"İsraf" hafife alınacak bir konu değildir...
Değerli okurlarım, ne zaman ekonomide biraz daralma yaşansa, gözler hemen Kamudaki "israf" konusuna çevriliyor.
Ve millet adına yönetme görevini elinde bulunduranların bindiği araçların markası ile kullandığı eşyalar, insanların dillerine dolanıyor.
Evet "israf" dinimiz ve geleneklerimizde yasaklanan bir davranıştır. Yani ellerdeki nimetleri kullanırken aşırılığa kaçmak haramdır.
Ancak israf meselesinde, işin iki boyutu vardır. Birincisi: Bireyin kendi imkanları üzerinde yaptığı israftır. Konunun sorumluluğu kendine ait olduğu için, birey bunun karşılığını, dünyada da, ahirette de kendi görür.
İkincisi: Kamu boyutudur. Bu işin en ağır, en mesuliyetli kısmıdır. Çünkü yapılan israf insanların emanetleri üzerinde yapılan israftır.
Allah aşkına söyleyin... Başkalarının emanetleri üzerinde israf yapmak, hafife alınacak bir davranış mıdır? Kesinlikle ama kesinlikle hayır...
Size şu kadarını söyleyeyim... Bunun Ahiret sorumluluğundan kurtulabilmek için, emanetleri üstlenildiği kişilerle tek tek helalleşilmesi lazımdır.
Sadece şu söylediğim var ya... Kamudaki israftan kaçmak için tek başına yeterde artar bile...
Buradan sormak istiyorum... Görevler bırakıldığında kaç kişiyle helalleşmek mümkün olur? Yüz mü? Bin mi?
O yüzden, Kamuda israf yapanlar varsa, hemen bıraksınlar. Birileride sürekli dillerine dolayarak, "israf" konusunu basitleştirmeye çalışmasınlar.
