Dolar (USD)
32.94
Euro (EUR)
35.70
Gram Altın
2528.18
BIST 100
10891.42
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

15 May 2024

​İşgalcinin dili!

Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan’ın sık sık dile getirdiği gibi;

"Hamas bir terör örgütü değil, 1947'den beri işgal edilmiş topraklarını korumaya çalışan bir direniş grubudur."

Siyonist canilerin piyonu olmayan herkes için elbette Hamas, katil işgalcilere karşı vatanını korumaya çalışan vatansever bir gruptur. Bunun yanında sadece Filistin’in işgaline değil, biz Müslümanların kutsalı olan Mescidi Aksa’mızı işgalciden koruyan İslam’ın askerleridir.

Daha ötesinde ise, yedi aydır insanlığın gözü önünde, emperyalist-Siyonist ittifakın yaptığı soykırıma direnerek, şu veya bu sebeple zalimlere boyun eğen insanlığın onurunu kurtarmaya çalışan asil bir ordudur.

Bu tespiti yapmak bir yanıyla gereksizdi. Fakat özellikle ülkemizdeki malum zihniyetin Hamas’a “terörist” yaftasını vurma sebebini biraz açmak istedim.

İşgal ve sömürünün ilk adımı, işgalci dili oluşturulmasıyla başlar. İşgalcilerin, işgale meşruiyet sağlayacak argümanlar üretmesi, oluşturduğu dili kabul ettirmesi ve geniş kitlelere yaygınlaştırmasıyla… Çünkü dil, zihni ele geçirmenin anahtarıdır. İşgalcinin diliyle düşünmeye ve konuşmaya başladığınızda “işgalciye karşı görünseniz de” onun amacına hizmet edersiniz.

İşgalcinin dili ile direnişçinin dili farklıdır çünkü. Zalimin diliyle mazlumun dilinin farklı olması gibi…

Hedef ülkeyi kitlelerin kabul edebileceği donelerle suçlamaktan, işgale direnebilecek unsurları “terörist” ilan etmeye kadar, eski ifadesiyle “psikolojik harekat”, popüler söylem ile “algı operasyonu”, işgalin en önemli ayağını oluşturur.

İşgalciler işgal ettikleri topraklarda kendilerine direnen, vatanını savunan hiç kimseyi sevmez. İşgalciliğin doğasında var bu. Gazze’de seçimle iş başına gelmiş, on altı yıldır Gazze’yi yöneten ve vatanını korumak için savaşan Hamas’a doğal olarak sadece işgalci İsrail ve onun yandaşları terörist diyebilir.

Filistin, Afganistan, Irak, Çeçenistan, Suriye, Orta Afrika, Somali, Libya Kırım, Doğu Türkistan… Bakın bu ülkeleri işgal eden her emperyalist ülke, kendisine direnen vatanını savunan her grubu “terörist” diye yaftaladı. Liste uzun…

Anadolu topraklarını işgal eden emperyalistler, o gün bu işgale direnen ecdadımızın yaptığı eylem ve saldırıları terörist eylemler olarak nitelendiriyordu.

Genel kabule göre, “siyasi, dini ve ekonomik hedeflere ulaşmak için baskı ve yıldırma da dahil yapılan her türlü şiddet eylemine terör, yapana da terörist denir.”

Bu tanıma göre dünyanın en büyük teröristi sırasıyla Amerika, İsrail ve emperyalist ülkelerdir. Birçok ülkeyi işgal eden, katliamlar yapan, sömürüyü devam ettirmek için şiddet olayları tertip eden, iç savaşlar çıkartan, milletleri birbirine kırdırarak fayda devşiren bu yapıların devlet statüsünde görünmeleri onları terörist oldukları gerçeğini değiştirmez.

Son dönemlerde özellikle İslam’ı ve Müslümanları terör ithamıyla şeytanlaştırmak için kullandıkları DAEŞ gibi yapıların faaliyetleri de dahil dünyanın neresinde bir karışıklık, emperyalizmin amacına hizmet eden bir terör faaliyeti varsa onun arkasında Amerika, İsrail ve Batı ülkeleri vardır.

Bir parantez açarak: İsrail ve suç ortağı Amerika’nın, yıllardır Müslümanları “terörist” göstermek için sistemli şekilde yaptığı algı operasyonu Siyonistlerin soykırımı ve AB-D’nin bunu desteklemesiyle tersine döndü. Dünya gerçek teröristlerin kim olduğunu anladı artık.

Ülkemizde emperyalizmin oluşturduğu dil ile düşünen, konuşan, içte ve dıştaki hadiseleri değerlendiren ve buna göre tavır alan bir kesim var. Genellikle kendilerini laik, Batıcı, bilimci, çağdaş, Atatürkçü, Türkçü vs diye tanımlasalar da, ne hikmetse hadiselere gösterdikleri her tavır ve söylemin “emperyalist-Siyonistlerin” söylemleriyle nerdeyse bire bir aynı olduğunu ve emperyalistlerin çıkarına hizmet ettiğini görürsünüz.

Emperyalist işgalciler kime “terörist” diyorsa bu zihniyet onu terörist kabul eder. Kimi “gerici, özgürlük ve demokrasi düşmanı, yobaz, ilerici, medeni, çağdaş görüyorsa aynı şekilde görür ve yaftalar. Aynı zamanda kimi “özgürlük savaşçısı” kabul ediyorsa ona güzelleme yapmaktan da çekinmezler. Ülkemizin düşmanı bile olsa…

Emperyalistlerin hedef ülkelerdeki en büyük başarısı, kendi milletini, tarihini, kültür ve yaşam biçimini emperyalistlerin gözüyle değerlendiren bir sınıf oluşturmasıdır. Bin yıldır vatanına ve milletine düşman olan ve daha dün imparatorluk çapındaki devletini yıkıp yağmalayan Batı’yı dost, bin yıldır inancı ve ortak tarihiyle kendisine dost olan milletleri düşman olarak gören bir kesim yetiştirmiş olmasıdır.

Batının, oryantalizm eleğinden geçirerek zihnini veya cebini ele geçirdiği kişilerin, vatanını işgal eden soykırımcı vahşilere direnen Hamas’ı terörist diye yaftalaması, basit bir söylem hatası değil, insanlığa olduğu gibi İslam’a ve vatana da ihanettir.

Siyonistler, Filistin’i işgal etme gerekçesi olarak “Arzı Mevud- kendilerine vaâdedilmiş toprakları” ele geçirmek olarak gösteriyorlar. Kendilerine vaadedilen toprakların bir ucu ise Fırat Nehrine uzanıyor. İslami kaygın yok, insanî vicdanın yok, kardeşlik hukukun da yok. Peki vatanını işgal edeceğini açıkça söyleyen ve bu işgal için on yıllardır PKK’da dahil her türlü vatan ve millet düşmanlığında parmağı olan Haçlı Siyonistlerin karşısında savaşanları nasıl terörist diye yaftalarsın?

Bunlar, Emperyalizmin dilini kullanmanın emperyalizme hizmet etmek olduğunu bile anlayamazlar.

Her zaman söylediğimizi tekrar edelim.

İslam’a düşman olan vatana da düşmandır.

Bu hiç sekmez.

 
VF kat sağ