Dolar (USD)
32.50
Euro (EUR)
34.83
Gram Altın
2439.63
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

14 Ağustos 2023

​Kara kıta

Kölelik tarihini incelemek isteyenlerin yolu mutlaka ve mutlaka Afrika’ya çıkar. Afrikalıları köle edenler ise hiçbir zaman Bilal’e ümmetin en şereflileri arasında yer veren İslam ve Müslümanlar olmadı. Afrikalıların beyaz adam dediği kendilerini medeni olarak lanse eden Avrupalı vahşiler yüzyıllardır insanlığı ve Afrika’yı sömürüyorlar.

İkinci dünya savaşı sonrasında bağımsızlık rüzgarının önünde duramayacaklarını hesap eden ABD’sinden, İngiltere, Fransa, Almanya, İsrail’ine kadar emperyalist ülkeler serbest ticaret anlaşmaları ile sömürülerini sürdürme gayretindeler. Sömürüden kurtulmak isteyen ülkeler ise terör ve iç savaş ile yola getiriliyor. İngiltere sömürgelerin elinden çıkmaması için İngiliz Milletler Topluluğu’nu kurarken, Fransa kültür sömürüsüyle yani Afrika’da Fransızca konuşan 31 ülkeye Frankofon adını takarak işleri halletti. Frankofon ülkelerine Fransa bağımsızlıklarını verirken madenlerin kullanım haklarının yüzde 17’sini kendisine verilmesini istedi. Sömürü halen Fransız hazinesine 500 milyar doları akıtıyor.

Yeni dünya düzeni kuruluyor önermesi bizleri ticaret yollarına, hammadde ve üretim kaynaklarına rahat ulaşmayı kasteden ortaçağ mantığına götürüyor. O dönemde Asya’dan hammaddeyi Avrupa’ya taşımak için Ümit Burnu - Afrika nasıl kullanılmış ise, Birinci dünya savaşında Kızıldeniz-Süveyş kanalına hakim olma arzusu da milletlerin geleceklerine yön vermiştir.

Kurgulanan yeni dünya düzeninde Çin-Rusya ilişkisinin kesilmesi ne kadar önemli ise çatışmanın bu eksen dışına, yani Afrika’ya taşınması da o derece önemli. Çatışma Afrika’ya taşınarak Pasifik’te sıkıştırılan Çin, Angkosakson ülkelerinin Ukrayna’da sıkıştırdığı Rusya’nın nefes borusu Afrika olacaktır.

Tolonoğlu Devleti’nden beri Afrika’da bulunan Müslüman Türkler, Yavuz Sultan Selim’in Memlükleri yıkması sonrasında Batı Afrika’da Sultan İdris’in Osmanlı’ya elçi göndermesi sonrasında gelişen olaylarla Afrika’nın büyük bir bölümü Müslümanların etkisine girmiştir. Kuzey Afrika’nın tamamı, Mısır, Sudan, Etiyapya, Somali, Kongo ve Uganda dahil bir çok ülkede Müslümanlar Halifeye bağlılıklarını bildiriyorlardı. Birinci dünya savaşında Etiyopya İmparatoru İyasu İngilizlere Darfur Sultanı Ali Dinar Çad’da Fransızlara karı ayaklandılar. Nijerya ve Sudan emperyalizme karşı savaşmıştır. Afrika’yı savunan Osmanlı aslında kendi güvenliğini de savunuyor. Afrika’yı savunmasında dış kuşak olarak gören Osmanlı’ya ilk darbeler de Afrika’dan geldi. Osmanlı Afrika’dan çıktıktan sonra iç kuşak savunmasını da kaybetti. Avrupa, Osmanlı’yı Avrupa saldırılarından çok, Hindistan, Afrika, Avrupa kuşatmasıyla yıktı. Güney Afrika’da hakimiyet kuran Batı, daha sonra Kuzey Afrika ve Kızıldeniz’i de ele geçirerek Osmanlı kuşatmasını tamamladı. Kuzey Afrika’dan çekilen Osmanlı hızla Balkanlar, Suriye, Irak ve Kafkaslarda kuşatma altına alındı.

Büyük Ortadoğu Projesi ile yeniden dizayn edilen Afrika ile Türkiye arasında bağ kurulmaması için Kızıldenizin kontrol altına alınması ve Akdeniz hidrokarbon yatakları ile Libya ve Suriye’nin ele geçirilmesi çok önemli idi.

Suriye’de terör devleti kurulma girişimiyle emperyalist oyunu gören Türkiye, gönül coğrafyasındaki Afrika’yı yeniden hatırladı. Yüz yıl önce çekildiği gönül coğrafyasındaki güç boşluğunun hala doldurulmaması sebebiyle Türkiye’nin Afrika’ya ilgisi arttı. Birileri ne işimiz var Suriye’de ne işimiz var Libya’da dese de Türkiye’nin bağımsızlığı ve güvenliği Orta Asya’dan ve Afrika’dan geçiyor.

Afrikalılar sömürüye son verebilmek için en son Nijer’de ayaklandı. Nijer’deki darbeyi Afrikalıyı Afrikalıyla vuruşturarak bastırmayı planlayan batının Cezayir, Libya ve Mali gibi ülkelerin müdahaleye karşı çıkması sebebiyle heveslere suya düştü.

Türkiye gönül coğrafyasındaki kardeşleriyle kazan kazan ilişkisine devam ediyor. Türk Afrika İşadamları Derneği (TABA) 29-31 Ağustos 2023 tarihlerinde İstanbul’da Afrika iş dünyası ile buluşacak. 750 milyon dolarlık ticaret hacmini daha da ilerlere taşımanın yolları aranacak. THY’nin, Yunus Emre Vakfı’nın, gönüllü STK’ların çalışmaları Afrikalıları Çin-Rusya ekseni ile emperyalist ABD, İsrail, İngiltere, Fransa, Almanya ekseni arasındaki sıkışmışlıktan kurtaracaktır. Birbirleriyle çatışarak dünyayı sömüren BMGK üyesi ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa’nın kurduğu sömürü düzeninin sona ermesi Türkiye’nin gönül coğrafyalarına sahip çıkarak yepyeni bir eksen oluşturmasına bağlı. Afrika da, Orta Asya’da, Güney Asya, Hindistan, Pakistan, Malezya gibi ülkelerde kölelik zincirlerinin kırılmasında stratejik ortaklarımız olmalıdır. Kara kıtanın talihini değiştirecek yegane reçete Türk-İslam kardeşliğidir. Vesselam…..