Kaşıkçı, Sierra, taammüden operasyon
İstihbarat savaşlarının en gündemdeki konusu Kaşıkçı cinayetinde verilecek mesaj, dünyanın geleceğini, tarafların konumunu, yeni güç dengeleri ile yeni hamlelerin şeklini ve boyutunu belirleyerek yeni ittifaklara ve düşmanlıklara kapı aralayacak.
Hiçbir istihbarat servisi amatörce çalışmaz. Hedef ülkeye veya istihbarat servisine ‘biz istediğimizi yapabiliyoruz, yapıyoruz, yapacak cesaretimiz var ve kimse bu konuda bizi durduramaz’ mesajı için her türlü deliliği yapar.
Tam 20 gündür Kaşıkçı cinayetiyle yatıp, kalkıyoruz. Kaşıkçı’nın kayıp haberleri medyaya yansır yansımaz, Suudi yetkililer, konsolosluktan çıktıktan sonra ‘Türkiye’de kayboldu akıbetini bilse bilse Türk yetkililer bilir’ yalanıyla kendilerini temizleme, Türkiye’yi suçlama çabasına girdiler. O günlerde İngiliz derin devletinin sözcüsü BBC, Suudi Arabistan ile Türkiye arasında Sünnilerin liderlik kavgası olduğunu, Türk tarafının Suudileri köşeye sıkıştırmak için bu olayı kullanacağını satırlarına taşıyordu. Aynı günler Trump, Suudi yöneticileri temize çıkartmak için gerekli mesajları verdi. Dışişleri bakanı Pompeo’yu Riyad’a göndererek PKK terör örgütüne verilmek üzere 100 milyon dolarlık çekini peşin olarak tahsil etti.
Kaşıkçı cinayeti bir anda aklıma 2003 yılında Gezi olayları başlangıcında, yüzlerce CIA ajanını İstanbul’a davet eden Sarai Sierra cinayetini getirtti. ABD istihbarat servisine çalışan bu hatunun öldürülmesinden sonra hükümeti sallayacak gezi kalkışması patlak vermişti. Sierra’nın öldürüldüğü iddia edilen Sur-u Sultani’nin etrafına bu sefer de, Kaşıkçı’nın gözlüğü, ortam dinlemesine imkân veren saati ve özel eşyaları bırakıldı. Başkan Erdoğan, bugün cinayetin detaylarını açıklayarak, doları ekim sonunda 10 TL yapmayı hedefleyen CİA-MOSSAD ekibinin planlarını bir kez daha akamete uğratmazsa, başka bir ihanet planını konuşuyor olacağız.
Cinayetin konsoloslukta taksirle işlendiğini iddia eden Suudi yetkililer, olayın Prens Selman’a hatta hatta, Suudlara binlerce kişiden oluşan ölüm listesini veren damat Kushner’e uzanmasını engellemek için tıpkı Sarai Sierra cinayetinde olduğu gibi bir Laz Ziya veya yerel işbirlikçi bulma telaşına düştüler. Kushner ile Prens’in cinayetten önce whatsApp hesaplarından Kaşıkçı ile yazıştıkları, telefonla cinayetten önce ve sonra görüştükleri kamuoyuna sızdı. Kaşıkçı’nın ağabeyi ve yengesini katlettikten sonra oğluna taziye telefonu açan Kral ve Prens Selman, Sünni Müslümanları İsrail-ABD’ye satmaları karşılığında bataklığa her gün biraz daha saplanacaklardır.
Yemen’de, Filistin’de, Irak’ta, Suriye’de İsrail-ABD ile ortak politika uygulayan ve bunu da Sünni İslam dünyasının lideri olduğu vehameti ile yapan bu sapkınlar, asıl savaşın hak ile batıl, İslam ile küfür arasında sürüp gittiğini ya görmüyorlar veya 10 günlük saltanatlarını İsrail-ABD’siz sürdüremeyeceklerinin zehabıyla hareket ediyorlar.
ABD istihbaratı, Usame Bin Ladin’e ikiz kuleler konusunda gaz verirken de, Saddam’ı Kuveyt’e girmesi için teşvik ederken de, İsrail’in güvenliğini düşünüyordu. Şimdi de Irak ve Suriye eksenli Şii-Sünni düşmanlığı fitnesini kıvama getirmek için Türkiye-Suudi Arabistan üzerinden Sunni Müslümanları bölmeyi hedefliyor. Irak’ı işgal sonrasında İran’ın kucağına altın tepside sunan aynı güç, Suudilere Başbakan Saad Hariri’yi rehin tutturarak, Lübnan’ı Şii Hizbullah örgütüne teslim etti. Yemen’de yaşananlar da aynısı değil mi? Filistin’de, Arakan’da, Afganistan’da Mısır’da, Irak’ta, Suriye’de oynanan oyun hep aynı. İsrail’in güvenliği için İslam’ın ve hak temsilcileri olan Sünni Müslümanları yok etmek için birbirine düşürme oyunu.
Yüzyıllardır, batı gücü, İslam ise hakkı hâkim kılmak için karşı karşıya geliyor. Batı, gücü hakim kılabilmek için çatışmalardan, kavgalardan beslenirken, İslam muavenet ve insanlar arasında yardımlaşmayı esas alıyor. Batının yöntemleriyle İslam dünyasında saltanat sürmek isteyen İngiliz ajanlarının ifsatlarını din sanan sapkınlar, Müslümanların muavenet ve kardeşlik duyguları karşısında mağlup olacaklardır. Kaşıkçıyı gönderdikleri 15 kişilik operasyon ekibine taammüden öldürterek Türkiye’yi köşeye sıkıştıracaklarını hesap edenler, şimdi düştükleri pislik çukurundan nasıl çıkacaklarının derdine düştü. Şeytanin hilesi ne kadar büyük olursa olsun, hakkın hakikati karşısında eriyip gidecektir. Vesselam.
