Kimler için “ Her şey çok güzel olacak” idi
FETÖ’nün “ Her şey çok güzel olacak.” sloganını benimseyenlerin geçmişte de FETÖ / PKK ile beraber hareket ettikleri görülüyor.
15 Temmuz’da Türkiye Büyük Millet Meclisini bombalayan, iki yüz elli bir kişiyi şehit eden, binlercesini yaralayan, sakat bırakan bu terör örgütü ve diğer terör örgütü PKK, Türkiye’ye adalet ve demokrasi getireceğini söylüyor. Bu tam bir terörü meşrulaştırma girişimidir.
Terör örgütleri seçimler üzerinden kendilerini parlatma çabasındalar. Hırsları akıllarını örtmüş malum siyasi zevat da bu algıya konu mankeni olmaya çoktan teşne olmuş durumda. Dış destekleri de bilindiği üzere devam ediyor; ABD ve AB bu terör örgütlerinin sığınağı olmaktan pek memnun.15 Temmuz işgal girişiminin şüphelilerinden dört yüzden fazla FETÖ’cü NATO’nun bünyesinde, elebaşı Gülen de halâ ABD’de koruma altında.
İstanbul seçimlerinin yenilenmesi üzerinden tekrar saldırıya geçenler, Türkiye’de demokrasinin olmadığı, diktatörlük olduğu iftirasını atmakta hiçbir tereddüt etmiyorlar. Ancak Meclis’i bombalayanları da baş tacı ediyorlar.
15 Temmuz’da denedikleri işgal girişiminde ısrarcılar.
FETÖ / PKK için “Her şey çok güzel olacak” idi;15 Temmuz’da Cumhurbaşkanı ve ailesi katledilseydi, Doğu ve Güneydoğu’da PKK ve DEAŞ katliamlara başlasaydı, buralar Türkiye’den kopartılıp Suriye’nin kuzeyinde kurulması için ABD’nin binlerce tırla silah yığınağı yaptığı yeni terör devleti PKK/ PYD’ye (İsrailcik) yamansaydı.
15 Temmuz’da “Her şey çok güzel olacak” idi; “dinler arası diyalog merkezi” adı altında İstanbul’un Vatikan modeline dönüştürülseydi. Böylece “ Zulüm 1453’te başladı.” diyen gezi çapulcuları 15 Temmuz’u kurtuluş günü olarak kutlarlardı.
FETÖ ve bileşenleri için 7 Şubat 2012’de “Her şey çok güzel olacak.” İdi, eğer MİT Başkanı tutuklansaydı. Ameliyat masasında Başbakan katledilse ydi.
Gezi güruhuna otellerini terör merkezi yapanlar, para ve kumanya dağıtanlar, taraftarlarını sokağa çağıran kulüpler için “Her şey çok güzel olacak” idi; ülkenin her yerinde şiddet olayları artsaydı, iç savaş başlasaydı.
Türkiye’nin kalkınmasından ödleri kopanlar için “Her şey çok güzel olacak.” idi; 17 /25 Aralık 2014’te İstanbul Havalimanı’nı, Yavuz Sultan Köprüsü’nü, Marmaray’ı, Avrasya tünelini yapan şirketlerin mal varlıklarına el konulup yağmalansaydı, yatırımlar iptal edilseydi. Ülke, İMF’ye muhtaç hale gelseydi.
Türkiye’de siyasi ve ekonomik istikrar istemeyeler için “Her şey çok güzel olacak.” idi; 16 Nisan 2017’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmeseydi, koalisyonlarla al takke, ver külah, emre amade bir ülke olmayı sürdürseydi, Türkiye.
İstanbul seçimlerinin yenilenme gerekçeleri incelenirse burada uluslararası bir hırsızlığın, bir operasyonun olduğu açıkça görülmektedir. İçinde terör örgütlerinin ve legal görünümlü illegal kuruluşların ‘ittifak’ adı altında bir araya getirilmesi, sadece FETÖ’nün, PKK’nın yapabileceği bir plan/ proje değil: Siyonist- Emperyalist aklın kurgulamasıdır.
PKK'nın elebaşlarından Duran Kalkan’ı, Bese Hozat’ı, FETÖ’nün elebaşlarını seçim beyannameleri yayınlamaya cesaretlendirenler ‘dost ve müttefik’ bildiklerimiz.
PKK'nın elebaşlarından Duran Kalkan :" CHP'den seçilmiş insanlar doğru, dikkatli durmalılar. Ekrem İmamoğlu herkesi kucaklayacağım dedi. Oy vereni de vermeyeni de ama oy vereni unutmamalı yani ters şeylere girmemeli girerse, toplum kendisine nasıl güvendiyse onu geri almasını da bilir." diyerek toplum adına konuştuğunu iddia ediyor, terörü meşrulaştırmaya çalışıyor.
Terörist Bese Hozat da İstanbul'da AK Parti - MHP ittifakının karşısında kim varsa ona destek olacaklarını, bu İmamoğlu’ysa, İmamoğlu'na destek vereceklerini söylemişti.
Buna karşılık, desteklenenlerden hiç ses gelmemesi daha vahim değil mi?
Siyonist -Haçlı ittifakı, bölgemizde yeni sınırlar çizme çabasında…
Hainler için hiçbir gün, güzel olamayacak…
