'Kestirme yol' kepazeliği
CHP'nin Eski Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal, esnaflarla yaptığı kahvaltıda kendisine yöneltilen : '2002 yılında neden müsaade ettiniz, açıkça söyler misiniz?' sorusunu "Eğer Recep Tayyip Erdoğan o dönem referanduma gitseydi kepaze olurduk" sözüyle cevaplandırdı.
Halktan korkmuşlar...
Tayyip Erdoğan, 12 Aralık 1997'de Siirt'te Ziya Gökalp'ın Asker Duası şiirini okudu. 24 Eylül 1998'de 10 ay hapis ve 177 milyon TL para ve ömür boyu siyasetten men cezasına çarptırıldı.
Yasaklı durumu, 9 Mart 2003'te Siirt'ten milletvekili seçilmesiyle sona erdi.
Peki, 28 Şubatçılara karşı CHP'nin tavrı nasıldı, söylemi neydi?
BÇG'yi silahlı demokratik kitle örgütü olarak tanıtmadı mı?
Burada 'müsaade etme' ifadesi de dikkat çekici. Tahakkümcü zihniyetin yansıması. Müstakil yazı konusu. Geçiyorum.
Sayın Baykal diyor ki :
"Çünkü birileri bir mucizevi çözüm istiyor, o mucizevi çözüm vardı da kullanmadık deyip rahatlamaya çalışıyor. 'Öyle bir çözüm vardı, kullanmadınız. Kullansaydınız bunlar olmayacaktı' yok öyle bir şey...
'Ya milletin kararı işimize gelmiyor, başka bir kestirme yol bulsak, bu yolu bir yerden by-pas etsek, kestirme bir kaynak yapsak falan' böyle bir şey yok ve işlemez.
CHP'nin açmazı da tam burası.
CHP, her on yılda bir yapılan bu kestirme yolların neresinde, nasıl bir duruş sergilemiş ve sergilemekte?
Sayın Baykal devamla...
"...Hem demokrasi olacak hem birilerine yasak koyacak. Referandumda biz hayır sen buna oy veriyorsun ama Kenan Evrenin yasağı daha mukaddestir, daha doğrudur hukuken,ahlaken, siyaseten, demokrasi, insan hakları bakımından Kenan Evren'in getirdiği düzenlemeyi devam ettirelim arkadaşlar diye bir kampanya mı yapacaktık? Yapsak ne olurdu? Kepaze olurduk. Kaybederdik..."
Dönüp bakalım maziye.
CHP, yeni anayasa için bir katkı sağlamadı, Anayasa Komisyonundan çekildi.
Kenan Evren de başörtüsünü yasakladı.
28 Şubat da bir 'kestirme yol' değil miydi?
Kestirme yollardan biri de Gezi değil miydi?
17-25 Aralık yargı ve emniyet darbe girişiminde kumpas ve montaj kasetlerini TBMM çatısı altında parti grubunda huşu içinde dinletmek miydi?
Kestirme yol, 1 ve 19 Ocak 2014'te MİT Tırlarına yapılan saldırı sonrası devlet sırlarını ifşa ederek casusluğa ortak olmak mı?
Kestirme yol: Televizyon ekranları karşısına geçip katliamlarını seyrettiğiniz 15 Temmuz muydu,
Nisan 2007'de 11. Cumhurbaşkanını seçtirmemek için " 367 reddedilirse çatışma çıkar." diyerek desteklediğiniz 367 kararı mıydı,
"Altına imzamızı atarız" dediğiniz e-muhtıra mıydı,
Mart 2008'de başörtüsüne özgürlük getiren anayasa maddesini iptal ettirip sonra da bu özgürlüğü getirmek isteyen AK Parti'nin " laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmaktan" cezalandırılması mıydı?
Nedir kestirme yol?
28 Şubat sürecinde Batı Çalışma Grubunu "silahlı 'demokratik kitle örgütü' olarak nitelendirerek neyi amaçladınız?
17 Mayıs 2016'da Danıştay katliamının yapıldığı saatlerde Danıştay binasının önünde " Siyasete kan bulaştı sözünü, bu kestirme yolun neresinde, nasıl değerlendirmek gerekir.?
Yoksa, 15 Temmuz darbe/ işgal girişimine ' tiyatro', kontrollü darbe" söylemi de kestirme yol arayışının bir sonucu mu?
Merkel'in Türkiye düşmanlığı politikalarını benimseyip bunun üzerinden propaganda yapmak mı kestirme yol?
'Adalet' adı altında yapılan eylemler, kestirme yolun ara yollarından mı?
Recep Tayyip Erdoğan'a ve onun şahsında millete yapılan hangi hukusuzluğa karşı çıktınız?
Onu, neden Mursi'nin akıbetiyle tehdit ettiniz?
Evet,
16 Nisan referandumuyla Türkiye, koalisyon ve kaos dönemlerini kapattı.
Güçlü Türkiye'nin inşası için kapılar sonuna kadar açık.
Devletin sahibi millet. Tek yol, milletin yolu.
Değişim, CHP dahil herkes için kaçınılmaz.
