Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 Haziran 2014

İsmail Raci Faruki'yi Atasoy Hocadan Dinledim.

Onu dinlerken biz sustuk, bütün şehir sustu. Susmak zorundaydık. Var olan tarihimizle tarihteki yerimizi alamıyorduk. Tarihe maruz kalıyorduk. Gerçeklerle yüzleşemediğimiz için nostaljik hatıralara sığınıyorduk. Atalarımızla övünüyorduk, Artık tarih üretemiyorduk. Medeniyet inşası fikri kaybolmuştu bizlerde. Bilgiyi olduğu gibi batıdan devşiriyor. Bilginin ve bilginin sahte üreticileri olan batının oyuncağı oluyorduk. Faceler, twitler bunun en önemli işareti değil miydi.

Bu nedenle biz sustuk. Çünkü Atasoy Müftüoğlu bize o akşam İsmail Raci El Faruk'iyi anlatıyordu. "Kimdir" diyordu "bu adam". Bilginin İslamileştirilmesi konusunda öncü bir şuur, öncü bir kale, öncü bir kervansaraydı o. Bu nedenledir ki 1986 yılında Amerika'da eşiyle birlikte şehid edildi. Hem de hunharca. O bir Filistinli olarak da Yahudilerin düşmanıydı. Bu sefer batıdaki bilgileri İslamu00ee bir rafineriden geçirip Müslümanlara sunmakla da ikinci bir düşmanlığını kazanmıştı Yahudilerin.

Peki bilgiyi İslamileştirmek neydi. Günümüzde bu meseleyi sorgulayan kaç kişi var. Şahsım adına vereceğim cevap pek gridir.Mazeretimi gizlemeden bilginin İslamileştirilmesi nedir öğrenmeye koyuluyorum. Şehid İsmail Faruku00ee'nin 1982 yılında yaptığı bir konuşmadan yola çıkarak yazdığı "Bilginin İslamileştirilmesi" kitabı Fehmi Koru tarafından Türkçe'ye kazandırılmış.

Bilgiyi batılı vasfından kurtararak ona İslamu00ee bir hüviyet kazandırma çabası "Bilgiyi İslamileştirmek". Müslümanların tehlikeli bir bunalım geçirmekte olduğuna ve bilim alanında bir gerileme yaşadığına işaret etmekte "Bilgiyi İslamileştirmek". Bu durumun sebepleri, geleneksel metotların aksaklıkları ve İslamu00ee usulün temel ilkeleri karşımıza çıkıyor. Bilgiyi İslamileştirmek, Müslüman bilginlerin yüzeysel ve zararlı eğitim düzenleme yöntemlerinden vazgeçmeleri demek. Onlar için eğitimde yapılacak düzenleme çağdaş bilginin İslamu00eeleştirilmesi demek. Bu vazife, zamanlarının ilmini hazmetmiş ve sonraki nesillere İslamu00ee kültür ile medeniyet mirası bırakmış atalarımızın (İslamiyet adına,Kuran-ı Mübin adına) yüklendiğinin aynı, ama hacimce ondan daha büyük bir görevdir.

Atasoy Müftüoğlu konuşuyordu. "İslam ümmeti akla veda ettiği gün tarihe de veda etti. Yeniden tarihe dönmesi için yeniden akla dönmesi gerekli. Araçsal bir aklı kastetmiyorum, vahiyle uzlaşmış bir aklı kastediyorum. Fakat çarpıcıdır, yeniden İslam dünyası mistisizme dönüyor. Bu ümmetin asla ve kat'a bir geleceği olmayacak demektir. Çünkü şu anda tarihsel bağlamda neo-liberal bir işgal ve istila yaşıyoruz. Biz bunu fark etmiyoruz. Demokrasinin modern zamanlarda bir dekor olduğunu Müslümanların öğrenmesi gerekiyor. Asıl büyük kararların sermaye tarafından verildiğini öğrenmek gerekiyor. " diyordu. Ve bunun için İsmail Raci El Faruku00ee'yi özlüyoruz. Başta ben bir arkadaşı ve siz dava arkadaşlarım için özlüyorum, diyordu.

Ben zihin coğrafyamda onun gönül coğrafyasına tekrar sığınıyordum. Çünkü onun gönül coğrafyasında bana da yer var. Kimseyi ötekileştirmiyor. Bilakis birleştiriyordu. Zaten İsmail Raci El-Faruku00ee'nin Mahya Yayınları tarafından "Niçin İslam" kitabının "Çu00e9ra İslam" Kürtçe'ye tercüme edilmesi münasebetiyle konferans vermiyor muydu. Arap, Türk, Kürd hepimiz bir arada Raci El Faruku00ee'yi anmıyor muyduk. Merhum Faruku00ee'nin Arap Milliyetçiliğinden İslamu00ee dönüşe giden mecarasına biz yetişmesek de Atasoy Hoca yetişmiş idi. Ve bize anlattı bu. Bu gün Burada Faruku00ee'nin Arap Milliyetçiliği tefekkürü olmuş olsaydı. Hiç birimiz de burada olmazdık.

Atasoy Hoca, İsmail Raci'nin geçmiş ile avunup duran biri olmak yerine yaşadığı günü sorgulayan, modern ilme İslamu00ee perspektiften bakarak bilgiyi (ilmi) İslamileştiren entelektüel devrimci bir aydın olduğu için özlüyoruz, diyordu. Yine ona göre, biz epistemolojik bunalımdan kurtulmak için Faruku00ee'nin işaret ettiği mesajları yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor.

Günümüzde gelenek ve göreneklerin İslam'ın yerine geçirilmesini eleştiriyordu Müftüoğlu Hocamız, biz susuyorduk. Ona göre "İslam dinini sadece ve sadece bir folklara, bir kültüre dönüştürerek tevhidden uzaklaştırdık. Tevhidin sınırları dışına çıkarılan din, sadece bir maneviyat dinine dönüştürüldü. Biz bu gün seküler bir dindarlığı, mistik bir dindarlığı, halk dindarlığını temsil ediyoruz. Bütünüyle İslam'ı temsil ediyoruz diyemeyiz. Biz seküler dünyanın hayat şeklini ve gündemini ithal ediyoruz. Siyasete, ekonomiye ve hayata seküler dünyanın sınırı içinde kalarak bakıyoruz. işte burada İsmail Raci'yi anlama ve okuma zamanı gelmiştir."diyordu.

Biz Atasoy Müftüoğlu Hocamızın bu sözleriyle sustuk. Onun da merhum Faruku00ee gibi tarihsel sorumluluğunu yerine getirdiğini düşünüyoruz. Her ne kadar kendisi İmam Humeyni için siyasal bir devrimci, İsmail Raci ise entellektüel bir devrimcidir" dese de biz de onu entelektüel devrimi devam ettiren bir devrimci olarak görüyoruz. Çünkü Merhum Humeyninin de bir sözünü hatırlıyorum. DEVRİM, ONU KORUMAKLA DEVRİM OLMAZ.

Ve biz, Atasoy Hoca konuşmasını bitirdikten sonra suskunluğumuzu bozuyoruz. Diyoruz ki Allah'tan Raci El Faruku00ee'ye ve eşi muallime Lamia Hanıma mekanları cenet olsun diyoruz. Onu bize anlatan Atasoy Müftüoğlu hocamıza da bereketli uzun ömürler diliyoruz.