Dolar (USD)
32.39
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2401.90
BIST 100
10193.66
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

26 Aralık 2022

Kan ve gözyaşı üzerinde saltanat kayığı sürmek

“Yiyiniz içiniz

fakat israf etmeyiniz,

çünkü Allah israf edenleri sevmez.”

Toplumsal sorunlarımız içinde çok önemli yer tutan konulardan biri de israf meselesidir. İsraf o boyutlardadır ki, birey, aile, işyeri, mahalle, şehir, ülke ve dünya ölçeğinde çok ciddi bir israf kültürü almış başını gidiyor. İşini daha kötü yanı, israfa karşı bir farkındalık oluşturup kademeli olarak bu sorunu her düzeyde çözme yönünde bir plan, program, politika, strateji, eğitim vs gibi bir sistematik çalışma da yok. Bazı kişiler, aklına geldikçe dillendiriyor, bazı yöneticiler kendi yönetimlerinde yapılan israfa bakmamakla birlikte ara sıra israf karşıtı beyanlarda bulunuyor. Bütün bunlarla birlikte israfa karşı bir sistemsel yaklaşım yok. Her alanda olduğu gibi dağınık yapı ve işleyiş bu konuda da kendini gösteriyor.

İsrafın önemli yerlerinden birisi, hatta birincisi insan, emek, kariyer, nitelik gibi insan değerlerinin israfıdır. Bunun da ana nedeni ülkemizi esir almış bulunan sağ-sol-ileri-geri-alevi-sünni-laik-dindar-Türk-Kürt-müslim-gayrımüslim gibi kendi insanlarımızı kendi eliyle bitirmeye yönelik bölücü israf politikalardır. Gençlerimiz ve yetişkinlerimiz, çok uzun yıllar emek vererek elde ettikleri nitelik ve kariyerleri ile ölçümlenmek, sadece bunlar üzerinden değerlendirilerek istihdam edilmek, atama ve yükseltilmede bunlara göre muamele görmek istiyor artık. Buna rağmen mevcuttaki “siyaset yapma tarzı” insanımızı niteliğiyle değil torpilleri ile atama ve yükseltmeyi tercih ediyor. Bunu hem sağ, hem sol partiler hunharca yapıyor ve hepsi de bu ağır vebalin altında ezilmiş durumda. Bu politikalara alet olanlar farkında olarak veya olmayarak bu milletin evlatlarını harcıyor, israf ediyor, açık açık ihanet ediyor….!!! Bir insan kolay yetişmiyor, fakat bir anda kolaylıkla harcanabiliyor. İsrafı önleme strateji belgesi oluşturularak, ilk adım olarak, yetişmesi uzun yıllar alan “insan” israfını önlemeye odaklanmalıyız.

İkinci önemli israf kaynağı da kamu harcamalarındaki savurganlık, lüks ve saltanat sürme eğilimi. Milletimizin maddi olarak zor günlerden geçtiği bu dönemde 8.500 – 100.000 TL arasında maaşlar alınan bir ülkede, sloganik söylemlerin aksine “hepimiz aynı gemide filan değiliz”. Çünkü bir saltanat kayığı sürenlerin güruhu var, bir de evine ekmek götüremeyen veya kıt kanaat geçinen toplum var. Orta direk yok, artık… Yüzlerce lüks aracın kamuda kullanıldığı, makam aracı saltanatı sürüldüğü, kamu kaynaklarıyla her türlü israfın yapıldığı, kamu araçlarının ve mallarının kişisel işlerde kullanılmasından çekinilmediği, normal görüldüğü hatta teşvik bile edildiği bir anlayış terk edilerek “itibardan tasarruf” etmeden, israftan tasarrufa dönülmesi şarttır. Bir bağ maydanozu evin mutfağına yetiştirmek için helikopter, araba, personel tahsisine varan derecede israf, konunun ne derece suiistimal edildiğini gösteriyor. Bu konuda verilebilecek yüzbinlerce örnek vardır. Biz herkesin bildiği bu konuyu ifade etmekle yetiniyoruz. Kamuda görev alan kişilerin ve özellikle de hükümet yetkililerinin tevazu ile hayat yaşamayı esas alması, topluma yaşam biçimleri ile olumlu örnek göstermeleri gereklidir. Son dönemde siyasi partiler, toplumsal yaşamda millete çok kötü örnek oluşturuyorlar; israf, lüks, şatafat, emek vermeden kolay para kazanma, kısa sürede voleyi vurma gibi fevkalade kötü bir örneklik sosyal hayatın dinamizmi olan toplumsal değerlerimizi yitirmemize neden oldu. Siyasetin milli ve manevi değerlerimize örneklik eden kişiler eliyle ve yaşam biçimleriyle topluma örneklik ederek yeniden yapılandırılması zamanı gelmiş durumda.

Bir de yıl sonlarında her kamu kurumu kendisine tahsisli bütçede kalan parayı bitirebilmek için deli gibi harcamalar yapar. Bu kültür de terk edilerek bütçeyi tüketme israfından da kaçınmak lazım.

İsrafı önleme, yolsuzluklara karşı mücadele, kamuda etik vs gibi konularda stratejiler geliştirme, farkındalık oluşturma ve sistematik olarak bu sorunları çözmeye yönelik denetim ve uygulamalar yapmakla görevli aktif/etkili çalışan bir kurum oluşturulmalı, bütün kamu kurumlarının bu kurum ile işbirliği ve uyum içinde çalışması sağlanmalıdır. Bu yolla, hızlı bir şekilde eylem bazında önemli yanlışlar kısa sürede giderilir, toplumsal kültür de çok uzun olmayan bir zamanda rehabilite edilir. Eğer bir medeniyet kurulacaksa, bunun medeniyetsiz adamlar eliyle kurulması mümkün değildir. Rol modellerimiz olursa, rol modellerin eylemleri ile söylemleri birbiri ile uyumlu ise medeniyet kurabiliriz. Yoksa, 2-3 asırdır devam edegelen patinaja devam ederiz, halkımızı huzursuz eden ve sadece bir mutlu azınlık için çalışan sistemin kölesi olmaya devam ederiz.