Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Temmuz 2023

Kadının Makam Koltuğu

En küçük amirinden, muhtar makamına, devleti idare edenlerin makamına kadar, her makam koltuğu insanı ihtiyata sevk eder... Elbette makam mevki dinlemeden, bodoslama dalanlar da eksik olmayacaktır, fakat genellikle insanlar makama koltuğa saygı gösterirler ve daha dikkatli davranırlar… Makam sahibi yakınımızdan biri dahi olsa, ister istemez, ciddiyetin çekim alanına girmiş oluruz…

Cenab-ı rabbü’l-âlemin hazretleri kadına öyle bir makam ve öyle bir koltuk vermiş ki başka hiçbir medeniyet asla o koltuğu ve makamı verememiştir… Zaten İslam medeniyeti dışındakiler, kadını çekiştirip durmuş ve her fırsatta alaşağı ederek, ayaklar altını almıştır… Müslüman olmayanlara karışacak değiliz, fakat Müslüman bir kadın kendi selameti ve aile saadeti için makam koltuğuna sahip çıkmalıdır. Kasap çengelinden sokağa kaçmış gibi değil; makamının asaletine yakışır şekilde üzerine kargalar ve akbabalar bakışı tünemesine fırsat vermeyecek şekilde dışarı çıkması lazımdır… Gelelim asıl meseleye:

Sevdiğimize veya gerektiği zaman birine çiçek demetini çıplak şekilde takdim etmeyiz. Zarif bir kıyafet hazırlanır; güzel malzeme ile buket yapılır, kurdele takılır ve o şekilde verilir. Hatta en değersiz çiçeği bile o güzel buket kıymetli hale getirir.. Gevşek bazı modacılar ve kadının değerinden nefret edenler ve de sözde bazı feministler kızlarımızın ve kadınlarımızın kıymetine inat buketsiz, tesettürsüz sokağa çıkmalarını teşvik ederek, makam koltuklarından alaşağı edilmesini arzu ediyorlar. Şeytan ve şeytanlaşmışlar, asla kıymetli hiçbir şeyin var olmasını ve devamını istemezler… Kendisi değerden ve çaptan düştüğü için her değerli şeye düşman kesilmiştir. Tesettür kıymetli ve değer katan olduğu ve ayrıca makam koltuğu sahibi ettiği için başta şeytan ve onun talebeleri bu makamdan çok rahatsızdırlar… Bu makam; sağlıklı aile ve sağlıklı yuvalara vesile oluyor. Bu makam ile eşler özel olanı sadece birbirlerinde görüyor ve daha çok kıymet ve muhabbet duyuyor. Erkeğe en çok haddini bildiren bu tesettür makamdır... Bu makam, trafik işareti olarak, yanlış yollara sürüklenmeyi engeller… Kontrolsüz trafik ve kontrolsüz sürüşler, mahkemelerde dosyaların çoğalmasına ve sağlıksız yuvalara ve psikolojileri bozuk çocukların artışına sebep oldu.

Yenileyecek olursak: Tesettür kadının makam koltuğudur. Tesettür erkeğe temkinli davranmayı sağlarken, kadına da güven katar. Sokaklarımız, ekranlarımız ve medya et yığınlarından ve yatak odası olmaktan kurtulur ise evdeki mevsimler, bereket ve huzur düzelecektir. Evdeki mevsimler v.s düzeldiğinde ise asıl mevsimler, azgın ve doyumsuz – şükürsüz nesiller düzelir, hatta etiketler bile düzelir...

Son söz: Eskiden yakılmış misal; “Mihriban”“Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez”“Gönlüm hep seni arıyor, neredesin” gibi türküler şimdi yakılamıyor… İstisnalar hariç, şimdi kime türkü yakılır ki? Kasap kancasından sokaklara kaçmış et yığınlarına mı? Nikâhı özgürlüğe kurban edenlere mi? Kime türkü yakacaksın; kaybolmuş bitmiş ağırbaşlılığa ve mahcup ifadelerin yerini almış botoksa mı? Kanaatkâr olamayan, geçmişe ve değerlere düşman çocuklar doğuran ve yetiştiren, yeri geldiğinde vatan için Nene Hatun gibi yiğit olamayan, makyajı mahcubiyet ve hanımlık olmayan kadınlara türkü yakılır mı? Kime türkü yazacaksın, anasına yardım etmeyen, babasına bir bardak çay vermeyen ve sosyal medya ile azgınlaşmış kıza mı? Hanım hanımcık kızlar, kadınlar gidince türküler de başını alıp gittiler... Edep ölmüş, türküler de ölmüş. Sırtlan ete ancak dişleriyle şiir yazar... Kadının etine değil, asaletine, analığına ve helal yuvanın zamanına kendini yetiştirene, tertemiz birlikteliğe ancak türkü yakılır… Allah cümlemizi tertemiz etsin, kadınları makam koltuğu sahibi etsin…