Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2454.33
BIST 100
10218.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

11 Haziran 2020

İspanyol paça

Yönetici çalışanı, İl Başkanı İlçe Başkanını, komşu karşı komşusunu mutlaka değerlendirir. Ya da tam tersi berikiler diğerlerini değerlendirir. İnsanlar birbirlerine bir değer, kıymet biçmeden yaşayamazlar.

Bunun tersinin olması da beklenemez. Zaten mümkün değildir. Mümkün olması için kişilerin akıldan yoksun olmaları gerekir. Bu değerlendirmelerin yapılması üstelik fıtrat gereğidir.

İnsanlar sizi değerlendirdiklerinde ne kıymette olduğunuzu nerden anlarsınız?

Bunu öğrenmenin tek yolu vardır. İnsanlar size diğer insanlardan farklı.. mutlaka farklı davranıyorlarsa anlayacaksınız demektir. Ooo başkanım, müdürüm, komşum diye değil tutum ve davranışları itibari ile diğer insanlardan gerçekten farklı davranmaları gerekir. Mesela değişik bir heyecan duyacak. Size karşı duyduğu heyecanı veya başka bir duyguyu bir başkasına duymuyor olacak. O insan, amiyane tabirle yalaka biri bile olsa size denk geldiğinde mutlaka diğer insanlardan çok farklı olacak ve davranacak. Bu farklı davranışı mutlaka fark edersiniz. Fark etmemeniz mümkün değildir.

O zaman sözü dinlenilecek adam siz olmuş olursunuz. İnsanlar farklı olanların sözünü dinlerler. Bilinmesi gereken bir de şu husus vardır:

Ya sürükleyensinizdir. Önderlik eden, liderlik edensinizdir. Veya sürükleyenin sürüsünün elemanısınızdır. Bu fikir anlamında olabilir, inanç anlamında olabilir, ahlak anlamında olabilir, güzel davranış anlamında olabilir, vesaire… Bunların hepsinin anlamında da olabilir.

Mesela Selçuklu Sultanlarını sayın deseniz herhangi birine zannediyorum ki çoğu insan sayamayacaktır. Sultanların hepsi bizim için mühimdir. Tarihimiz ve ecdadımızdır. Ancak kendi zamanında çoğu insanın tanımadığı sıradan bir derviş olan Mevlâna herkesçe bilinir. Yeryüzünü titreten Sultanların isimleri sayılamıyor ama Mevlâna ve birkaç cümlesi ezbere biliniyor.
O zaman şu soru akla gelebilir: Sürükleyen olabilmek için değer nasıl arttırılır?

Mutlaka ahlak, akıl ve ilim alanlarında bir fikir üretmelisiniz. Şu fani dünyada bıraktığınız hayırlı bir iz, bir eseriniz olmalıdır. Bu eser işlerini sadece yetenek üzerinden değerlendirirseniz hata edersiniz. Falancada müthiş yetenek varmış da ondan böyle olmuş diye diye diye ancak kendinizi kandırırsınız.

Yetenek belli bir şeydir ancak her şey demek değildir. Yüce Allah herkesi farklı zekâ seviyelerinde yaratmış. Dikkat ediniz! Farklı zekâ çeşitlerinde değil zekâ seviyelerinde yaratmıştır. Bu farklı zekâ seviyelerinde yaratılma durumunda müthiş bir hikmet vardır. Ve herkesin bu hikmeti görmesi gerekir.

İnsanlarda durgun zekalı, geri zekalı, normal zekalı, normalin biraz üstü, onun üstü, üstünün üstü diye zekâ seviyeleri vardır. Bu zekâ seviyelerinin hangisine sahip olursa olsun insana düşen, yapabildiğinin en iyisini yapmaktır. Mahşerde hesaba çekileceğimiz yer de tam burasıdır.

Basit bir böcekten on metre zıplanması istenmemiştir. O böceğin atması gereken sadece bir milimetrelik adımdır. Siz ne yaptınız, kaç adım attınız? Sizin için mühim olan burasıdır.

Siz hangi huyunuz, davranışınız ile örnek oluyorsunuz? Ki ölünce arkanızdan dua edilsin. Bugüne kadar hayırlı olarak neyi ya da kimi değiştirdiniz? İnsanın ama her insanın kendi kendine sorması gereken soru da budur.

Dolayısıyla insan, elden geldiğince, gücü yettiğince kendini geliştirmelidir. Kendini geliştirme yolculuğunda da karındaşı ve kardeşi gelişsin diye bolca gayret göstermelidir. İnsanlar, İsveç horozu gibi İspanyol paça pantolonunuzu mu yoksa yaptığınız hayırlı bir işi mi örnek alacaklar? Mesele hayırla hemhal olmak, hayırla yad edilmek, yaptığınız hayırlı işlere şahitler ve kardeşler bırakabilmektir.

Sağlıcakla kalınız. Haneniz, şifahaneniz olsun.