İyiler Ölmez

İnce düşünmeyi açıktan açığa gördüğümüz bir yolculuktu. Söyleşi yapacağımız mekana götüren program sunucumuz Ayşe Bağçıvan ve Osman bey, hava almak, temaşa etmek, fotoğraf çekmek veya alışveriş yapmak isteyeceğimiz herhangi bir yerde durabileceklerini sık sık bize hatırlatıyorlardı. Hendek civarında Osmanlı'nın ilk fetih heyecanlarının içimize koyduğu çok eski bir güven duygusu eşliğinde çayımızı yudumladık. Buğusunu başına almış dağlar kıymetli ölmüşlerimize dua niyetine ve yeni dirileceklerimize, çaba niyetine Yasin okuyordu. Manzaraya karşıydık. O hafif üşümekler ne hoş. Ürpermede detaylı, hiç bir hücreyi, arka odaları, saklı yuvaları ihmal etmeyen bir diriliş var. İyi bir iç rüzgar bu. Tanırım. Sonra ver elini Kocaali...Yok. Henüz verme. Sık ağaçlı, yedi tavaflı dağ yolunda kar bizi sıcacık karşıladı. Biz de aşağıdan buz gibi güneş getirmiştik. Pekmezi, Hızır'ı filan hatırladık.

Zaman zaman tabiatla bu kadar yalın karşılaşmanın heyecanını yaşadık. Ne çok kentliydik. Geldiğimiz yerlere dair unutkanlığımız had safhadaydı. Bir köy evini, bir ağaç kütüğünü görünce bir şeyi ilk kez fark eden çocuk gibi birbirimize gösteriyorduk. Utanmasak ilk ben gördüme vardıracaktık. Ah bir de virajın birinde karşımıza "dikkat inek" çıksaydı ne olurdu. Çıkmadı. Yine oldu. Kocaali

Belediye başkanı Ahmet Acar'ın konuşmasında halkına bilgi, bilinç taşıma sevinci vardı. Eşi Türkan Acar hanım da 28 Şubat madalyalı bir insandı.

Kültür Müdürü Halil Esen deseniz ayak işlerine de koşturmaktan hiç gocunmayan bir yiğitlikte. Fakat yazar hanım bu günün meşruiyetini sorguladı kürsüde. Huysuz. Bu arada şimdi kitaplaşmış yazılarımı müstakil olarak ilk yayınlayan Mustafa Celep ile tanışmak ve "yazmak sükunet ister" başlıklı ufak boylu muhabbetimiz de olunca... Eee keşkek de yiyip Ege'yi, İzmir' i anınca... Şükür.

Kadın her gündür bizde. Erkek te. Aynı kökenin iki çatalı, kabı kacağıyız biz. Bu günler iyi şeylere, hatta yerli yersiz her şeyi eğlenceye çevirmeyen fakat neşesi yerinde bir toplum olmamıza vesile olsun diye "kutlanmakta".