Kızgın demiri soğutmak…
“Sürekli olarak yüksek ateşle yaşayamazsınız.
Ateşi düşürmek için adım atmak zorundasınız!..
Bunun için kararlı adımları atmak da elbette yönetenlere düşer.”
Birkaç yıldır, fırsat oldukça “Toplumsal Mutabakat Alanını” genişletmenin önemine vurgu yapmaya çalışıyoruz, “goygoycular” kızsa da!..
“Hilm ve Teenni.”
“Sekînet ve Sükûnet.”
Şimdi tefekkür vakti.
“Kızgın demiri soğutmak.”
“Haddinden fazla sertlik gayedeki hikmeti yok eder!”
Ve hüküm:
“Sen onlara Allah’ın lütfu sayesinde yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi!” (Âl-i İmran Suresi-159)
Ve hüküm…
Tavsiye:
“Kolaylaştırın güçleştirmeyin, müjdeleyin nefret ettirmeyin.”
Hilm.
Yumuşak huyluluk ve teenni..
Teenni, yani “ölçülü” olmak.
Resûlullah’ın “Dost”a hitabı:
“Sende Allah’ın sevdiği iki hususiyet vardır: Hilm ve teenni.”
-Yiğit kimdir Ya Resûlullah?..
“Yiğit güreşte rakibini yenen değil, kızdığında öfkesini yenendir.”
Dost…
Kimdir?..
Suret-i Hak”tan görünerek “dostlarını” uzaklaştıranlara dikkat!..
Çatlakları “örtmeye” gayret etmek yerine, büyütmeye çalışanlara!
Fitnecilere, dikkat!..
Her dalkavuk fitnecidir, her yaptığını alkışlayana dikkat!
Dalkavuk…
Düşman mı, dalkavuk mu?
Hangisi daha tehlikeli?
“Doğruyu tavsiye edip yanlıştan men edecek” dostlara ihtiyacımız yok mudur?..
Niyet ve samimiyet…
Samimi bir niyete dayanmayan amel ve hareketler “ne kadar önemli ve faydalı gözükürse gözüksün” azap ve pişmanlıktan başka bir işe yaramaz.
Riyâ…
Allah muhafaza.
Kızgın demiri soğutabilmek için, “kızdıranlara” dikkat etmek gerek…
“Eski Dostlar”ın sayısı çok artmışsa…
“Niçin böyle oldu?” demek…
Kimileri “nankör” olabiliyor, evet…
Ama hepsi mi…
Değil elbet.
Demiş ki Merhum Vatan Şairi:
"Nankördür insanoğlu kimse bilmez fendini, kime iyilik yaptıysan ondan koru kendini".
Doğru…
Kırk yıl sırtında taşısan ne, bir an indir hele!..
Burası doğru da…
Birilerinin “fitne” ateşine odun taşıdığı da doğru!.
Menfaat dünyasında, “köşe kapmaca” oyunu !..
“Hukuk” hoyratça çiğnenebiliyor, dedim ya “Dalkavuk düşmandan bin kat tehlikeli.”
Yeni dostlara giden yolu açabilmek için “Eski Dostlar”ın sayısını azaltmak gerek.
“Dostlukları yenilemek.”
Bölünmeyi engellemek!..
Bölünmeyi engellemek!.
Bölünmeyi engellemek!..
Ramazan bir vesile olacak inşallah, “kırgınlıkları” azaltmak için…
Bunun için de, daha az politika…
Daha çok tefekkür…
Zor günler, çok daha zor, çok daha zor günler gelecek…
Perşembe’yi haber veren Çarşamba, bugün öyle bir gün.
Zorluk mu?..
Tevekkül ve şükür.
Mesele tefekkürde.
Demiş ya Merhum Mütefekkir:
“Öleceğiz ne çare!..”
