Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2454.33
BIST 100
10218.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

06 Mart 2019

İsrail’in bitmeyen oyunları

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra İngilizlerin manda yönetimine terk ettiği Filistin, BM’nin Genel Kurulunda 29 Mayıs 1947 tarihinde aldığı bir kararla Filistin’i Yahudilerle Müslümanlar arasında bölmüştü. İngiltere 14 Mayıs 1948 tarihinde Filistin’i terk edince Siyonist İsrail kurulmuştu. Bu tarihten sonra ne Filistin ne de çevresindeki ülkelerde yaşayan halklar hiçbir zaman rahat yüzü görmedi.

İsrail’in bu bölgedeki temel politikasını izlediğimizde şu üç hususu eş zamanlı yürüttüğünü görüyoruz.

Birincisi, Bölgedeki kukla rejimlerinin niteliksiz yapısının sürmesini sağlıyor. Çünkü halkıyla sürekli problemli olan rejimleri İsrail oyunlarıyla daha rahat yönlendiriyor. Bunun en somut örneği Mısır’daki Sisi yönetimidir.

İkincisi, bu devletlerin birbiriyle olan ilişkilerine baktığımızda sürekli aralarında anlaşmazlıklar vardır. Mısır ile Sudan arasında Halayib Üçgeninde, Fas ile Cezayir arasında Batı Sahra bölgesinde, Suudi-Katar krizi, Suudi-İran çekişmesi, Suriye’de, Libya’da Yemen’de zaten devlet kalmadı ki ilişkileri olsun. İsrail, tüm bu ülkelerin her biri için ayrı ayrı politik oyunlar geliştirerek bu anlaşmazlıkların devamlılığını sağlıyor. Böylece bu ülkelerin ellerindeki büyük doğal zenginliklerine rağmen hızlı ve dengeli bir kalkınmayı engelliyor.

Üçüncüsü, İsrail, oyun planını zaman ve mekânın özelliklerini hesaplayarak kuruyor. Örneğin Sudan yönetimi Türkiye’ye Sevakin adasını kiralayacağını söyleyince, İsrail hemen Mısır’la bir görüşme yapmıştı ve bu görüşmenin üzerinden daha yirmi dört saat geçmeden Mısır Sudan’a tepki göstermişti.

İsrail, son zamanlarda ise, Doğu Akdeniz’de keşfedilen enerji konusunda Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ı yanına alıp, Türkiye’yi denklem dışı bırakma oyununu kurguluyor. Bu üçlü 2016’dan bu yana tam beş kez zirve gerçekleştirdiler. 20 Aralık 2018’de yapılan zirvede alınan kararın özeti şöyledir: ‘’İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs kalıcı bir ortaklık için bir sekretarya oluşturacaklar.’’

Ayrıca İsrail’in The J. S. Post gazetesinde çıkan haberde şöyle diyor: ‘’Bu üç ülke istihbarat ve güvenlik konularında yakın işbirliği içindeler. İsrail kuvvetleri Yunanistan ve Kıbrıs’ta kurumsallaşmış askeri ilişkinin bir parçası olarak eğitimlere katılıyor.’’

Bu üçlünün zirvelerini medyada takip ediyorum daha önceki açıklamalarında amaçlarını açıkça söylemeseler de bu zirvelerin Türkiye’ye karşı yapıldığını tahmin etmiş ve bu konulara dikkat çeken yazılar yazmıştım. Şimdi ise bu amaçlarını artık gizleme ihtiyacını duymuyorlar. Bakın The J. Post gazetesi İsrail’in amacını açıkça şöyle açıklıyor: ‘’Bu üç ülke Türkiye’nin bölgedeki etkisini azaltmak istiyor. Doğu Akdeniz havzasındaki doğal gazı, bir projeyle İtalya üzerinden Avrupa’ya taşıyacak boru hattı üzerinde çalışıyorlar.’’

Türkiye seçime giderken, açıkça tehdit anlamına gelen İsrail’in bu açıklamalarını not ettiğini ve karşı tedbirler aldığını tahmin ediyorum. Çünkü Türkiye, İsrail’in politik oyunlarla bölgede tekerleği hangi istikamette döndürmek istediğinin farkındadır.

Yunanistan, İsrail’in politikalarına kanarak büyük bir yanlışın içine girmiştir. Lübnan’da bir avuç Hizbullah örgütü karşısında bile büyük bir bozguna uğrayan İsrail’e aşırı güvenmesinin yanlış olduğunu görmelidir. Bilinmelidir ki, İsrail’in bitmeyen oyunları varsa, Türkiye’nin de bu oyunları bozabilecek potansiyeli ve stratejik aklı vardır.