Dolar (USD)
32.50
Euro (EUR)
34.84
Gram Altın
2440.83
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

26 Haziran 2023

​İnsanlığa karşı küresel ekonomik darbe

Büyük ekonomik yıkıma, WEF’in ağzıyla söyleyecek olursak sıfırlama düğmesine 11 Mart 2020 tarihinde basıldı. Çünkü DSÖ o tarihte pandemi ilan etmişti.

Yazar Colin Todhunter, “IMF, Dünya Bankası ve küresel liderler, dünya ekonomisini Covid-19 ile ilgili kısıtlamalar yoluyla kapatmanın/kilitlemenin tüm insanlar üzerindeki etkisinin ne olacağını çok iyi biliyorlardı” diyor.

Öyle de oldu. Sadece 2022 yılında çeyrek milyardan fazla insan aşırı yoksulluk seviyesinin altına düştü. Ülkemizde de bu durum her geçen gün artıyor.

11 Mart 2020 tarihini verdim ama WEF Başkanı bu tarihten tam altı yıl önce büyük sıfırlamadan bahsediyordu.

Büyük Sıfırlama senaryosu, 2030 yılına kadar, dünya nüfusunun büyük bir bölümü yoksullaşırken küçük elit bir zümrenin dünyanın servetine el koyacağını öngörüyor.

Bakınız sadece kendi ülkemden örnek vereyim. Faizi düşürseniz de arttırsanız da ekonomiyi normale çeviremiyorsunuz değil mi? Peki, burada bir anormallik yok mu?

İçeride bunu stokçulara ve bazı marketlerin inadına bağlayan hatta sadece bizim ülkeye has bir finansal operasyon olduğuna inanan azımsanmayacak bir kitle var.

Kimse bunun küresel emperyalist düzenin büyük sıfırlama kapsamında tertiplediği tarihin en büyük servet aktarımı olduğundan bahsetmiyor.

Covid-19 tecrit politikalarının iflasa, yoksulluğa ve işsizliğe yol açtığını kimse sorgulamıyor?

Oysa Covid-19 ve Büyük Sıfırlama küresel kapitalizmin şeytani bir projesidir. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyük çoğunluğu için ciddi bir tehdit oluşturmaya hala devam ediyor.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, bu çerçevede salgının "bir sağlık krizinden daha fazlası" olduğunu kabul etmemiş miydi?

BM ve Vatikan da bu sistemin suç ortağıdır. "Küresel Yönetişim"i ve Büyük Sıfırlamayı destekliyorlar.

ABD emperyalizminin yeni ve yıkıcı bir aşamasına geçiyoruz. Büyük sıfırlama, dünyanın dört bir yanındaki insanların hayatlarını eninde sonunda mahvedecek totaliter bir ekonomik ve sosyal mühendislik projesidir.

Örneğin “Amerika’da borç miktarı o kadar aşırı ki, faiz oranlarının tarihsel ortalamalarına dönmesi bile vergi gelirlerinin yarısından fazlasını tüketecek bir faiz gideri ödemek anlamına gelebilir” diyor Doug Casey.

Öyle ki ABD hükümetinin kendini finanse etmek için sürekli artan miktarlarda para basmaya devam etmekten başka seçeneği yok. Merkez Bankaları kapana kısıldı. Ve sistemi "sıfırlamaktan" başka çareleri kalmadı.

İşte bu sürece kasıtlı itiliyoruz, onu diyorum.

Beyaz Saray, David Rockefeller'ın "küresel yönetişim" dediği şeyi oluşturmaya kararlı!

Eski şirketlerin iflas etmeye veya tekelleşmeye zorlanacağı bir "Dördüncü Sanayi Devrimi" kisvesi altında, bu dönüşümü zorlamak için Covid-19 kullanıldı.

Bunu ekonomileri "yeniden yapılandırmak" ve birçok işin yapay zeka kontrollü makineler tarafından devralınacağı bambaşka bir döneme hazırlık için yapıyorlar.

Dolayısıyla işsizler bir tür evrensel temel gelir alacak ve varlıklarını devlete veya daha fazlasına vermeleri karşılığında borçları affedilecek.

WEF daha şimdiden halkın ihtiyaç duyduğu her şeyi “kiralayacağını” söylüyor. Amaç, “sorumlu tüketim” ve “gezegeni kurtarmak(!)” kisvesi altında mülkiyet hakkını kaldırmak.

Tabii ki, büyük sıfırlamayı başlatan küçük seçkinler de her şeyin sahibi olacak. Ve final; “hiçbir şeye sahip olmayacaksın ve mutlu olacaksın” İşte burada politikacıların gündemine bakıp acı acı gülümsüyorum…