Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
35.01
Gram Altın
2466.60
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

03 Ekim 2020

Kâğıttan kaplanlar

Türkiye, diplomasiye öncelik veriyor. Ancak sıcak cephelerde de boş durmuyor. Suriye’nin kuzeyinde ülkemize karşı planlanan sabotajlar tampon bölgeyi aşamayıp akamete uğruyor. PKK, artık Kuzey Irak’ı aşıp Türkiye’ye ulaşamıyor. Libya’da ayrılıkçıların beli kırıldı. Şimdi de Kafkasya cephesinde Azerbaycan orduları adım adım ilerliyor.

Önceki gün Avrupa’nın 27 lideri bir araya geldi. Altı saat boyunca konuştu, konuştu, konuştu... Doğu Akdeniz konusunda Rum ve Yunan tezleri işe yaramadı, “Türkiye ile siyasi diyaloğa bir şans daha verme” kararı alıp dağıldılar. Bu arada müjdeli haber Birleşmiş Milletler’den geldi. Türkiye ile Libya arasındaki deniz sınırı resmen tescil edildi. Önümüzdeki dönemde bunun meyvelerini yemeye başlayacağız.

Yukarı Karabağ’da Azerbaycan ordusu neden yavaş ilerliyor diye sorabilirsiniz. Ancak hiç de kolay değil. Ermeniler, Türklerin eninde sonunda geleceğini biliyordu. Ciddi tahkimat yaptılar. Tel örgüler, mayınlar, tüneller, silah sistemleri ile işgal ettikleri Karabağ’ı karış karış döşediler. Düğümü ise hesaba katamadıkları insansız hava araçları çözdü. Ermeni işgalciler şimdi dağ başında keklik gibi avlanıyor.

***

George Friedman, 2015 yılında yazdığı “Avrupa Krizi” kitabında Avrupa’nın yeniden şekillenmesinde Türkiye’nin önemli rol oynayacağını anlatmıştı. Katıldığı her seminerde, Türkiye’nin askeri kapasitesinin Avrupa’nın en iyisi olduğunu söylüyor. Karşı karşıya gelmeleri durumunda Almanların ve Fransızların Türk askeri karşısında bir gün bile dayanamayacağını anlatıyor. Avrupa liderleri de eninde sonunda bunu anlayacaklar.

Türkiye, Fransızların desteği ile Majino hattı gibi gibi tünellerle döşenen Suriye sınırımızdaki tahkimatı kâğıt gibi devirip geçti. Şimdi aynı şey Rusların tahkim ettiği Yukarı Karabağ’da yaşanıyor. Onca tahkimat, onca hazırlığa rağmen Rus ve Ermeniler, Türk kurmaylarının eğittiği Azeri güçleri karşısında tam bir bozgunu yaşıyor. Başka PKK militanları olmak üzere paralı askerler ve gönüllü Ermeni militanların bölgeye akın etmesi de işe yaramıyor.

Türkiye, Birinci Dünya Savaşı’nda, 1917 yılına kadar Ruslarla savaştı. Sonra batılılar ülkemize tecavüz edince Ruslarla işbirliği yoluna gitti, onlardan silah ve cephane satın aldı. İstiklal Harbi’nin kazanılmasından bu işbirliğinin payı büyüktür. Bugün ise hem Rusya, hem Batılılarla karşı karşıyayız. Hemen her cephede vekalet savaşı yaşansa da son anda Ruslar ve Batılılar işbirliğine gidebiliyor. Ancak bu işbirliği Türkiye’nin teknoloji ile bütünleşen kurmay aklına karşı etkisiz kalıyor.

***

Türkiye önce savaş gemileri ile başladı. Tamamen milli imkânlarla yapılan son teknoloji ile donatılmış yeni savaş gemilerimizi Türk kamuoyu yeterince bilmezken Yunan haber siteleri harıl harıl bunları tanıtmakla meşgul. Tankından uçağına, silahlı ve silahsız insansız hava araçlarından, hafif silah, top mühimmatı ve güdümlü füzelere kadar her türlü ihtiyacını kendisi milli imkânlarla üretiyor. Üstelik son teknoloji ile donatarak… Sadece kendisi kullanmıyor, dostlarına da veriyor.

Kafkasya, tıpkı Orta Doğu gibi karışık bir coğrafya. Türkiye’nin Azerbaycan ve diğer Türk devletleri ile bağı Nahcıvan ve Gürcistan üzerinden kuruluyor. Karışık diye oradan uzak duralım demek çözüm getirmiyor. Üstelik Rusya’nın Türkiye ile Türk cumhuriyetlerini uzak tutmak için çevirdiği onca dümene rağmen...

Türkiye - Rusya doğalgaz anlaşmalarından ikisinin süresi 2021’de doluyor. Bir daha yenilemeyecek. Türkiye, doğalgazı TANAP üzerinden Azerbaycan’dan alacak. Rusya’nın, ortada fol yok yumurta yokken Ermenileri harekete geçirmesi boşuna değil. Ancak Azeri gazının güvenli olmadığını ispat etmek için Ermenileri kullanması da işe yaramayacak. Petrol ve doğalgaz konusunda son yıllarda üst üste darbeler yiyen Rusya, Türkiye pazarını da kaybetmek üzere.