Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

23 Ekim 2023

"Kalıcı kopuş"

“Çağdaş medeniyet”in önde gideni ABD, İsrail aparatıyla özelde Gazze’yi, genelde coğrafyayı “keşif”e devam ediyor.

Dünya, ölümlerin nerelerde, nasıl olması gerektiğini tartışıyor.

İslam İşbirliği Teşkilatı da çok şükür ki toplanabiliyor.

Dünya Sağlık Örgütü açıklıyor: İsrail, hastaneleri bombalayamazmış çünkü hastaneler çok kalabalıkmış, boşaltılamazmış…

BM, zilletin gözcüsü…

Orta Doğu’nun haritasını değiştireceğini söyleyen İsrail’e bölge ülkelerinin yapacağı çok şeyler var ama öğretilmiş çaresizliğin girdabında debelenip duranlar, elim akıbeti bekleşmekteler.

Uygun zamanı kolluyorlar…

Halbuki;

“…vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir.”

Çağdaşlaştırma girişimleri asırlardır aynı yöntemlerle sürdürülüyor.

15 Temmuz 1099’da Kudüs’ü keşfettiklerinde de 917 yıl sonra yine 15 Temmuz 2016’da Haşaşiler iş birliğiyle melanetlerini sergilediler.

En güçlü silahları, köleliği şeref madalyası kabul eden dahili bedhahlardır.

Bu bedhahların iri, süslü unvanları var: sanatçı, devlet adamı, iş insanı…

BM, NATO, İnsan Hakları Örgütü vb. kurumlar da bunun teşkilata bürünmüş halidir.

İnsanlık, yalana teslim…

Her şeyi algı üzerine inşa ediyor.

Bir karabatakla işgalleri meşrulaştırıyor.

İnançları, toplumsal değerleri bozuyor. İdeolojileri dayatıp birlikte yaşama iradesini felç ediyor, ırkçılığı kitle imha silahına dönüştürüyor.

Azgınlaştıkça azgınlaşıyor, şımardıkça şımarıyor.

Yıllara, yüzyıllara yayılmış küresel köleleştirme planı uygulanıyor.

Olayların esas mahiyeti unutturulup güncel olanın asıl mesele olduğu zihinlere zerk ediliyor.

İsrail’in siyonist işgali unutturuldu, Hamas meselesine dönüştürüldü. Öldürülenler ise sadece sayıdan ibaret…

“Masum siviller öldürülüyor.” ifadesi aslında zihinlerin iğfalini gösteriyor. Halbuki işgalcinin her öldürdüğü masumdur. Kendi toprağını, namusunu, savunanların resmi ya da sivil olması fark eder mi?

ABD’nin uçak gemileriyle Gazze’ye konuşlanması, bölge için tehlikenin büyüklüğünü göstermesi açısından fevkalade önemlidir.

Burada asıl hedef Türkiye’dir.

Çünkü güçlü bir Türkiye emperyalist planları bozmaktadır.

Libya’dan Ukrayna’ya, Karabağ’a, Suriye’nin kuzeyine tüm coğrafyayı işgal planlarını bozan tek ülkedir. Tahıl koridorunu oluşturarak gıda krizine fırsat vermeyen ülke, Türkiye’dir.

Ukrayna üzerinden Kazakistan’a girip Türkistan enerjisine el koyma planlarını Türkiye bozmakta. Terör koridorunu paramparça ederek ikinci İsrail’e engel olan Türkiye’dir.

Bundan dolayı tüm şer odakları Türkiye’ye saldırmakta.

Bundan dolayı 1 Ekim’de TBMM’nin 28’inci yasama açılışında TBMM’yi, İçişleri Bakanlığını basma girişimi 7 Ekim’de başlayan Gazze katliamından bağımsız değildir.

Türkiye Cumhuriyeti’yle pazarlığa yeltendiler.

Sütre gerisindekiler barış, demokrasi adına bu muhtemel pazarlıkta yer almayı dört gözle beklediklerinden şüphe yok.

Karabağ’da terör unsurlarının derdest edilmesi, Irak ve Suriye’de terör inlerinin imhası ABD başta olmak üzere terör yandaşlarını panikletti.

ABD, Başkanı Joe BIDEN’ın: “Türkiye Suriye’deki faaliyetleriyle ABD ulusal güvenliğine olağanüstü tehdittir.” diyor.

Terör örgütleri ABD’nin işgal aparatıdır.. BM de bunun alğı operatörüdür.

16 yıl önce…

21 Ekim 2007’de Dağlıca karakolunu basıp onlarca askeri şehit ettikleri gün, Türkiye, cumhurbaşkanını halkın seçmesini sağlayacak referanduma gidiyordu.

Güçlü Türkiye’yi engellemek isteyenler, işgalcilerden aferin beklemekteler.

Savunma sanayisinden rahatsızlar.

Yalanları da aynı:

Hamas, çocukların başını kesmiş…

15 Temmuz’da işgale direnenler de bir erin başını kesmiş..

15 Temmuz tiyatro imiş…

17 Ekim’de hastaneyi de Hamas bombalamış.

Filistinlilerin tamamı teröristmiş…

Başörtülüler ve sığınmacıların tamamı da teröristmiş.

Filistinliler insansı hayvanlarmış…

Başörtülüler (Müslümanlar) insan değilmiş…

Türkiye- Filistin kader ortaklarıdır.

Dışişleri Bakanı Hakan FİDAN’ın ABD’nin işgal planları karşısında müttefiklikten kalıcı kopuşun olabileceğine dair beyanı, bölge ve dünya için çok ciddi bir uyarıdır.

“Dostlardan” kurtulmakla barış mümkün olacaktır.

Türkiye Yüzyılı, zulümlerin bittiği yüzyıldır.