İYİ Parti'nin Doğu Türkistan Çıkışı
Meral Akşener bir süredir farklı bir muhalefet
tarzı deniyor.
Doğu Türkistanlı kadının Meclis Grup toplantısında
konuşturulması siyasette ayağa basmak olarak nitelendirilse de söylenenlerde haklılık
payı var.
Devletimiz resmi olarak “Tek
Çin” politikasını destekliyor.
Çin içerisinde varlık gösteren güçlü bir Doğu Türkistan’ın tüm dünya için daha önemli bir denge olacağını
düşünen Türkiye; Çin’in Doğu Türkistan yaklaşımının “yumuşamasını” bekliyor.
Avrupa Birliği ile yakınlaşmanın Gümrük Birliği düzenlemesini ve Schengen’e katılmayı beraberinde
getirmesi bu politikayı değiştirebilir.
Avrupa içerisinde büyük bir finansman var.
AB, Türkiye’yi üretim alt yapısını kullanarak Çin’e alternatif yapabilir.
Zor bir politika gibi görülse de Türkiye’nin reform iradesi
bu konuda belirleyici olacaktır.
Kuşak Yol Projesi’nde Gürcistan ile Yunanistan’ın
planlarının devreye sokulması Türkiye’yi, Uygurlar konusunda oyun değiştirici
pozisyona taşıyabilir.
Uygurların sahiplenilmesi gelecekte yeni devlet
politikalarının oluşturulması için önemli...
PARLAMENTER SİSTEM VE
İTTİFAKLAR
CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu ile DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem konusunda ortak çalışma iradesi göstermesi
bazıları tarafından anlamlı kabul ediliyor.
İYİ Parti’nin de sistem konusunda kendine göre
bir çalışması var.
Siyasi Partiler ve Seçim Kanununda yapılacak reformun boyutu
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem taleplerini yok edecektir.
Reform gündemi bu çerçevede oldukça önemli...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Oğuzhan Asiltürk’ü ziyareti sonrasında
hareketlenen kulislerin sağlıksız bilgilerle kirlenmesine Gazeteci Fehmi Çalmuk’un müdahalesi “ayın karanlık yüzüne ışık tutulması” oldu.
(Kulis gazeteciliği ihtiyacı devam ediyor. Birilerinin
söylediği gibi(!) Meclis’in işi bitmiş değil.)
Asiltürk’ün seçime bir hafta kalayı işareti ve önceden
yapılan AK Partili üst düzey ziyaretlerin ortaya çıkışı Saadet Partisi’nin Cumhur
İttifakına eklemlenme ihtimalini güçlendirirken geminin kontrolünü elinden
kaçırdığını düşünen Temel Karamollaoğlu
ise “Herkesle ittifak yapabiliriz”
çıkışıyla dümeni bırakmayacağını gösterdi.
CHP, Muharrem İnce’nin
partileşmesinin önünü almak amacıyla üç milletvekilinin mektup isyanıyla mücadele
etmeye çalışıyor.
İnce’nin en büyük amacı daha önce defalarca dillendirdiği
gibi Ortak Cumhurbaşkanı adayı olmak.
CHP’yi buna zorlamaya çalışıyor bu nedenle daha istifa bile etmeden
parti kurma söylemini geliştirdi.
Kaldı ki parti kursa bile Millet İttifakı içinde yer almaya
yaktığı yeşil ışık gözlerden kaçtı.
İnce, ittifak içinde kalarak ortak adaylığı zorlamaya çalışabilir.
Denklemi bozacak tek şey Yeniden
Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın “Üçüncü İttifak için görüşüyoruz”
açıklaması...
“Bu ittifak kurulur mu?, İYİ Parti yer alır mı?” gibi sorular
siyasette belirleyici köşe taşları olacak.
OLMADI SAYIN ENGİNYURT
Çiçeği burnunda Demokrat
Partili Cemal Enginyurt’un Sabahattin
Önkibar’ın darp edilmesine “Fırsat bulsaydım
ben döverdim” açıklaması çok yanlış.
Cemal Bey’in renkli kişiliği ve sevecen tavrının dışında bir
açıklama olmuş.
“Sabahattin Önkibar çok doğru işler yapıyor” diyemem.
Ama gazetecilerin hedef gösterilmesi furyasına sessiz
kalırsam mesleğime de haksızlık etmiş olurum.
Türkiye, siyasi düşüncesini yaymak isteyenlerin fikrî yerine
fiilî mücadele verdiği günleri geride bıraktı.
Birçoğunu haksız görmeme rağmen yine de gazetecilerin
tartaklanması, tehdit edilmesi yanlıştır.
Bu durum meslektaşlarımın doğruları söylerken kalemlerinin
ürkek olmasına neden olur.
Hatta daha kötüsü kin tutmalarına ve “haber” adı altında olmadık şeyler üretmelerine yol açar.
Gazeteciler, halkı bilgilendirme görevini yerine getirirken
her türlü güç erkini denetleyen tabiri caiz ise “hiç kimsenin sevmediği ama
herkesin ihtiyaç duyduğu” kişilerdir.
Bu kurumu yüceltmek ve kaliteli işler yapmaya teşvik etmek güzel ülkemizdeki sorunların çözümünü kolaylaştıracaktır.