Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

28 Haziran 2023

​Katma değerli üretim şart!

Bir ülkede imalat ve dolayısıyla ihracat arttığında oluşan refahtan işçilere düşen pay seneler içinde hızla artar ve bir süre sonra işçilik ücretlerindeki bu artış işçiliği daha ucuza mal edebilecek diğer ülkeler lehine ciddi bir fırsat oluşturur.

Ortaya çıkan bu sonuç çoğu zaman yüksek teknoloji geliştirmeyen ve buradan da gelişmiş ülke olmadığını anladığımız bu ülke için yıkıcı olur. Bir şekilde sübvanse edilmesi gereken iki ülke arasındaki işçilik maliyetlerinden doğan negatif fark, üretimi yapan ülkenin başına bela olur. Finansından, maliyesine, siyasetinden dış politikasın her şey olumsuz etkilenir.

Böyle bir cendereden kurtulmanın tek yolu ise katma değerli ürün üretmekten geçer.

Eğer katma değerli ürün üretirseniz maliyet ve kâr payı arasındaki müthiş farktan ötürü işçilik ücretleri asla başınıza bela olmaz. Gelişmemiş ülkelerin özellikle gelişmiş ülkeler için ürettiği ürünlerin kar marjları katma değerli ürünler açısından son derece düşük olduğundan fiyatlardaki en ufak değişiklik alternatif üretim ülkeleri aranmasına neden olurken katma değerli ürünler için bu denklem çalışmamaktadır. Yani 1 dolara imal edilip 2 dolara satılan basit bir contayı 2,2 dolara satmak istediğinizde yurtdışından ithal edenler hemen sizin yerinize aynı hatta belki daha yüksek kalitede bir contayı refah seviyesi daha düşük yani daha ucuza çalışan işçilerin olduğu bir ülkeden ithal etmek istediklerinde ciddi problemler ortaya çıkar. İşçiliğin rekabet fiyatlarını uygun kalması için türlü finansal ve mali programlar devreye girer ve sonunda bu rekabeti daha az gelişmiş ülke muhakkak kazanır. Bu defa da yatırımlar o ülkeye kaymaya başlar. Ta ki o ülke işçi fiyatları artıp fiyatta rekabet edemez hale gelinceye kadar.

Tüm bunların sebebi çok açıktır. Orta-yüksek ya da yüksek teknolojili katma değerli ürünler üretmiyorsanız veya tekstil gibi hammadde, teçhizat ve işçilik açısından son derece basit üretime konu mallarda ürettiğinizi 10 kat belki 100 kat pahalıya satacak katma değerli markalarınız yoksa en önemli girdilerden biri olan işçilik maliyetleri sebebiyle her zaman sizden daha ucuza üretecek gelişmemiş ülkeler sahneye çıkmak için hazır olduğundan rekabeti kaybedersiniz.

Peki, ne yapmalı?

Katma değerli ürün üretmeli…

İster teknoloji faktörü ile ister ürünü farklılaştırarak marka haline getirmek suretiyle!

Tüm bunlar için ise bize lazım olan şey emek-yoğun işgücü yerine akıl-yoğun gücüne geçiş. Bu geçişin yolu da eğitimden geçiyor.

Üniversitelerimizle iş dünyasının birlik olup bu devrimi hızla gerçekleştirmesi gerekiyor. Hızla diyorum çünkü teknoloji dünyayı baş döndürücü bir şekilde değiştiriyor. Her geçen gün aleyhimize işliyor.

Gerek eğitimli genç insan kaynağımızdan gerek sanayi, hizmet, turizm, tarım tecrübemizden kaynaklı olarak çok ciddi bir potansiyelimiz var. Fakat ne yazık ki sektörlerdeki oyuncuların çoğu yeni dünyaya uygun bir yenilemeyi kendi zihinlerinde yapamadılar. Bunda teknoloji sebebiyle zamanın izafiyet teorisi çerçevesinde çok hızlı akıp aralarında 10 yaş dahi fark olan kuşaklar arasında müthiş bir zihinsel uçurum oluşturmasının etkisi çok büyük. Bugün sektörlerin itici gücü haline gelmiş firmaların birçoğunda ne yazık ki yeni dünyayı anlamayan isimler kaptanlık yapıyor.

Daha da kötüsü bankacılık sistemi aracılığı ile kaynakların nasıl kullanılıp, stratejik sektörlerde nasıl marjinal faydanın en üst seviyede tutulacağı, yeni oyuncuların nasıl sahneye sürüleceği, zihnen geri kalmış sektörlerin nasıl güncelleneceğine yönelik kamu otoritesi doğru planları yapamıyor. Yani kaynakların maksimum seviyede fayda oluşturması için yol haritası oluşturulamadığı gibi yekün rakamların büyüklüğü üzerinden tahsisatın inceliklerine bakılmaksızın uygulanan politikaların başarılı olabileceği düşünülüyor. Israrla bu tip denemelere devam edildikçe de her defasından kaynakların önemli bir bölümü bu kaynaklara ihtiyacı olmayanlara gitti gibi kalan bölümlerinin de performans ölçüleri doğru şekilde yapılmadan bir başka programa geçiliyor.

Özetle, acil olarak yüksek ve orta-yüksek teknoloji üretimi için ve diğer ürünlerdeyse markalaşarak katma değerli ürün üretimi için kapsamlı bir programa ve devrimsel denecek derecede güçlü hamlelere ihtiyacımız var. Bu çerçeve de yapılacak çalışmalar da iş dünyası ve üniversitelerin kamunun en yakın partnerleri olması gerekiyor. Kamu da özellikle bu süreçte kaynakları dağıtırken maksimum fayda oluşturması için rakamların büyüklüğüne güvenmeyi bırakıp ciddi denetim ve raporlamalarla süreci takip etmeli, hesap sormalı; bu seleksiyona uygun şekilde faaliyet gösterip destek olanları gerektiğinde mükafatlandırmalı, ayak sürçen ya da kaynakları kötüye kullananları ise en ağır şekilde cezalandırmalı.