Dolar (USD)
32.46
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2424.80
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

26 Temmuz 2017

Karadeniz'de de yeni nesil imar kirliliği!

Aşağı yukarı bir haftadır Karadeniz bölgesindeyim. Trabzon' da gözlemlediğim bir durum kapitalizmin yerel şartları da delip geçtiğini adeta ispatlar vaziyette. Büyükşehirlerde gözlemlediğimiz yeni nesil imar kirliliğinin yani yüksek ve ruhsuz bina kültürünün benzerleri, mesela Yomra gibi, en az 10 yıl öncesini bildiğim şehirlerde kendisine ciddi bir alan bulmuş. Devasa binalar yapılmış tam denizin kenarına. İçiçe, taş beton yığını ve hepsi de ruhsuz. İstanbul'daki ağabeyleri gibi. Bir de tam sahil kenarlarına yapılmışlar ki, bu çok daha feci bir duruma işaret ediyor. Deniz kıyısı bir kente yapılacak en büyük haksızlıklardan birisi bu olsa gerek. Park, bahçe, rekreasyon alanı olacak alanlara kocaman binalar dikerek şehrin denizden gelen rüzgarına mani oluyorsunuz. Bu, denize kıyısı olan kentlere yapılacak en büyük kötülüktür. Trabzon merkezde bazı caddeler denize dik planlanmıştır. Neden? Şehir ferah fahur olsun denizden esen rüzgarı alabilsin diye. Nedense şimdiki nesiller bu hassasiyetleri üç beş kuruşluk ranta kurban ediyorlar? Üstelik bunun önünü muhafazakar bildiğimiz yöneticiler ve başkanlar açıyorlar. Bu durum şehircilikte belirlediğimiz ilkelerin pratiğe geçirilmediğini ispatlıyor. Yanlış bir gidişatı saha çok kazanç için daha da yanlış noktalara doğru sürüklüyoruz. Trabzon'un; Yomra'nın, Akçaabat'ın Manhattan'a benzemesi ,benzetilmesi gerekmiyor. Akçaabat, bir Manhattan olmak zorumda değil. Görüyorum ki İstanbul'a yapılan kötülük Anadolu şehirlerine de yapılıyor. Ordu'da, Giresun'da da benzer durumları görmek maalesef mümkün. Bu gidişata bir dur demek gerekiyor ama bilmiyorum kim der.

Fındığın fiyatı ne olacak?

Bir kaç yıl evvel fındık fiyatları bir miktar yükselmiş, üreticinin yüzü biraz gülmüştü. Bu yıl Karadenizli hemşerilerimle konuştuğumda biraz ümitsiz gördüm onları. Sanki geçen yıldan da az fiyat verilecek gibi bir his var içlerinde. Umarım fiyatlar bu sene de yüz güldürür. Şimdi bölgede fındıkla ilgili şöyle bir gerçek var: "Karadeniz'de fındığın kaymağını tüccarlar yiyorlar." Ordu'dan başlayarak Giresun, hatta Tarbzon'a uzandığınızda bu gerçeği görürsünüz. Alivre satış dediğimiz yöntemle büyük tüccarlar, fındık henüz daldayken ürünü dış ülkelerdeki alıcılara satıyorlar. Fındığın fiyatı daha baştan kesilmiş oluyor zaten. Hal böyle olunca rekolte ve diğer şartlara göre fiyat, ya düşük oluyor, ya da bir parça yüz güldürüyor. Fındık, bölgenin değil ülkenin bir meselesidir. Dünya üretiminde zannederim birinci sıradayız ama maalesef fındıkla beklenen zenginliği bir türlü yakalayamıyoruz. Elin oğlu bizim fındığı alıyor, nutella haline getirip tekrar bize geri satıyor. Hem de katma diğer üreterek. Şimdi fındıkta ulusal bir politikanızın olmayışı, biraz da bizim beceriksizliğimiz olsa gerek. Fındık konusunda devletin müdahalesi bence şarttır. Başka türlü bu iş düzelmez. Her türlü inisiyatifi özel sektöre bırakırsanız, kar hırsı insanların gözünü kör eder. Büyük oyuncular küçük üreticiyi ezmeye devam eder.

Fanatik cemaat!

Bir gün Araklı Kalecik camiine girdim, ikindiyi eda edeyim diye. Araklı, Trabzon'un ilçesi. Kalecik de Araklı'da şirin bir sahil beldesi. Konakönü gibi... Neyse camiye girdim, ilk dikkatimi çeken şey yerdeki halılar oldu. Başladım kendi kendime gülmeye. Nasıl gülmemeyeyim! Halılar resmen bordo mavi! Yani Trabzonspor'un renkleri! Dedim ki kendi kendime, bu iş bitmiş arkadaş. Eğer camideki halı da bordo maviyse bu sene Trabzonspor kesin şampiyon olur!!! Şimdi düşünsenize, Beşiktaş'ta stadın hemen alt tarafındaki camiinin halılarının siyah beyaz olduğunu! Ya işte durum bu. Hala tebessüm vaziyetindeyim...

Uluç Reis

Halikarnas Balıkçısının bir kitabı var: Uluç Reis. Okumayanlara tavsiye ederim, muhakkak okusunlar. Ceddimizin denizcilikte ne denli cesur ve başarılı olduklarını anlatıyor. Barbaros, Turgut Reis, Kılıç Ali Paşa romanda anlatılan kahraman denizciler... Meğerse kitaba ismini veren Uluç Reis, bugün İstanbul Tophanede adına camii bulunan Kılıç Ali Paşa imiş; şahsen ben bilmiyordum, öğrendim. Camiyi yaptıran da Uluç Reis... Romanda Osmanlı Denizciliği adına çok güzel bilgiler var. Tavsiye ederim, okuyun derim.