Dolar (USD)
32.21
Euro (EUR)
34.98
Gram Altın
2511.31
BIST 100
10739.57
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 Ekim 2019

İşler iyiye giderken…


Son vakitlerde “kültürel iktidar” alanında ümit verici gelişmeler yaşanıyor.

Yazımızın “anafikri ” bu.

Devam edelim:

Türkiye, “meydanlardaki başarısını” masada gösteremeyen bir ülke olarak bilinir.

“Kültürel iktidar eksikliği” de bununla ilgili; “Eğitim”, “diplomasi”, “iletişim”, “sivil toplum” (…) da öyle.

Memleketin “yerli ve milli” evlâtları meydanlarda büyük başarılara imza atarlar ama “kültürel iktidar” alanlarında fena halde dökülürler…

Biz de buralardan haykırıp dururuz; “Salt oy hesabına dayanan oluşumlar, fay hattına yapılan binalar gibidir!”

Ya da…

“Salt oy hesabına dayanan iktidarlar, çocukların deniz kıyısında yaptığı kumdan kaleler gibidir!”

Vesaire…

Efendim;

Sıklıkla şikâyetçi olup durduğumuz bu “kültürel iktidar eksikliği” tablosunun “değişmekte olduğu” yönünde nice umutlar sunan gelişmelere şâhitlik ediyoruz.

*******************

CUMHURBAŞKANLIĞI İLETİŞİM BAŞKANLIĞI ÇOK ETKİLİ OLDU

Mesela…

Cumhurbaşkanlığı’na bağlı İletişim Başkanlığı, bu süreçte “bilgilendirme”lerde o kadar etkin, o kadar başarılı oldu ki…

“Marifet iltifata tabidir” diyerek başta Prof.Dr. Sayın Fahrettin Altun olmak üzere ekibin her ferdine tebriklerimizi sunmamak büyük eksiklik olur.

“Küresel güçlerin” güdümündeki bütün “iletişim vasıtaları” Türkiye’ye iftiralarla saldırırken, neredeyse “tek başına” direnen İletişim Başkanlığı, sadece iç kamuoyunda değil, dışarıda da “Türkiye rüzgârı” estirdi.

Gerçekleri an be an dünyanın gözünün içine soktu.

“İletişim” alanı en az “savunma sanayii” alanı kadar mühimdir malûm.

Algı neyse gerçek odur, hatta algı gerçeğin önündedir çoğu vakit.

Türkiye’nin “terörle mücadele operasyonlarında” gösterdiği başarıda “iletişim” alanındaki etkinliğin önemli payı var.

Bu çok güzel bir gelişme.

Memleketin yerli ve milli insanlarının

“Kültürel İktidar” alanlarındaki sıkıntılarının aşılabileceğine dair ümitlerimizi arttıran bir gelişme.

**********************

DİPLOMASİDE BÜYÜK BAŞARI

Türkiye, “Barış Pınarı Operasyonu”nu yürütürken ABD ve Rusya gibi iki süper güce istediklerini büyük ölçüde kabul ettirdi.

Masadaysanız “Yüzde 100”ü alamazsınız.

Mesele, “vazgeçilmezlerinizi” karşı taraflara kabul ettirebilmektedir.

Türkiye istediklerini almış, istemediklerini sınırlarımızın çok ötesine fırlatıp atmıştır!..

Meselenin özü budur.

Buradan, “kültürel iktidar”ın bir başka önemli unsuru olan “diplomasi alanındaki başarı”ya ulaşırız.

Başta Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu olmak üzere ekipte yer alan herkesi gönülden tebrik etmemek haksızlık olur.

Bu arada, “Monşer diye diye seçkin diplomatlarımızı kenara attılar, dış politikamızı çökerttiler!” tezvirâtını üreten odaklara da iyi ders olmuştur bu süreç, ders alabilecek kapasiteleri varsa eğer.

“Dış Politika” alanına değinmişken…

“Kıbrıs’taki fitne kazanının” iyice fokurdadığını da tekraren ifade etmiş olalım.

Oraya şöyle “yerli ve milli” ayar vermek ve Kıbrıslı kardeşlerimizi “başlarına musallat olan” Türkiye karşıtı akımlardan kurtarmak şart.

*********************

SAVUNMA SANAYİİ… NEREDEN NEREYE?

Savunma Sanayii alanı elbette hayati öneme sahip.

Bir vakitler tanklarını “tamir ettirmek için” 3 milyonluk İsrail’e muhtaç durumdaydı Türkiye.

Şimdi…

Milli Savunma Bakanlığı ve “Bayraktar” markası öncülüğünde “Yüzde 70”lik bağımsızlık oranına ulaşmış bir savunma sanayii gücünden bahsediyoruz.

Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin Paşa, geçtiğimiz günlerde, “Dünyanın en güçlü donanmalarından biri bizde. Türk Ordusu’nun gücü kat be kat artmıştır. Siyasi mülahazalarla hareket etmeden gerçeğin hakkını teslim etmek gerekir.” demişti özetle.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin atlattığı her türlü badireye rağmen gücüne güç kattığı yönündeki kanaat çok yaygın, meselelere “ideoloji” gözlüğü ile bakmayan bütün emekli askerler aynı şeyi söylüyor.

Türkiye çok önemli bir süreçten, milli birlik ve beraberlik alanını gittikçe genişleterek geçiyor.

PROBLEM ALANLARI

Buraya kadar yazdıklarımızdan “her şey iyiye gidiyor” anlamı çıkmaz elbette.

Ben…

Milli Eğitim’de “Yarının Türkiyesi”ni hazırlayacak dev atılımları bekliyorum hâlâ.

Gençlikle “yaşlılık” arasındaki köprüleri tamir etmek gerek, “dil” iyice kopuyor.

Boşanma oranları gittikçe artıyor, evlenmek ve “çocuk sahibi olmak istememeler” artıyor.

“Sürekli (ya da süresiz) nafaka” garabeti de son verilmeyi bekliyor, umarız son bulur.

Tabii, tek bir hanımefendinin ve beyefendinin mağduriyetine yol açılmadan son bulur.

“Sağlık” alanında büyük gelişmeler kaydedilmişti, iktidarın ilk 10 yılında…

Bu alanda hem hastaların hem de hastalara hizmet verenlerin şikâyetleri artıyor.

Şu “şehir hastahaneleri” işine şöyle bir çeki düzen vermek şart, “Sağlık Turizmi”nin katkısı ile mi olacak, nasıl olacaksa.

“Kültür ve Sanat” faaliyetlerinde kaliteyi ve millileşmeyi artıracak hamleler bekleniyor…

Buralarda “hangi zihniyetin” iktidarda olduğu malûmlarınız!..

Öte yandan,

“Esnafın” ve “müstahdem dar gelirlinin” durumlarına da el atmak gerekiyor.

Kış kapıda, faturaların gittikçe zorlayacağı bir süreç.

Bununla birlikte “ekonomide” olumlu gelişmeler yaşanıyor.

Uzun lafın kısası;

Ben “büyük resme” baktığımda memleketimiz açısından işlerin “iyiye” gittiğini düşünüyorum.

Böyle olmakla birlikte…

Yeni tehlikelerin de “hazırlanmakta” olduğu konusunda uyarıyorum.

Yazıyı, “Mezhepçi fitne kazanını kaynatıyorlar!” uyarısında bulunarak bitireyim.

Bu konudaki uyarılarımıza devam ederiz kısmetse.

***************

Yeni Vergi Taslağı: Çok kazanandan çok!..

AK Parti Grup Başkanvekili Sayın Mehmet Muş açıkladı.

Özetle “Çok kazanandan çok daha fazla vergi alınacak.”

Olumlu buldum.

Çok büyük imkânlara sahip olanlar, muazzam kazançlar elde edenler “görece” az vergi verdiler bugüne kadar.

Yük büyük ölçüde “dargelirli”nin sırtında kaldı.

Değerli Konut Vergisi’nin konulması (Değeri 5 milyon liranın üzerindeki konutlar için), futbolcuların gelir vergilerinin arttırılması, araç kiralamalarındaki “vergiden indirme” oranının azaltılması...

Gibi…

Aslında…

“Değerli konut vergisi” için belirlenen “5 milyon liralık” başlangıç rakamı çok yüksek.

1 milyondan başlasa hani…

5 Milyon çok çok büyük para.

Neyse…

“İlke” olarak iyi, çok kazanandan çok.

 
TDV kurban