Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.63
Gram Altın
2397.51
BIST 100
10208.79
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Kırık dökük bir yazı

Çok büyük acılardan geçiyoruz ve bazı şeylerin karşılığı yok, bu da onlardan biri.

Tarifsiz kederlerden geçiyoruz, kalbimizde bir boşluk var, oraya neyi koyarsak yerinde durmuyor, o boşluğu hiçbir duygu doldurmuyor, bu da onlardan biri.

Hayat bize, öncesinde öğrenmediğimiz bir şeyi öğretti. Giden gelmeyecek, gitmeden değerini bil dedi. Ölümün, ayrılığın, hüznün sayısız faturası şimdi kanımızın içinde bir uzuvdan ötekine akıp duruyor, bu da onlardan biri.

Kanımız acı taşıyor parmak uçlarına, bu da onlardan biri.

Öğrendik; bazı şeylerin pazarı yok, telafisi yok, geriye dönüşü yok.

Öğrendik; hayatı abartmaya gerek yok.

Öğrendik; para hırsını, mal mülk hırsını, mevki hırsını hiç.

Öğrendik; bazı şeyler alınmıyor, satılmıyor, yerine konmuyor, takas edilemiyor, bu da onlardan biri.

Bir çocuk okula bir paket çay getiriyor, hocası bu nedir, diye sorunca, kardeşlerimle biz üşüdüğümüzde annem çay yapıyor, bir bardak çay içip ısınıyoruz, arkadaşlarım da ısınsın diye getirdim diyor. Sobası, kaloriferi olmadığı için çayla ısınan çocuklarımız var, öğrendik, bu da onlardan biri.

Adıyaman sallanıyor, Maraş sallanıyor, Hatay sallanıyor, Antep sallanıyor, Malatya sallanıyor ve hepsi birden, bir anda düşüyor, toza bulanıyor. Bir millet o tozları vicdanıyla, sevgisiyle, merhametiyle silkelemeye çalışıyor, bu da onlardan biri.

Enkazın başında, yaşlı bir adam, bir kadının elinden tutmuş; donmuş, kanı çekilmiş, tozlu, bu dünyaya kapanmış, başka bir dünyaya açık bir ölünün eline bakıyor, bileğine bakıyor, enkazın yuttuğu gövdeyi, dün akşamki yemeği, onun bu ellerden çıktığını düşünüyor ve o elin şimdi bu donuk halini zihninde hiçbir yere sığdıramıyor. O donuk el, elinde günlerce kalıyor, bu da onlardan biri.

Bir genç, bir ceset torbasının yanına uzanmış yatıyor. Torba ile gövdenin, kefen ile derinin sınırları birbirine karışıyor, bu da onlardan biri.

Hayat ile ölüm arasındaki çizgi siliniyor, mezarlık ile şehir arasındaki mesafe kayboluyor, bu da onlardan biri.

Dikeylik yataylığa bir kez daha kaybediyor, mezarlıklar şehirlerin caddelerine yürüyor, bu da onlardan biri.

Deprem gece oluyor, bazıları için sabah hiç olmuyor, bazıları için sabah hiç gelmiyor, bazıları için sabah hiç gelmeyecek, bazıları için sabah artık bütün anlamını yitiriyor, bu da onlardan biri.

Kanımıza karışan çakıl taşları var, toz var, kum var, demir pası var, hiçbir zaman çıkmayacak, bu da onlardan biri.

Bir kadının, bütün sesleri yutan sesiyle “öldüler, soğuktan öldüler, çocuklarım öldüler” diye canhıraş ağıdı yükseliyor buz gibi göğe; dünyanın en kederli sesi, kulağın etrafında yankılanıp duruyor, uzaklaşmıyor, eti kıkırdağa, kıkırdağı ete yapıştırıp duruyor, bu da onlardan biri.

Bütün anneler diyor, biri, hep çocuklarının üzerine kapanmış olarak ölmüş. Annelik bir daha, yeniden, bir depremle diriliyor, ayağa kalkıyor, ne vakittir terk ettiği yere tekrar dönüyor, bu da onlardan biri.

Profesyonellik, amatörlük, bilim, sanat, kültür, ahlak enkazdaki molozlar gibi birbirine karışıyor, birbirinin sınırlarına dalıyor, birbirinin içine giriyor, birbirini yırtıyor, yok ediyor, bu da onlardan biri.

Hangi molozu kaldırsanız altından ahlak enkazı çıkıyor. Fay hattı ahlakın en zayıf noktasından dolaşarak sahipsiz, kimsesiz, yoksul insanları vuruyor. Bu da onlardan biri.

Büyük bir ders veriyor deprem bize, kişiliğinizi en sağlam yere inşa edin, öncesinde olduğu gibi, şimdi, bir daha, almayacağımızı bile bile, bu da onlardan biri.

Hayatın elektrikleri kesiliyor, zaman kısa devre yapıyor, mekan tam ortadan ikiye yarılıyor, insanlık yarıldığı yerden yeniden filiz veriyor, bu da onlardan biri.

Hayat kırık dökük bir süreç, insan kırık dökük bir torba, kalp kırık dökük bir et yığını, bu da onlardan biri.