Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

07 Kasım 2023

​İsrail kanıksatır!..

SETA Genel Koordinatörü Prof.Dr. Burhanettin Duran, A Haber Bülteni’nde, tam da üzerinde durduğum tehlikeye,

“İsrail’in gündem değiştirtme tezgâhı”na işaret etti.

Evet…

Siyonistlerin bundan sonra yapabilecekleri tek şey kaldı:

“Kültürel İktidar”ını elinde tuttukları ülkelerde, gündemi başka yerlere kaydırmak!..

Gazze Soykırımı’na dair paylaşımların, haberlerin oranını düşürmek…

Dikkatleri dağıtmak!..

Soykırımı kanıksatmak!

x

Neredeyse 80 yıldır “Mağdur Siyonist” algısı üzerinden “prim kasan” Siyonistler, “imaj” bakımından hiç olmadıkları kadar kötü durumdalar.

Film, müzik, edebiyat vesaire…

Kültürel iktidarın bütün unsurlarını kullanarak, trilyonlarca dolar yatırım yaparak oluşturdukları “Mağdur Siyonist ” algısı, yerini “Soykırımcı Siyonist” gerçeğine bıraktı.

“Siyonizm”in insanlığın başındaki en büyük belâ olduğunu…

Bunların girdikleri her yere çatışma, çekişme, fitne tohumları ektiklerini…

Kendilerinden başka hiç kimseyi “insan” olarak görmediklerini…

“Binek hayvanlarından” da kıymetsiz bellediklerini…

Katliamı, soykırımı, bölücülüğü, terör örgütü destekçiliğini, sapkın ruhbanlarının teşvik ettiği “îbadet” olarak gördüklerini...

“Vaat edillmiş topraklarımızdır” diyerek, Türkiye’nin de bir bölümünü “işgal etmeyi” hedeflediklerini anlatanlara burun kıvıranlar, Gazze’deki insanlık utancı Siyonist Soykırım’ın vardığı boyutları görünce…

“Haklıymışsınız!” diyorlar.

İnsanlık âlemi, bu sapkın akımdan kurtulmalı.

Başka yolu yok!

Bunun için de, “bilinci” iyice pekiştirmeliyiz...

Siyonizm dünyayı nasıl yönetiyor, algıları nasıl şekillendiriyor, bunun için hangi vasıtaları kullanıyor?

Ülkelerin yönetimlerini, muhalefetlerini kontrol etmek için neler yapıyor?

Çocukların, gençlerin beyinlerini nasıl yıkıyor?

Hedef ülkelerin medyalarını nasıl ele geçiriyor, nasıl etkiliyor, etki ajanlarını stratejik mevkilere nasıl yerleştiriyor?

Ne giyeceğimize, ne yiyeceğimize, nasıl eğleneceğimize,neye üzülüp neye sevineceğimize nasıl oluyor da karar veriyor?

Her ülkenin en meşhur markaları, nasıl oluyor da Siyonistlerin markaları oluyor?

Koca koca ülkelerin markaları, nasıl oluyor da, “sabun, deterjan, meşrubat” alanlarında bile bunların gerisinde kalıyor?

Siyonizm gençliğin beynini “boş, beleş” mevzularla doldurmak için hangi usulleri kullanıyor?

Ülkelerin kaynaklarını ele geçirmek, ekonomilerini zora sokmak için neler tezgâhlıyor?

Çevreci görünümlü, feminist, sapkın akımları nasıl fonluyor, niçin fonluyor?

Hedef ülkelerin “zeminindeki” değerleri aşındırmak için ne gibi taktikler uyguluyor?

Hangi “muhteris işbirlikçilere” kanaat önderi vasfını yükletiyor, onlar üzerinden ne gibi operasyonlar yapıyor?

Hedef ülkelerdeki “eğitim” sistemleri, niçin daima başarısızlığa mahkûm oluyor?

Siyonizm, hedef ülkelerdeki “din adamı” kisveli bazı fitnecileri, bölücüleri nasıl yetiştiriyor, sahaya sürüyor ve parlatıyor?

Gerçek kanaat önderlerini niçin dirsekletiyor, kenara ittiriyor?

Faiz denilen en güçlü “nükleer” silahı nasıl kullanıyor?

Her iktidar niçin, “faiz indirirsen şöyle olur, faiz yükseltirsen böyle olur” baskısı altında kalıyor?

“Merkez Bankası tam bağımsız olmalı” telkininin arka plânında ne var?

Bunların “küresel para”sına (Dolar’a) niçin bu kadar muhtaç insanlık?

Her uçak seyahatimizde, hatta her Hac İbadeti seyahatimizde Siyonistlere pay ödemek mecburiyetinde olmamız nedendir?

Hastalara hangi ilaçların verilebileceğini, verilemeyeceğini “takdir” yetkisi niçin Siyonistlerdedir?

Liste uzar gider…

Gidince de, birileri “Yani, bu durumda teslim bayrağını çekelim, olsun bitsin! Her şeyi en ince detaylarına kadar plânlayıp uygulayabilen bir güç karşısında ne yapılabilir ki?” der.

Bu tür itirazlarla çokça karşılaşıyorum.

Siyonizm’i gözümde çok büyüttüğümü söyleyenler oluyor.

Buradan şöyle cevap vereyim onlara:

Yaptıkları hem çok şey, hem de çok basit bir şey.

Bunlar, insan- toplum psikolojisi üzerine çalışıyor, her toplumun genetik haritasını çıkartıyorlar…

Bu işlere büyük kaynaklar ayırıyor, ülkeleri ancak “ruhları ve beyinleri” kontrol altında tutabildikleri sürece yönetebileceklerini çok iyi biliyor, buralara yatırım yapıyorlar.

Kabilelere kadar bütün insanlığın bütün şubelerini ayrıntısıyla tanımaya ve genetik kodlara göre yöntemler geliştirmeye çok önem veriyorlar.

Bir kişiyi iyi tanırsanız, onun genetik özelliklerini bilirseniz…

Nelerden hoşlandığını, nelerden korktuğunu, hangi konularda hassasiyetlerinin bulunduğunu bilimsel yöntemlerle ortaya koyarsanız…

O kişiyi uygun vasıtalarla yönlendirmeniz, kontrol altında tutmanız, amaçlarınız doğrultusunda kullanmanız çok zor olmaz.

Bu toplumlar için de geçerlidir.

Her toplumun özgün karakteri vardır, o karaktere göre bir model uygularsınız…

Toplumlar, kahramanlık marşları söyleye söyleye sokar kendi bağırlarına hançerleri!

Siz, “Bir başkadır benim Memleketim” derken bile, Siyonizm’in kodlarına bağlanmış olmamızın “tesadüfî” olduğunu mu zannediyorsunuz yoksa?

Futbol fanatizminden dolayı birbirlerimizi bıçaklayacak duruma gelmemiz, tesadüf eseri mi?

Televizyonlarımızın yuva yıkıcı, ahlâksızlığı, sapkınlığı, israfı teşvik edici programlarla, dizilerle dolu olması kör tesadüflerin eseri mi?

12 Eylül 80 Siyonist Darbesi’ne giden süreçte, “Öldüm bittim, mahvoldum, nereden aşık oldum!” yollu “şarkılarla” aşağı çekilmemiz…

Tembelleştirilmemiz…

İslâm’ın ruhuyla uzaktan yakından alâkalı olmayan tarzda bir “kadercilik” ya da “kadere isyan” anlayışına savrulmamız…

Son 10 yılda Siyonizm güdümlü terör örgütlerinin, kimi legal politik yapılardan da büyük destek alarak eş zamanlı olarak Türkiye’ye saldırması…

Ekonomimizde büyük “darbe girişimi” gediklerinin açılması...

Masaların kurulması ve Türkiye’nin “masa”ya ekonomik bakımdan en sıkışık olduğu dönemde “oturtulmak” istenmesi!..

Memleketin en zararlı tiplerinin sürekli olarak taltif edilmesi!

Bunlar elbette kör tesadüflerin eserleri değil!

Siyonistler bugüne kadar dünyanın birçok yerinde bu yöntemleri uyguladılar ve çok da “başarılı” oldular.

Bugün ise…

Sapkın ideolojileri akıllarını bastırdı, bütün kurgularını, şeytani plânlarını başlarına geçirecek bir yola girdiler.

Bundan sonra yapabilecekleri…

Dünyanın gündemini değiştirmek!..

Son günlerde, Türkiye’deki “Kurultay” işinin fazla abartıldığını görüyoruz…

Hayır, bu “Siyonist taktik icabıdır” demiyoruz ama, “Türkiye’deki medyanın Gazze-Soykırım gündeminden kopmaya ne kadar müsait olduğunu göstermesi bakımından tehlikeli bir durumdur!” diyoruz…

Hiçbir gündem maddesi, Soykırım’ın önüne geçememeli…

Siyonizm’in gündemimize, Gazze’deki Soykırım’ın adeta “unutulmasına” yol açacak kadar büyük bir maddeyi sokmasından endişe ediyorum.

İ