Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

19 Kasım 2018

İşsizliğin azalması için

Türkiye İstatistik Kurumu geçtiğimiz hafta işsizlik oranlarını açıkladı.

Son verilere göre Ağustos ayında işsizlik oranı 0,5 puanlık artış ile %11,1 seviyesinde gerçekleşti.

İşsizlik oranlarını incelerken salt işsizlik oranına bakmak eksik olacaktır.

İstihdam ve iş gücüne katılma oranlarına da bakmak gerekir. Böylece daha sağlıklı analiz yapılabilir.

***

Ağustos ayı verilerini incelediğimizde istihdam oranında 0,3 puanlık bir artış olduğunu görüyoruz. Aynı şekilde iş gücüne katılım oranında da 0,6 puanlık bir artış var.

Verilerde de görüldüğü üzere istihdam oranının artmasına rağmen işsizlik oranında bir artış var.

Çünkü, iş gücüne katılma oranının da arttığını görüyoruz.

Peki iş gücüne katılma oranı nedir?

İstihdam edilen yani bir yerde çalışan nüfusun üniversite yurtları, huzurevi, hapishane, kışla gibi yerlerde ikamet edenler dışında kalan 15 ve üzeri yaştaki nüfusa oranı iş gücüne katılma oranını verir.

Ülkemizde genç nüfus yoğunluğu olması ve ülkemizin göç alması dolayısıyla iş gücüne katılım oranı sürekli artış göstermektedir. Bu nedenle istihdam oranı artsa dahi iş gücüne katılım oranının yüksek olması dolayısıyla işsizlik oranı beklendiği gibi düşmemektedir. Hatta Ağustos ayında da görüldüğü üzere artış olabilmektedir.

***

İşsizliğin azalması için doğrudan yatırımların artması gerekir.

Yatırımların artması için ise faiz oranlarının düşmesi en önemli konulardan biridir.

Çünkü yatırımlar için ihtiyaç duyulan finansmanın maliyeti arttıkça yatırımcılar doğrudan yatırımlarını erteleme kararı alarak daha kolay kâr etme yolunu, yani faize yatırma yolunu tercih ederler. Bu durumda işsizliğin azalmamasına bilakis artmasına neden olur.

***

Faizlerin yüksek olmasının ana nedeni ülkemizdeki tasarruf oranlarının düşük olmasıdır.

Tasarruf oranlarının düşük olması, hane halkı tüketiminin yüksek olmasının yanında tasarruflarını yastık altında tutma tercihidir.

Bir diğer önemli husus daha var ki o da; özellikle büyükler başta olmak üzere bazı işletmelerin tasarruflarını yurt dışındaki bankalarda tutmaları, tasarruf oranlarının düşük olmasının nedenlerinden biri olarak gösterilebilir.

***

Yatırımların gerektiği gibi artmamasına dolayısıyla işsizliğin artmasına neden olan bir diğer husus da enflasyonist ortamdır.

Enflasyon oranlarının yüksek olması sebebiyle belirsizlik artmakta, bu durum da gerektiği gibi yatırım yapılmamasına, yapılsa bile üretime katkısı olmayan alanlara yatırımın gitmesine neden olmaktadır.

***

Enflasyon, en genel tanımıyla, fiyatların genel düzeyindeki sürekli artışıdır.

Şu konuya dikkat etmek gerekir; enflasyonun düşmesi fiyatların düştüğü anlamına gelmez. Fiyat artış hızının düştüğü anlamına gelir. Fiyat artış hızının yani enflasyonun zaman içinde azalmasına dezenflasyon denir.

***

Ülkemizde fiyat istikrarının bozulmasının en önemli sebeplerinden biri şüphesiz ki dövize olan hassasiyetidir. İthal edilen ara mallarının fiyatındaki yükselme enflasyonu artırmıştır.

İhtal edilen ürünlerin ülkemizde üretilmesini sağlayacak sistem kurulması gerekmektedir.

Bu sistem de şüphesiz ki eğitim, Ar-Ge, inovasyon ve girişimcilikten geçmektedir.

Eğitim politikamız güncel ihtiyaçları giderecek şekilde revize edilmeli. Böylece Ar-Ge ye ayrılacak zaman ve kaynaklar da artacaktır. Ar-Ge artışı inovasyonu doğuracak böylece girişimcilik de artacaktır.

Bu zincir doğrultusunda artan girişimcilik katma değeri de yükseltecektir.

Artan girişimcilik aynı zamanda işsizliği de azaltacak en temel unsurlardan biri olacaktır.