Dolar (USD)
32.27
Euro (EUR)
34.75
Gram Altın
2399.55
BIST 100
10189.86
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

27 Eylül 2016

İşgalcilerin hukuk kararları iptal edilsin

Düşünün!.. Bir ülkede kendi yapılarına tehlikeli gördükleri için Başbakandan Genel Kurmay Başkanına, MİT müsteşarından en yüksek yargı organlarına kadar herkese komplo kurup hakkında istedikleri fezlekeyi hazırlayabilen bir polis teşkilatı, hazırlanan bu fezlekeyi delil kabul edip "yargı bağımsızlığı" adı altında iddianameye çeviren savcılar ve bu iddianameye "ispat edilene kadar her zanlı suçsuzdur" temel kuralını umursamadan ve hiçbir delil ve belge ihtiyacı duymadan ceza verebilen hakimler ve bu hakimlerin verdiği cezaları anında onaylayan Yargıtay üyeleri olsa, bu ülkede kim neye göre suçlu, kim neye göre masum nasıl karar verirsiniz?

Şimdi bu ülkede, tabiri caizse devletin en tepesindeki güçlü insanlara bunu yapabilen bir örgütün, bu güçten yoksun olan ve kendileri için tehlikeli gördükleri normal halktan insanlara neler yapabileceğini düşünün bir de!

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, FETÖ mensubu oldukları gerekçesiyle atılan hakim ve savcılarla ilgili verdiği kararda şu ifadeleri kullanıyor: "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yargı kuvveti içerisinde; organizasyonu ve hiyerarşik yapısı bulunan, Devlet yargısına alternatif olarak faaliyet gösteren, örgütlü olarak yargı içerisinde yuvalanan, kendinden olmayan herkesi düşman kabul edip kullanamadığı kişileri de düşman sayan, örgüte boyun eğmeyenleri ve farklı düşünen herkesi düşman görüp hedef haline getirerek yargı kararları ile emniyet operasyonlarının hedefi haline getiren, istihbarat toplayan, operasyon kararı alan, emniyet ve yargı üzerinden toplanan istihbarata göre örgütün üst düzey yöneticilerinin verdiği kararın icrasına başlayan, basın ve yayın üzerinden linç girişimi gerçekleştiren, topluma yönelik algıyı yöneten, örgütte yer alanları kahramanlaştıran, unutturma sürecini tekrarlayan, suç faili veya masum olduğuna bakılmaksızın birçok kişiyi yargı eliyle mağdur eden, çözümü mümkün olmayan abartılı, ayrıntıya boğulmuş, gerçeklerin gizlendiği, kasıtlı, taraflı ve delilsiz davalar açan, bu davalarla Türkiye'nin mafya ve terörle mücadele ettiği algısı yaratan, Devletin birçok kurumuna yerleşen Paralel Devlet Yapılanması Terör Örgütü isimli bu yapının yargıdaki uzantıları oldukları ve cemaat cuntası şeklinde paralel bir yargı gücü oluşturdukları görülmüştür."

Daha açık nasıl yazılabilirdi?

Bugün nereye bakarsanız Fetö'nün yaptığı kumpaslardan bahsedenlerin, asıl fiili zulüm altındaki insanların mağduriyetini gidermeyişlerini nasıl yorumlamalıyız peki? Yaptıkları her hareketi, verdikleri her kararı bu örgütün talimatına göre belirleyen hakim, savcı ve polislerin Terör örgütü olduğu ortaya çıktığı halde bunların verdikleri kararların aynen infaz ediliyor oluşundaki tezat sizce ne manaya gelir?

İşgalin ana unsuru Fetö'cülerin verdiği kararları yok hükmünde kabul edip, bir an önce adil bir yeniden yargılama başlatılması gerek.

Zindanda yıllardır suçsuz yere çile çeken Müslüman tutsaklara özgürlük istiyoruz. Artık yeter deme zamanı gelmedi mi?