Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 Aralık 2012

Kendimizi gözetlemek

İnsanın en zor gözlemi kendisine ait olandır. Sadece kendisini gözlemlemeye karar vermiş olmak bile başlı başına bir vakadır. Günümüz insanının çoğunluğu, taraftar mantığı ile hareket eden, seven, destekleyen ama sorgulamayan, tuttuğu partinin, takımın, oluşumun dilini benimseyen, onların argümanlarını koşulsuz kabul eden bir ruh haline bürünmüş durumda. Sadece futbol sahalarında kalması beklenen taraftarlık ruhu tüm bedenleri ele geçirmiş durumda. İçeriğin çok ta önemli olmadığı mevcut görüşü en iyi seslendirenlerin dinlendiği ve safların daha da sıklaştırıldığı ötekileştirmenin had safhaya vardığı bir süreci yaşamaktayız. Ne yazık ki kazanan kesinlikle mağlup olması gereken zihniyet.

Siyaset alanı ülkemizde parayı yöneten kurum. Nokta. Bundan sonra söylenecek her şey buraya bağlı. Para kamuda. O zaman orayı siyaseten alanlar da en akıllı ve doğru işi yapan kişiler. Bizlerde onlara yakın olmalı ve bundan nasiplenmeliyiz genel kabul görmüş olan ama yanlış olan bakış açısı. Bu durum ne yazık ki tüm partiler için geçerli. Siyasi yapılanmaya paralel örgütlenen sendikalar da aynı yöntemi kullanmaktadır.

Devlet ve güç ilişkisini ayıramadık. Ne yazık ki devlet demek güç demek para demek daha iyi bir yaşam demek. Büyük çoğunluğun verdiği mücadele ne yazık ki kendi ikballerinin mücadelesi.

X kişisinin/partisinin/oluşumun taraftarı olmak o kişinin sorgulanmasını engelliyor. Kişi sadece bir kişi olmuyor o grubun temsilcisi oluyor. Hatalar günahlar her grupta olabileceği gibi kendi grubunda da olabilir ancak "O" içinde bulunduğu grubun iyi tarafı tek tek ele alındığında kötü olan yok herkes iyi hem de çok iyi! Herkesin iyi olduğu o topluluk hataları ile kabul edilmeli toplamda elde edilene bakılmalı görüşü en fazla dillendirilen bakış açısı. Kazanımlar değerlendirilmeli başarısızlıklar hatalar eksikler yol kazası olarak kabul edilmeli denilmekte. Bunun sonucu olarak eksikleri söyleyenler uzaklaştırılmakta değersizleştirilmektedir. Hedefe giderken bu tip çıkışlar kötü addedilip her türlü ve meşruiyeti sorgulanmayan yöntemlerle alt edilmektedir.

Yöneticiler taraftarlara ciddi şekilde pirim tanınmaktadır, her açıklama onlara diğer taraftar grubu karşısında kendisini iyi hissettirecek argümanlar sunmaktadır. Biz dili kullanılarak liderden en uzak noktadaki taraftar ile aradaki bağ iyice sağlamlaştırılmalı gruptan kopmaya fırsat verilmemektedir. "Herkes bilmelidir ki beraber hareket edildikten sonra ve yeterli güce ulaşıldıktan sonra herkes istediğini alabilecektir." Eğer erken talepte bulunan var ise bu gruba zarar vermektedir. Zafiyet kabul edilemez. Biz aklı her şeyden önemlidir. Biz aklı nedir? Liderin sözleridir. Bu sözler geçmişten gelmektedir. Kökü; yaşamayan, sorgulanamaz kişilere dayanmaktadır. Ancak kendilerinin olmayan geçmiş kötüdür o kişiler sorgulanmalıdır. Sorgulanmalıdır ki onların eksikliği bugünkü karşı tarafın taraftarlarının eksikliğini ortaya çıkartması açısından önemlidir. Bu kurgu bu şekilde uzayarak gitmektedir.

Ne yapmalıyız? Kendimizi gözlemlemeliyiz. Buradan başlıyor taraftar olmaktan çıkış, insan olmaya dönüş. Bireysel olarak kaliteyi yükseltme çabası taraftar grubuna aidiyet hissetmeden kimin ne söylediğini sorgulama becerisini kazanma kendi hassasiyetlerini yaşama. Bir yere ait olmak yerine doğru yerde bulunup doğru işleri yapmanın önemini kavramak ve buna uygun kararlar alıp onları uygulamak. Bulunduğun gruptan farklı da düşünebiliyorsan ve bunu da dillendirebiliyorsan o topluluk bunu kabul edebiliyorsa o takdirde doğru yerdesin demektir. Ama bunları dillendiremiyorsan bulunduğun yer senin her türlü düşünceni belirliyorsa o takdirde sen aslında sen değilsindir.

Kendini gözlemleyen kişi, demek en azından ilk adımı atmış demektir. Yılda milyon dolar kazanan futbolcunun yanlış yaptığını söyleyerek tatmin olan taraftar ile karşı takımın siyasetçisinin yanlışları üzerine hayatını kurgulayan ve görüşlerini serdeden taraftar aslında aynı kişilerdir. İkisi de taraftardır. İkisi de o takımın başındaki kişiler için önemlidir. İkisi de para ve güç için gerekli olan tek şeydir. Adet olarak yer doldurmaktadır ve bu anlamda sayı sadece sayı olarak bir değeri vardır. Zaten onlardan beklenen de budur. Eğer onlar olmasa o takım olmaz onlar o takımın her şeyidir. Bu gibi sloganik ifadelerle içleri boşaltılmış insani refleksleri azaltılmış taraftarlar.

Kendini gözaltına alan kişi, taraftarlıktan uzaklaşmak için ilk adımı atmış demektir. Buna bağlı olarak diğer adımları atma ihtimali bulunmaktadır. Ama taraftarlar için konu renklerde veya liderde bitmiştir. Bu tribünde her şey beyaz karşı tribünde her şey siyah. Localarda ise her şey güçtür paradır. Bu nedenle localar en iyi yerdedir. Locayı satın alanlarda en önemli ve fikri değerli kişilerdir. Sorgulanmamalı tam destek olunmalıdır. Bu nedenledir ki "her nefis ölümü tadacaktır" yazısı bir taraftar grubu tarafından o yazının orada ne işi var diye eleştirilirken diğer taraftar grubu o yazı orada kalmalı demektedir. Ama hiç kimse kendisinin de her nefeste o başlangıca biraz daha yaklaştığını ve orada her kararı ile ilgili sorgunun olduğunun yazıldığını düşünmemektedir. Zira o yazı mezarlığın içindekiler içindir. Biz takım oyuncusuyuz aynı zamanda yıldızız. Bizim takımdan çıkmamız çıkarılmamız düşünülemez.