Dolar (USD)
32.39
Euro (EUR)
34.72
Gram Altın
2433.10
BIST 100
10082.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

07 Eylül 2023

​Kısır döngü

Bildiğiniz üzere Türkiye-Rusya-İran ve Şam rejimi arasında ki görüşmeler, düşük kıvam da ilerliyor. Neticede PKK/YPG’yi, terör örgütü olarak KABUL ETMEYEN bir Rusya; “Şİİ HİLALİ” arzusu ile Haşti Şabi örgütünü, bölgede konuşlandıran bir İran ve “TERÖR KORİDORU” için, var gücüyle abanan bir ABD koalisyonundan bahsediyoruz. Tabi bir de mevcut terör odaklarınca, MİLLİ BEKASI TEHDİT EDİLEN bir TÜRKÜYE söz konusu. Kısacası hal böyle olunca Ankara-Şam normalleşmesinin, ŞUAN İÇİN tam bir “KISIR DÖNGÜ” içerisine girdiğini söylersek hata yapmış sayılmayız. Keza topraklarında yetmiş iki millet cirit atan Esed’in, sadece “Türk askerinin ülkeden çekilmesini” şart koşmasını başka türlü nasıl izah edebiliriz ki? Buna karşın bırakınız önce Türkiye’nin endişelerini gidermeyi, askerimizin çekilmesiyle oralara kimlerin YERLEŞECEĞİNDEN ve kimlere ALAN AÇILACAĞINDAN, kimsenin tek laf etmemesiyse cabası. Sonuçta Türk askeri şayet buralardan çekilirse; terörle mücadelemizin ağır darbe alacağı ve Suriyeli misafirlerimizin, geriye dönüşlerinin geciktireceğini bilmemeleri de neredeyse imkânsız.

Anlayacağınız muhataplarımızın SAMİMİYETSİZLİĞİ, Suriye normalleşmesini kısır bir döngüye sürüklendiği şüphesizdir. Ama şu sıralar yaşanan bazı hadiselerin, mevzunun çok daha BÜYÜK BİR SENARYONUN parçası olduğu izlemini verdiğini de, ayrıca belirtmekte yarar var. Nasıl mı? Agidat Aşiretine mensup bir kişinin, PKK/YPG unsurlarınca tutuklanmasını ve Arap aşiretlerin Deyrizor’da ki BAŞKALDIRIŞINI hepiniz duymuşsunuzdur muhakkak. Nitekim bu duruş birçok Arap aşiretin de, hadiseye katılmasını zaten çok geçmeden sağladı. Bu vesileyle Deyrizor’un doğu ve güneydoğusundaki Arap nüfusa sahip beldeler, teröristlerden temizlendiği gibi Rakka ve Haseke kırsalında da, benzer bir durumu alevlendirdi malumunuz üzere. Yani yaşananların; nasihat ile uyanmayan bölge halkını bir musibet ile uyandırarak, PKK/PYD ALEYHİNDE BİR DÜŞÜNCEYİ oluşturduğunu söyleyebiliriz bu minvalde. Fakat gelin görün ki Arapların yanında olması beklenen Esed rejimi, tank ve topçu atışlarıyla PKK/YPG’ye destek verirken, Rus uçaklarının Arap aşiretlere bomba yağdırması da bizleri aslında hiç yanıltmadı. Buralara Şİİ Haşti Şabi örgütünün, yavaş yavaş ilerleyip çökme planları yapmasıysa, bunu bir nevi tamamladı.

Çünkü tamda bu esnada, zamanlama olarak manidar denebilecek seviyede bir şeyler oldu Irak’ta... Öyle ki Irak’ın Şİİ BAŞBAKANI SUDANİ’nin, BİR ANDA ‘‘Kerkük'teki askeri yönetim binasını, KDP’ye tahsis etme kararı alması, gündeme bomba gibi düştü. Elbette 6 yıl önce bölgeden çıkartılan KDP’nin, yeniden geri davet edilmesi, Kerkük’teki Türk ve Arapları rahatsız etti. Ve doğal olarak da, ortalık hemen karıştı. Gerçi Türkiye’den gelen tepkiler sebebiyle, alınan karar şimdilik rafa kaldırılıp, ortam sakinleştirildi bir nebzede olsa. Ancak verilen mesaj, bana kalırsa çok açıktı. Bu mesajın ise Suriye’ de ki meseleler ve Türkiye’nin buna karşı tutumuyla, DOĞRU ORANTILI olduğu kati surette yadsınmamalıydı…

Özetle; Rusya, ABD, İran, Rejim ve PKK/PYD’nin kendi şart ve taksimatlarını, TÜRKİYE’ye KABUL ETTİRMEK istediği aşikârdır gelinen aşamada. Zira Türk Yurdu KERKÜK ile bile, bize mesaj vermekten çekinmedikleri de zaten fazla söze hacet bırakmamakta. Peki, o halde “ne yapmalıyız” derseniz? Zamanın bizi aksiyon almaya ittiğini, görmezden gelemeyiz evvela. Akabinde ise Devletimizin hemen olmasa da UYGUN BİR KONJONKTÜRDE, “Suriye’deki yarım kalan işimizi” bitirmeyi düşünmesinde yarar olacağı kanaatindeyim. Hatta ABD’nin dikkati hazır Pasifiğe kaymışken, MİSAKI MİLLİ sınırlarımıza (Musul/Kerkük) ayak basılması da eş anlı bir şekilde planlanabilir, neden olmasın? Yoksa bu biçimde seyrederse, Irak ile Suriye sınırlarının, ülkemiz için hiçbir dem tehdit olmaktan çıkmayacağını kimse inkâr edemez. Evet, belki zor olacak… Lakin imkânsız da değil. Önemli olan, UYGUN KONJONKTÜR… İnanın gerisi, çorap söküğü gibi gelir.