Dolar (USD)
32.46
Euro (EUR)
34.75
Gram Altın
2427.64
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

27 Ekim 2016

Kamu Diplomasisi

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ başta olmak üzere CHP ve MHP'li hukukçu vekillerin de aralarında olduğu heyet FETÖ elebaşının iadesini 'yetkili makamlarla' görüşmek için Amerika'ya geldi.
Bu gelişmelerin arkasında yatan sebeblerin en başında Amerikalılar'ın Türkiye'yi oyalama taktikleri vardır. Suçluları iade anlaşması olduğu halde adeta 'ipe un seren' Amerika'ya karşı güçlü bir mesaj vermek isteyen Türk heyeti bir noktada Amerika'nın oyununu bozmak için diğer partililerden de oluşan heyetle doğru bir hamle yaptı. Çünkü Amerika'nın 15 Temmuz'dan bu yana asıl sıkıştığı nokta burası! Daha evvel 'iç siyasetin' farklı görüşleri kendine doğru değerlendirirken, 'birlik' içerisinde karşı durulan darbe teşebbüsüne hem çok 'şaştılar' hem de köşeye sıkıştılar. Bunu hiç ummayan Amerikalılar 'We want to get rid of him(Fethullah Gülen)' 'Bu heriften kurtulmak istiyoruz!' noktasına gelmiş durumda!
Öteden beri dönen lakırdı üzerine 'en çok birliğe, beraberliğe muhtaç olduğumuz şu günlerde' somut karşılık tam da burda anlam kazandı işte! Demek ki böyle bir birlikte verilen tepki karşılığını 'etkili' buluyor.
Gerek Cerablus, gerek Musul harekatlarında gösterilen kararlılıkta, aslında yine bu birliğin sonucu tüm dünyada kabul görmesine vesile oluyor. Dış siyasette özellikle bu birliğin manasını iyi bilen güçlerin başında gelen ülkelerin tahlillerini göz önüne alırsak, iki ayrı hususu daha aşama olarak biran evvel gerçekleştirmek lazımdır.
Bunların biri, diğer ülkeleri kendi siyasetiniz yönünde yanınıza çekebilmek, hiç olmazsa karşı çıkmalarını engellemektir. Yani daha Binali Yıldırım'ın 'çiçeği burnunda' Başbakanlığının ilk zamanlarında ilan ettiği gibi 'dostlarını arttıracak' siyaset gütmek ki, bunların da müsbet neticelerini görmekteyiz.
Diğeri ise 'kamu diplomasisi'! İşte Türkiye'nin son zamanlarda en büyük eksiği ve belki de tek eksiği bu!
En son Obama ve Biden ile görüşmelerinde Reisi Cumhur Erdoğan'a 'sitemlerini' Türkiye'de oluşan 'Amerika karşıtlığı' üzerinden iletirken bu konun 'hassasiyetini' vurgulamış oldular. Amerika sadece Türkiye'de değil şu anda geniş bir coğrafyada itibar kaybetmektedir. Bunu başkan adaylarından Trump 'dünya milleti sizle alay' ediyor şeklinde dile getiriyor. Gerek yorumcular, gerek akademisyenler Amerika'nın şu an bölgede yürüttüğü, özellikle de kendilerinin 'kürt müttefik' dediği, aslında bildiğimiz 'PKK/PYD terörünün' desteklenmesini, bir taraftan Şii/İran işbirliğini, hele de Türkiye'ye kazık atılmasını kesinlikle yanlış buluyorlar!
Amerika'nın yanlış yahud doğru siyaseti ve de dünya genelinde kendisine bakışın önemi belki çok değişik şekillerde değerlendirilebilir, ancak Amerika dünyanın merkezi gücü olarak tüm dünya, buna BM, AB ve daha birçok milletler arası teşkilatlar, keza kamu bile karşı çıkarken 2003'de Irak'a girmişken demek ki o kadar da umrunda değil, çünkü 'gücüne' güveniyor!
Peki Türkiye, hem güçlü hem de haklı olduğu halde buna bir de halk desteğini arkasına alarak dünyada söz sahibi olmasını düşünürsek, iddialı olduğumuz 'mazlumların sesi' olmada ne kadar etikili oluruz? Hele de alayhimize yapılan onca propagandaya rağmen bu kadar iş başarırken!
El hak, bu konuda herkes ama istisnasız herkes Erdoğan 'ın üzerine düşeni yaptığını kendi alanında, kendi cihetinden söylüyor. Ve fakat bunu her kademede yetkili, yetkisiz insan ve de halk da yapmalı, Türkiye'nin haklılığını, insani yaklaşımını anlatmalı ki, işte o zaman sadece hayıflanmak ve sızlanmanın ötesinde iş yapmış olalım.
@yusufserce