Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
35.01
Gram Altın
2465.40
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

30 Aralık 2016

Kemal Kılıçdaroğlu dış politika biliyor mu?

Bu ülkenin en ilginç siyasi aktörlerinden birisi, koltuğunu kaybetmenin eşiğinde olan Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanlık koltuğuna oturduğu günden itibaren ne tutarlı bir politika ortaya koyabilmiş, ne de iktidar partisini köşeye sıkıştırabilmiştir. En tutarlı siyaseti, keskin U dönüşleridir. Partinin başına geçtiği dönemleri hatırlayınız; önce başörtüsü konusunda özgürlükçü bir tutum sergilemiş ama saatler sonra hızlıca çark etmiştir. Bunun benzeri birçok hadise var.

Aslında bundan da kötüsü, ülkenin bekasını ve milli güvenliğini ilgilendiren konulardaki tutarsızlığı ve sığ siyasetidir.

Kılıçdaroğlu son birkaç gün içinde farklı gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya gelerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. CHP liderinin gündemi; ağırlıklı olarak, Meclis'te görüşülen anayasa değişiklik teklifi, El-Bab operasyonu, basın özgürlüğü ve OHAL'di. Kılıçdaroğlu konuşmasının bir yerinde şöyle diyor;

"Ben hayatımda böyle bir yönetim görmedim. Rusya'ya gidip anlaşma imzaladılar. DEAŞ var El Nusra var, PYD niye yazılmıyor? 'PKK'nın bir hat oluşturmasını engellemek için gittik oraya.' İyi de sizin aşağılarda ne işiniz var? Rakka'ya gidecekmişiz. Rusya, İran, ABD, Suriye sizi yalnız bıraktı. Biz niye oradayız?u2026 Şehitlerin hesabını kim verecek? Ülkenin güvenliği için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Sınır güvenliğini sağlayalım, belli bir derinliğe kadar inelim ondan sonra yok Rakka'ymış... DEAŞ ile zorunlu olarak mücadele ediyor, PYD'nin iki kanadı buluşmasın diye. Asıl hedef DEAŞ değilu2026"

Şimdi bu konuşmayı sondan başlayarak kısaca analiz edelim. Askeri mücadelenin asıl hedefi DEAŞ değilmiş. Sanki hedef DEAŞ olsa Kılıçdaroğlu'nun gönlü hoş olacak. (Bu arada hedef, hem DEAŞ'dir hem PKK/YPG'dir, hem de bu terör örgütlerini taşeron olarak kullanan devletlerdir.) Türkiye Devleti ve AK Parti hükümetini DEAŞ ile aynı fotoğraf içinde göstermeye çalışmak, öncelikle vizyonsuzluktur, politika üretememektir. CIA ve ABD Dış İşleri Bakanı John Kerry'nin bile özür dilediği bir denklemde Türkiye ile DEAŞ'i aynı kareye yerleştirmeye çalışmak, prim yapmaz ve Kılıçdaroğlu'na puan kazandırmaz.

Nerden bakarsanız bakın, tutarsızlıku2026 Türkiye'nin başta sınır güvenliğini sağlamak için yapmış olduğu Fırat Kalkanı operasyonu, bu ülkenin milli güvenliğini ilgilendirir. Suriye sorununun Türkiye'nin iç meselesi olduğu gerçeği, zaten bu süreçte yeterince görüldü. Kılıçdaroğlu'na danışmanları şunu hatırlatmalı; her askeri operasyon, bir siyasi stratejinin ürünüdür ve siyasi bir değişim hedefler.

Aslında Kılıçdaroğlu'nun temel sorunu şu; O, Atatürk'ün kurmuş olduğu partinin genel başkanı... Ancak Atatürk'ün ortaya koymuş olduğu siyasi vizyona ve cesarete sahip değil. Kılıçdaroğlu'nun kafa kağıdının dış politika kısmında, sadece, Atatürk'ün "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" mottosu bulunuyor. Ondan ötesi, yok. Oysa Kılıçdaroğlu, en basitinden, Atatürk'ün Hatay sorununu nasıl çözüme kavuşturduğunu veya İsmet İnönü ile arasının neden açıldığına bir bakmalıu2026 Ezbere konuşarak siyaset yapılmaz. Kılıçdaroğlu Ezberlerini değiştirmeliu2026