST 100
10208.65
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


İNSANİ ZİRVE Mİ?İNSANİ DÜŞÜŞ MÜ?

Birleşmiş Milletler'in tarihinde ilk defa Dünya İnsani Zirvesi (World Humanitarian Zirvesi) 23-24 Mayıs 2016 tarihleri arasında İstanbul'da yapıldı. Birleşmiş Milletler'e üye 173 ülkeden 53 devlet başkanı ve bir çok sivil toplum kuruluşu zirveye katıldı. Ancak zirveye G-7 ülkelerinden hiçbir ülkenin hiçbir devlet başkanı katılmadı. Zirve için İstanbul'un seçilmesinin nedeni, Türkiye'nin üç milyondan faza sığınmacıya ev sahipliği yapmasıdır. Türkiye, dünyada insani yardım yapan üçüncü büyük ülke konumundadır. Sembolik olarak İstanbul'un seçilmesi, zirveden çıkacak mesajın dünyaya iletilmesi açısında da anlamlı bir yer tercihiydi. Ancak Dünya İnsani Zirvesi'nin dünyada yeterli ilgiyle karşılandığını söylemek ve insani yardım alanında somut politikaların ve eylem programlarının hazırlanması konusunda reel bir hareketliliğe neden olduğunu gözlemlemek mümkün değildir.

Küresel düzeyde insanlığımızın topyekun durumunu, insanlık krizi olarak niteleyebiliriz. Birleşmiş Milletler'in yetmiş yıllık tarihinde ilk defa Dünya İnsani Zirvesi yapmasının nedeni, küresel insani krizdir. Dünyada insani krize neden olan köklü siyasal, ekolojik, ekonomik ve sosyal nedenler bulunmaktadır. Başka bir ifade ile dünyadaki sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik yapı, insani krizlerin oluşumunda çok başarılıdır. Ancak dünyada hakim olan sosyal, siyasal ve ekonomik yapılar, insani krizden çıkış için etkin çıkış ve çözüm yolları gösterme konusunda etkisiz, işlevsiz ve başarısız kalmaktadırlar.

Bugün savaş, doğal afet ve açlık yüzünden altmış milyondan fazla yerinden ve yurdundan edilmiş durumdadır. Yerinden ve yurdundan edinenlere güvenli alanlar oluşturulamamaktadır. İnsani krizlere neden olan sorunlar çözülememekte, sorunların çözümsüz bırakılması, insani krizlerin derinleşmesine ve kronikleşmesine neden olmaktadır. İnsani krizler, dünyayı yaşanılır ve güvenlikli bir yer olmaktan çıkarmıştır. Vatandaşlarının güvenliğini ve temel ihtiyaçlarını sağlayamamak bir devleti başarısız yaptığı gibi, ihtiyaç sahiplerine ve zayıf insanlara yardım ve koruma sağlayamayan bir dünyada başarısız bir dünyadır.

Dünyadaki en büyük küresel kurum, Birleşmiş Milletler'dir. Birleşmiş Milletler'in mevcut yapısı, insani krizleri aşmaya imkan vermemektedir. BM, insani krizleri aşan insanlığın hizmetinde olan bir kurum olarak işlememekte, beş daimi üyenin ekonomik, hegemonik ve siyasal çıkarlarına göre işleyen kukla bir kurum görüntüsü vermektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Dünya Beşten Büyüktür" sözü, BM'nin insani alandaki yetersizliğini çarpıcı bir şekilde dile getirmektedir. İnsanlık adına BM'nin mevcut yapısına itiraz eden tek ülke Türkiye'dir. Dünya İnsani Zirvesi'ni tarihinde gerçekleştiren BM, ilk önce kendisini insani hale getirmelidir. İnsan merkezli yeni bir Birleşmiş Milletler'e dünyanın ihtiyacı vardır.

İnsani Yardım olgusu bugün ortadan kalkmış durumdadır. İnsani Yardım bugün İnsani Sektöre dönüşmüş durumdadır. İnsani sektör alanında binlerce kuruluş ve kişi çalışmaktadır. Milyarlarca doları bulan ekonomik kaynağıyla insani sektör, bugün insani yardımı ekonomik kazanç ve geçim kaynağı haline gelmiştir. İnsani yardım alanında çalışan kişi ve kuruluşlar, insani yardımları ihtiyaç sahibi kişilere ulaştırmakta yetersiz kalmaktadırlar. İnsani alanda en büyük sorun, yardımların gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasıdır. İnsani yardımları gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırma konusunda yetersiz kalan birçok uluslararası yardım kurumu, insani yardım alanını istismar ederek kendilerine büyük ekonomik kazançlar sağlamaktadırlar. İnsani yardımın insani sömürüye dönüşmüş olması büyük bir trajedidir. BM, insani yardım konusunda değiştirici-dönüştürücü bir gündem belirlemesine (Transformative Agenda) rağmen, insani sektörü yeniden insanileştirmek konusunda başarılı olamamıştır.

İnsani krizlerin insani çözümlerle aşılması, bütün dünyanın önündeki en büyük meydan okumadır. İnsanlık, şimdiye kadar insani krizlere insani çözümler bulmak konusunda başarısız olmuştur. Hatta insani yardım alanında çalışanlar bile, insani sorunların insani çözümleri olmadığını temel gerçek olarak kabul etmektedirler. İnsani krizleri aşmak için insani çözümler ve modeller vardır. Ancak insani krizlerin insani yollarla aşılmasına engel olan insanlık dışı güçler olduğu olgusu, bir başka gerçekliktir. Suriye savaşının ve sığınmacılar sorununun çözümsüz bırakılması için çabalayan küresel güçlerin politikalarını bu noktada hatırlamalıyız. İnsanlığın önüne siyaset, ekonomi ve hakimiyet mücadelesinin geçmesi, insani krizler doğurduğu gibi, insani yardım alanını da tıkamaktadır.

İnsani yardım için harcanan para, dünyada yıllık olarak askeri harcamalara ayrılan paranın yüzde biri değildir. İnsanlık, kendisini yıkacak alanlara bütün kaynaklarını ayırırken kendisini yaşatacak, daha doğrusu kendisine nerdeyse hiçbir şey ayırmamaktadır. Zirve, "İnsanlık için Ayağa Kalk" çağrısı yapmaktadır. Ancak dünyayı, insanlık için ayağa kaldıracak siyasal ve ekonomik bir liderlik ve irade bulunmamaktadır. İnsani krizleri çözecek güçlü bir küresel liderliğin olmayışı, İnsani Zirve gibi etkinlikleri, etkisiz iyi niyet ifadelerinin dile getirildiği toplantılar haline getirmektedir. Yaşadıkları felaketler yüzünden insani ihtiyaçlarını karşılayamayan ve insanca yaşayamayan milyonlarca kişi, iyi niyetlerden ziyade etkili ve verimli bir şekilde kendilerine insanlığın el uzatmasını beklemektedir.