Dolar (USD)
32.46
Euro (EUR)
34.64
Gram Altın
2394.83
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Kanlı bir yüzden çıkan müthiş bir söz!

Kelimeler birer vagon gibidir... Ne yüklersen taşırlar... Öfke yükle; öfke taşır, merhamet yükle; merhamet taşır, riya yükle; riya taşır, ihlas yükle, ihlas taşır...

Kelimeler, insanın ruh hallerine göre renk değiştirir... Öfkeli isen, kelimeler, ağızdan kulakları çınlatan bir gürültüyle çıkar... Ortalığı yakar ve yıkar... Kalpleri kırar, savaşa sebep olur, ezber bozar, kanaatleri değiştirir, şaşırtır ve ön yargı duvarlarının örülmesine bile sebep olabilir... tahrip gücü çok yüksek olur...

Tabi, bu sıraladıklarım kelimelerin, öfkeli bir ağızdan çıkmasıylaydı...

Öfkeli bir ağızdan merhamet yüklü kelimeler çıkar mıydı? Elbette ki çıkardı! Ama bunun için gerçekten güçlü bir sabra ya da kimin için, ya da ne için sabredilecekse ona karşı müthiş bir sevgi selinin olması gerekirdi...

Evet...

Şimdi size, düşmanları tarafından yüzü kanlar içinde kalan bir peygamberin ağzından çıkan merhamet dolu kelimeleri yanyana getireceğim;

Allah'ın resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyururlar;

"Birgün İsrailoğulları, Nebilerinden bir nebiyi dövüp başını yarmış, O ise yüzünden kanları silerken: 'Allah'ım! Kavmime mağfiret eyle! Muhakkak ki onlar bilmiyorlar!' demişti. (Buhari.Müslim.)

Subhanallah!

O ağızdan ne kavga yüklü, ne öfke yüklü kelimeler çıkabilirdi!

Ama merhamet yüklü sözler göğe yükseldi... Ham de düşmanlarını utandırırcasına!

İsteseydi hakaretler yağdırabilirdi!

İsteseydi tekfir eder başka memleketlere gidebilirdi!

İsteseydi beddua da edebilirdi!

Ama o merhamet yüklü bir peygamberdi...

Onun gönlü çok yataklı hastane gibiydi... O, inanca musallat olmuş şirk virüsü düşmanıydı. Onun düşmanlığı hastalara değildi...

O, Allah'ı ve dinini seviyordu... İşte bu sevgi, kanlı kelimelere merhamet yükledi...

***

Ah bir bilselerdi, kendi adlarına nasıl güzel bir duada bulunduğunu!

Evet...

Amaç davet olduktan sonra, amaç, emri bil ma'ruf nehyi anil münker olduktan sonra karşına tek bir düşman çıkıyor;

"Şeytan"

Böyle olunca da bir davetçinin davet sahasında tek bir düşmanı oluyor;

"Şeytan"

Şeytan tarafından kandırılan bu insanlara tebliğ etmeden düşmanlık yapmak, şeytanın işini daha da kolaylaştırmış olacaktı... Nitekim şeytanın da istediği bu değil miydi?

Bir davetçinin öfkesi, kötülüğü emreden nefsine ve şeytana olmalı... İnsanlar öfkenelendirse bile davetçi, kelimelerine sabırla merhamet yüklemeli...

Yüzü kanlar içinde kalan Nebi, bizlere bunu öğretti...