Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Ocak 2024

​İsrâ Sûresi'nden insanlığa oniki ödev- 1

Yüce Kitabımız Kuran-ı keriminİsrâ sûre-i celilesinin 22. âyet-i kerimesinden 39. âyet-i kerimesine kadarki bölümünde Fahr-i kâinat Efendimiz aleyhisselamın mübarek şahsında bütün insanlığa hitap edilerek başlıca dinî ve ahlâkî ödevler sıralanmaktadır, şöyle ki:

22. “Allah’tan başka ilah tanıma; sonra kınanmış ve yalnızlığa terkedilmiş olarak kalırsın.”

Birinci ödev: Allahü Teâlânın varlığını ve birliğini tanımak, yani bir olan Allahü Teâlâya inanmaktır. Maazallah, bu tevhid inancından sapmak, insan için en büyük kayıp ve en büyük ceza sebebidir. Çünkü münkir ve müşrikler; Rabbimiz tarafından kınanmış, rızâ-i bârisinden ve buna bağlı olarak âhiretteki lütuflarından mahrum kalmış oldukları gibi İlahî gazab ve azaba da müstahak olmuşlardır.

23. “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle.”

İkinci ödev: Ana babaya iyilik etmektir. Bu âyet-i kerimede birinci ödeve bağlı olarak Allah’ın yalnız kendisine ibadet edilmesini istediği ifade edildikten hemen sonra ana babaya iyilik konusuna geçilmektedir. Burada dikkat edilirse; yalnız Allahü Teâlâya kulluk etmek ile ana babaya iyilik yan yana zikredilmiş, böylece bu ödevin ehemmiyeti vurgulanmıştır.

24. “Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger. ‘Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi Sen de onlara merhamet göster,’ diyerek dua et.”

Fahreddin-i Râzî hazretleri, Allahü Teâlâya kulluk etmek ile ana babaya iyilik etmek vecîbelerinin yan yana zikredilmesinin sebeplerini şöyle özetler: a) İnsanın maddî ve manevî gelişimi için en değerli katkı; Allah’ın nimetlerinden sonra ana babanın fedakârlığıdır. b) Çocuğun varlık alanına çıkmasının asıl ve gerçek sebebi Allahü Teâlâ, zahirî ve hukukî sebebi ise, ana babadır. c) Allahü Teâlâ nimetlerini karşılıksız verdiği gibi ana baba da çocuklarının ihtiyaçlarını hiçbir karşılık beklemeden yerine getirir. d) Allahü Teâlâ, kuluna günahkâr olsa bile nimet verdiği gibi ana baba da âsi bile olsa çocuklarına desteklerini sürdürür. e) Allahü Teâlâ, kullarının iyiliklerinden memnun olup karşılığını fazlasıyla verdiği gibi ana baba da çocuklarının imkânlarını daha çok geliştirmelerine yardım ederler.

25. “Kalplerinizdekini en iyi bilen Rabbinizdir. Eğer iyi olursanız bilesiniz ki Allah kendisine yönelenleri bağışlayıcıdır.”

Kuşkusuz ibadet ve itaat her şeyden önce bir niyet ve kalb işidir. İbadet ve itaat, insanın içindeki inanç, istek, sevgi ve bağlılıktan kaynaklanırsa bir değer taşır. Âyet-i kerimede “Rabbiniz kalplerinizdekini en iyi bilendir,” ifadesiyle bu hususa işaret buyrulmuştur. Öyle ise, insan öncelikle ruhen “sâlih” olmalı, yani ruhunda güzel duygular, iyi niyetler geliştirmeli ve iç dünyasını düzeltmelidir. O zaman Allahü Teâlâ, bu şekilde iç dünyasındaki yanlışları silip atanlara, af ve mağfiretiyle muamele edecektir inşaallah.

26. “Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma!”

27. “Çünkü savurganlar şeytanların dostlarıdır. Şeytan da Rabbine karşı çok nankördür.”

Üçüncü ödev: Akrabaya ve muhtaçlara iyilik etmek, hayır yapmaktır. Âyet-i kerimedeki “hakkını ver” ifadesi, hem nafakayı, hem zekâtı, hem de nâfile cinsinden hayırları kapsamaktadır.

28. “Eğer sen kendin dahi Rabbinden umduğun bir lutfu beklemek durumunda (ihtiyaç içinde) olduğun için onlara ilgi gösteremiyorsan, hiç değilse kendilerine rahatlatıcı bir söz söyle!”

29. “Eli sıkı olma, ölçüsüzce eli açık da olma; sonra kınanacak, kendi kendine hayıflanacak duruma düşersin!”

Dördüncü ödev: Hem cimrilikten hem de israftan sakınmaktır. Cimrilik de savurganlık da aşırılıktır ve ikisi de haramdır. Savurganlık ifrat, cimrilik tefrittir. İfrat, dinin uygun gördüğü ölçünün ilerisinde veya uygun bulmadığı yollarda harcamayı; tefrit de gerekli yerlere gerektiği ölçüde harcamaktan kaçınmayı ifade eder. Makkbul olan şey, kisinin ortası olan cömertliktir.

(Devamı haftaya…)